Bursalı işçiler: Geçim derdi her şeyin önünde
Bursa'da konuştuğumuz işçiler, hayatlarındaki temel gündemin zamlar ve geçim derdi olduğunu anlattı: Ekonomi dışında pek bir şey konuşamıyoruz.
Fotoğraf: Unsplash
Uğur ÖKDEMİR
Bursa
Temel tüketim maddelerine yapılan zamlar ve hayat pahalılığı işçiler arasında en önemli gündem. Hatta bu konu diğer konuların tartışılmasının da önüne geçiyor.
Metal işçilerinin aldığı paranın diğer iş kollarına göre biraz daha yüksek olduğunu söyleyen BOSCH işçisi, “Eylül ayında alacağım farkla birlikte maaşım 15 bin civarı olacak. Tabii asgari ücretin bu durumda olduğu yerde kimse bizi çalıştırmak istemez. İnsanlar işini kaybetmemek için hayat pahalılığı karşısında sessiz kalıyor. Ama her geçen gün işler bizim için daha kötüye gidiyor. Sessiz kalarak, görmezden gelerek bu sorun çözülmez. Aldığımız paranın değeri kalmıyor. Yüksek ücret alıyoruz gibi görünsek de geldiği gibi gidiyor. İnsanlar arabalarını artık dışarı çıkaramıyor” dedi.
"TÜM TARTIŞMA EKONOMİDE KİLİTLENİP KALIYOR"
Ekonomideki kötü gidişatın AKP’ye tepkileri arttırdığını söylen bir başka BOSCH işçisi, “Ekonomi düzelse tepki gösterenlerden tekrar AKP’ye oy veririm diyenler var. Ekonomi dışında pek bir şey konuşamıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun SADAT önüne gitmesi, ABD’deki vakıflara aktarılan paraları konuşmaya başlıyorsun ikinci cümleden sonra olay ekonomiye bağlanıyor. SADAT olayı, aktarılan paralar, bunlara insanlar artık şaşırmıyor. Sıkı AKP’liler bu durumu normal görüyor, AKP’ye karşı olanlar ise illegal olarak karşılıyor. Tüm tartışma burada kilitlenip kalıyor” dedi.
AKP’ye oy veren işçilerde eski coşkunun olmadığını ifade ederek devam eden işçi şunları söyledi: “Artık açıktan savunamıyorlar. Susarak olayı geçiştiriyorlar. Artık herkes enflasyonu kabul ediyor. Sürdürülebilir değil diyor. Eskiye oranla daha çok tepkiler olsa da alternatif göremiyorlar. Bu durum da insanları ortada bırakıyor. Genç işçiler Erdoğan’a inanmıyor ama 6’lı masa noktasında da ikna değiller.”
"KRİZ YAŞAMADIĞIMIZ ALAN YOK"
AKP’li işçilerin dünyada kriz olduğunu, Erdoğan olmadığı takdirde ise Türkiye’nin daha kötü olacağını savunduğunu ifade eden bir başka BOSCH işçisi de “Yaptıkları her hamle bize zam olarak geliyor. Örneğin kur korumalı mevzuat hazineden karşılanıyor bu da bize vergi ve zam olarak geri geliyor. Her şeyde kriz yaşıyoruz. Gıda ülkesiyken gıda krizi yaşayan ülke olduk. Fabrikadaki işçilerin köyle bağlantısı var. Gübre, tohum, mazotun üretimi etkilediğini biliyorlar. Bunu AKP’li işçiler de dillendiriyor. Önceden ‘İnsanlar hazıra alışmış’ diyorlardı, şimdi ‘Nasıl yapsınlar bu zamlar karşısında’ demeye başladılar.”
"BU ZAMLARLA BAŞ ETMEK ÇOK ZOR"
“Enflasyon farkları fabrikada insanları sevindiriyor iyi zam geldi diye ama hayat çok pahalı gelen zam hemen eriyor” diyen Renault işçisi de şunları söylüyor: “Paranın sadece adı var. Hesaba yatan parayla bu zamlarla baş etmek çok zor. Konut kredisi dediler ama hiçbir işçi bundan yararlanamıyor. Yine zenginler için yapılan bir şey. Kendi müteahhitlerini kurtarma girişimi resmen. Bunu sadece ben değil fabrikada kimle konuşsam diyor. Zamlarla birlikte son zamanlarda kiralardaki yüksek artış da çok konuşuluyor. Barınma sorunu büyük dert. Evi olanların bile derdi çünkü çocuğu üniversiteye gidiyor, çocuk için barınma sorunu ortaya çıkıyor.”
İnsanların iktidara tepkilerinin arttığını belirten işçi, “6’lı ittifaka da tepkililer. Ama savunanlar ve çözüm olarak görenler de var. Bunlar daha kendi aralarında anlaşamamışlar nasıl güvenelim bunlara diye bir görüş hakim” dedi.
"DİĞER GÜNDEMLER İKİNCİ PLANDA KALIYOR"
AKP’ye tepki gösterenlerin sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Valeo işçisi de “Bunun başlıca sebebi ekonomik gidişat. İnsanlar ben cebime girecek paraya bakarım eğer para girmiyorsa kimseyi tanımam diyor. Tek dert ay sonunu getirmek ve işsiz kalmamak. Onun dışındaki tüm gündemler ikinci planda kalıyor” dedi.
“Kılıçdaroğu’nun SADAT’ın önüne gidip yaptığı açıklama, vakıflara aktarılan paralar, bu şeyleri biliyorduk” diyen Karsan işçisi şöyle devam eti: “Daha fazlası olur, yeni şeyler değil ki diyor insanlar. Genel olarak sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Siyaset konuşmak istemiyorlar. Geçinme derdi her şeyin önünde. Ama bu politikaların hepsi birbiriyle bağlantılı, bunu biliyorlar fakat konuşmak istemiyorlar.”
Fabrikadaki bazı kişilerin ise Fatih Erbakan’a ya da Ahmet Davutoğlu’na oy vereceğini söyleyen işçi, “Onlara oy verse de bizim hayatımızda çok değişen bir şey olmayacak. Sonuçta aynı yapıdan gelen insanlar” dedi.