İktisatçı Dr. Aydın Arı: Ekonomide ışığı toplumsal muhalefet yakabilir
İktisatçı Dr. Aydın Arı, ekonomiye halk lehine bir müdahalenin ancak toplumsal muhalefet eliyle yapılabileceğini kaydetti.
Eda AKTAŞ
Ramis SAĞLAM
İzmir
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Faiz indirimi sürecek’ açıklamalarının ardından Türk lirasında artan değer kaybı dün de sürdü. Dolar/TL kuru yüzde 0.50 artarak 17.20 seviyesini aştı. Kur korumalı mevduat uygulaması nedeniyle hazineden servet sahiplerine akan kaynak arttı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin mart ayında “Türk lirası en düşük durumda, daha ineceği bir yer yok, vatandaş rahat olsun” ifadelerinin üzerinden sadece 2 ay geçmiş olmasına rağmen Türk lirasındaki büyük erime sürdü. 21 Mart’ta dolar 14.81’den işlem görürken bugün 17.21 civarından işlem görüyor.
Ekonomideki kötü gidişatı İktisatçı Dr. Aydın Arı ve vatandaşla konuştuk. Arı, ekonomiye halk lehine bir müdahalenin ancak toplumsal muhalefet eliyle yapılabileceğini kaydetti.
Dr. Arı, “Pandemi sırsında bütün zenginler servetlerini ikiye katlarken, bütün yoksullar yoksulluğunu ikiye katladı. Büyümeden emekçi sınıfların aldığı pay sermaye sınıfının aldığı paydan çok küçük kaldı. Toplumsal muhalefetin canlanıp artık yeter demesiyle ancak bir ışık yaratabiliriz. Yoksa bu gidişle tünelin sonundaki değil tünelin başında ki ışığı bile görmüyoruz. Bu tünelin sonundaki ışığı inşa etmek zorundayız” dedi.
"HAYAT PAHALILIĞI DÜŞÜK GELİRLE İLİŞKİLİ"
TÜİK’in aylık enflasyonunu değerlendiren Arı, “Yıllık yüzde 73.5 enflasyon zaten başlı başına bir felaket. Yurttaşın nasıl bir enflasyon hissettiğini anlamak için TÜİK ile ENAG’ın arasını alsak çok yanlış yapmış olmayız. Hayat pahalılığı her gelir grubu için aynı anlama gelmez. Hayatta kalabilmek için harcamamız gereken ödediğimiz meblağ bu bütçenin nerdeyse tamamını katlıyor. Bütün alt ve orta sınıflar için bu tablo geçerli. Mallardaki fiyat artışı bu aileler için öldürücü oluyor. Aylık kazancı asgari ücretin 10 katı olan başka bir aile için bu biraz daha az hırpalayıcı oluyor. Günde 1 milyon kazanan insanlar var Türkiye’de ve dünyada, onlar için hiçbir önemi yok. Gelirle çok ilişkili bir hayat pahalılığından bahsediyoruz” dedi.
İTHALAT BAĞIMLILIĞI BU NOKTAYA GETİRDİ
Doların durduk yere tek başına bir yükseliş göstermediğini ifade eden Arı şunları söyledi: “Mevcut sermaye birikimi rejimi bu üretimin hakça bölüşülmesini de kolaylaştıran bir ekonomi değil. Yurttaşlar temel ihtiyaçlarını ithal etmek zorunda kalıyor. Bu ithalat için gittikçe yurt içinde daha fazla mal ihraç etmek zorunda kalıyor, temel mesele bu. Eskiden bir varil petrol için 10 kilo domates veriyorduysak şimdi 15 kilo veriyoruz. Bu problemlerin hepsi enflasyona, döviz kuruna yansıyor.”