07 Haziran 2022 04:30

7 Haziran’dan 1 Kasım’a: Otoriterleşmeye giden yolda neler yaşandı?

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de kaos dolu beş ay yaşandı. Bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile geçilen tek adam rejiminin temel taşları da 1 Kasım seçimlerinin ardından atıldı.

Fotoğraflar: DHA, Evrensel, AA, HDP Basın

Paylaş

Türkiye 7 Haziran seçimlerine, 5 Haziran’da Diyarbakır’daki HDP mitingine yönelik bombalı saldırının etkisinde girdi. 5 Kişinin yaşamını yitirdiği patlamadan sadece 2 gün sonra seçim yapıldı. Gerilimli bir atmosferde girilen seçimlerde AKP, yüzde 40.8 oy aldı ve ilk kez Meclis çoğunluğunu kaybetti.

HDP ise yüzde 13.1 oy alarak, 80 milletvekili çıkardı ve böylelikle tarihinin en yüksek oyunu aldı. Parlamentodaki aritmetik, koalisyon hükümetini zorunlu kılıyordu .HDP, MHP, CHP çeşitli koalisyon modelleri üzerinde görüşmeler yaparken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli AKP’nin yer almadığı koalisyon modellerine rest çekti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümeti kurma görevini Başbakan Ahmet Davutoğlu’na verdi. Davutoğlu CHP’yle koalisyon görüşmelerini başlattı. Ancak sonuç alınamayınca, 1 Kasım için erken seçim kararı alındı. O dönem HDP’li iki bakanın da yer aldığı seçim hükümeti kuruldu, MHP hükümete bakan vermedi.

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de kaos dolu beş ay yaşandı. Türkiye seçimlere bombalı saldırılar ile gitti. Yapılan 1 Kasım seçimlerinin ardından da AKP yeni bir rejimin adımlarını attı. Peki bu 5 ayda ne yaşandı? Bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile geçilen tek adam rejiminin temel taşları da 1 Kasım seçimlerinin ardından atıldı.

ÇÖZÜM SÜRECİNİN SONA ERMESİ- CEYLANPINAR SALDIRISI

2009 yılında temeli atılan ‘çözüm süreci’, 2009-2015 arasında kısmi gerilimler olsa da sürmüştü. 6-8 Ekim 2014’te IŞİD’in Suriye’nin kuzeyindeki Kürt kenti Kobanê’yi kuşatması nedeniyle başlayan protestolar AKP hükümetini rahatsız etti. Ardından Ceylanpınar’da 2 polis memurunun öldürülmesi üzerine süreç sona erdi. 17 Temmuz 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP ve HDP’lilerin katılımıyla açıklanan 10 maddelik ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını açıkladı. Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi çözüm sürecinin fiilen bitişi ve hendek operasyonlarının başlangıcına neden olmuştu. İki polisi öldürmek ve PKK’li olmakla suçlanan sanıklar beraat etti. Soruşturmaya katılan pek çok isme ‘FETÖ’ gerekçesiyle soruşturmalar açıldı. Açığa alma ya da tutuklama yaşandı. Ceylanpınar olayı ise hâlâ karanlık.

SURUÇ KATLİAMI

20 Temmuz’da Urfa’dan Kobanê’ye yardım götürmek üzere toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonuna dönük IŞİD tarafından bombalı saldırı düzenlendi. 33 kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı.

ÖZ YÖNETİM İLANLARI

Çözüm sürecinin sona ermesi ile yeniden ölüm haberleri gelmeye başladı. 10 Ağustos’ta Demokratik Bölgeler Partisi ‘öz yönetim’ ilan etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Bu açıklamayı kimler yapıyorsa ağır bir bedel öderler” dedi. Kısa süre içinde 4 il ve 15 ilçede öz yönetim ilan edildi.

7 Haziran seçimlerinin iptal edilmesi ve 1 Kasım’da yeni seçimlerin olması sürecinde çatışmalar alevlendi. 6 Eylül’de Dağlıca’da 16 asker yaşamını yitirdi.  8 Eylül’de ülke genelinde HDP binalarına saldırılar gerçekleşti.

ANKARA GARI KATLİAMI

7 Haziran-1 Kasım arasındaki süreçte  Türkiye tarihinin en büyük katliamı Ankara’da yaşandı. Çözüm sürecinin sona ermesi ile gelen ölümler, artan çatışmalara dur demek için 10 Ekim’de Ankara’daki barış mitingi yapılmak istendi ancak IŞİD saldırı düzenledi. İki canlı bombanın saldırısında 102 kişi yaşamını yitirdi. Bugün 6’lı masada yer alan Gelecek Partisi Genel Başkanı o dönemin Başbakanı IŞİD öfkeli çocuklar ifadesini kullanmıştı. Başbakan Davutoğlu “kokteyl terör” tanımını da ilk kez burada kullanarak IŞİD ile PKK ortaklığını işaret etti.

1 KASIM SEÇİMLERİ

Saldırılar ve katliamların gölgesinde 1 Kasım seçimlerine gidildi. AKP, yüzde 49.5 oy alarak 317 milletvekilini parlamentoya göndererek yeniden tek başına iktidar olacak çoğunluğa ulaştı. HDP oylarında ise ciddi düşüş yaşandı. Ancak AKP’yi en yüksek oyla iktidara taşıyan Davutoğlu, teşkilatları atama yetkisinin elinden alınması üzerine 5 Mayıs 2016’da istifa etti. Seçimlerden sonra, Kürt illerinde “hendekler” açıldı Sokağa çıkma yasakları başladı. BM İnsan Hakları tarafından hazırlanan raporda, 18 ay devam eden operasyonlar sırasında aralarında “800 güvenlik görevlisinin de bulunduğu 2 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği, ciddi insan hakları ihlalleri” yaşandığı belirtildi.

DARBE GİRİŞİMİ VE TEK ADAM SİSTEMİ

1 Kasım seçimlerinin ardından Türkiye’de başkanlık sisteminin adımları atıldı. İlk olarak Hükümetin Fethullah Gülen yapılanmasını sorumlu tuttuğu 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Bu durum Türkiye için de bir dönüm noktası oldu. TSK’den bürokrasiye kadar bir çok kadro tasfiye edildi. Tutuklamalar ve açığa almalar başladı. HDP’li belediyelere kayyum atandı ve belediye başkanları tutuklandı. 4 Kasım’ 2016’da HDP’ye dönük yapılan operasyonda Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da dahil milletvekilleri tutukladı. Bugün Kobanê davası hâlâ devam ederken gelinen süreçte HDP hakkında da parti kapatma davası var.

Darbe girişiminden önce başlayan “başkanlık sistemi” tartışmaları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla yeniden alevlendi. Bahçeli’nin bu çağrısı AKP’de olumlu karşılık buldu. İki parti başkanlık sistemine geçiş içeren anayasa değişikliği önerisini aralık 2016’da Meclise sundu, sistemin adını da Bahçeli “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak koydu.

Parlamentoda yapılan oylamada anayasa değişikliği referandum aralığında oy aldı. 16 Nisan 2017’de yapılan referandumda, başkanlık sistemine geçiş içeren 18 maddelik anayasa değişikliği kabul edildi. Bahçeli’nin çağrısı üzerine 24 Haziran 2018’de genel seçimlerle birlikte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan, yeni sisteme göre seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu.

SİYASET BİLİMCİLER, AKADEMİSYENLER, GAZETECİLER NASIL DEĞERLENDİRDİ?

AKP 7 yıl önce, 7 Haziran seçimlerinde ilk kez Meclis çoğunluğunu kaybetti ve seçimleri iptal ederek ülkeyi 5 aylık bir kaos dönemine sürükledi. 1 Kasım’da da yeniden iktidar oldu. 2015 üzerinden geçen 7 yıllık süreçte Türkiye nasıl bir dönüşüm içine girdi? Konuyu o süreci yakından takip eden isimlerle konuştuk.

Prof. Dr. Ayşen Uysal: Zifiri karanlık döneminde sokak neredeyse imkansız bir alana dönüştü.

Gazeteci Hakkı Özdal: O ‘uzun beş ay’ boyunca yaşanan şiddet, içinde bulunduğumuz ‘yeni’ dönemin ilkelerini belirleyecek şekilde kurucu niteliktedir.

Akademisyen Özgür Müftüoğlu: Geçen yedi yılın sonunda emekçiler çok daha kötü koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Yaşanılır bir Türkiye için egemen sınıfa karşı mücadele şart.

Siyaset Bilimci Celil Kaya: Bir iktidar güçlenmek istediğinde, örneğin oyları düştüğünde, ekonomi kötüye gittiğinde gücünü toplamak için Kürt meselesinde militarizme başvuruyor. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

AKP'li hakim Murat Bircan'a reddi hakim talebine Akın Gürlek’ten ret

SONRAKİ HABER

7 Haziran seçimlerinin yıl dönümü | "Bugünkü rejimin ilkeleri o beş ayda belirlendi"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa