11 Haziran 2022 17:39

EMEP’ten Soylu’ya mülteci kotası tepkisi: İnsanlara tuzlu su muamelesi yapıp seyreltemezsiniz

Emek Partisi Göç ve Mülteciler Bürosu’ndan Hilmi Mıynat: "Bu projenin adı bile ortadaki yanlışlığın altını çiziyor. İnsanları seyreltemezsiniz, insan yaşamlarına tuzlu su muamelesi yapamazsınız!"

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da Geri Gönderme Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında 1 Temmuz itibarıyla mahallelerde ikamet edebilecek yabancı oranının yüzde 25'ten yüzde 20'ye düşürüleceğini, bin 200 mahallenin ikamete kapatılacağını açıkladı.

Geri gönderme merkezlerinde toplam 25 bin geri gönderilecek insan olduğunu belirten Soylu, yakalanan toplam kaçak göçmen sayısının ise 110 bin olduğunu kaydetti. Türkiye'de 3 milyon 674 bin kayıtlı Suriyeli olduğunu belirten Soylu, gelenleri Hatay'daki kamplardan birinde bir süre barındıracaklarını ve nereden geldiği tespit edildikten sonra geri gönderileceğini söyledi.

"BİN 200 MAHALLE İKAMETE KAPATILACAK"

Göçmenlerin belirli bölgelerde yoğunlaşmasının önlenmesi için yabancı sayısının toplam kişi sayısına oranının yüzde 25'i geçtiği 781 mahallenin tüm yabancılar için ikamete kapatıldığını aktaran Soylu, “1 Temmuz 2022 tarihinden itibaren oranın yüzde 20 olarak uygulanması sağlanacaktır. Böylelikle yaklaşık bin 200 mahalle ikamete kapatılmış olacaktır” dedi. Soylu, Ramazan Bayramı gibi Kurban Bayramı'nda da Suriyeliler için bayram izni uygulaması olmayacağını açıkladı.

“BÖYLE KARMAŞIK BİR MESELEYİ İÇİŞLERİNE BIRAKMAK SORUNU ÇÖZMÜYOR”

Emek Partisi (EMEP) Göç ve Mülteciler Bürosu’ndan Hilmi Mıynat, mültecilerle ilgili karar merciin İçişleri Bakanlığı olmasının başlıca yanlışlardan biri olduğunu söyledi. Mültecilerin çalışma hayatı, sosyal yaşantıları, sağlık ve eğitim gibi alanlarda çeşitli sorun ve talepleri olduğunu belirten Mıynat, “Böylesine karmaşık bir meseleyi güvenlikten sorumlu bir bakanlığın tekeline bırakmak sorunu çözümsüzlüğe sürüklüyor. Tepkiler yükselince geri gönderme rakamları açıklanıyor. Biz Geri Gönderme Merkezleri yerine Göç ve İltica Ofisleri kurulması gerektiğini söylüyoruz. Aslında iktidar mültecilere yaklaşımını görev verdiği bakanlıkla ilan etmiş oluyor. 10 yıllık sorun derinleşip tepkiler yükselince ortaya sürpriz bir proje çıkıyor ve bu projenin adı bile ortadaki yanlışlığın altını çiziyor. İnsanları seyreltemezsiniz, insan yaşamlarına tuzlu su muamelesi yapamazsınız!” dedi.

YOĞUNLAŞMANIN SEBEBİ YOKSULLUK

Mültecilerin belli bölgelerde yoğunlaşmasının bir sonuç olduğunu ifade eden Mıynat, bu yoğunlaşmanın nedenlerine odaklanılması gerektiğini söyledi.

Bu bölgelerin sanayi kentleri, ucuz emeğin, enformel işkollarının olduğu bölgeler olduğunu ifade eden Mıynat, şöyle konuştu: “Ekmek bulamayacağı kente gönderirseniz oralarda kaçak yaşamaya devam edecekler. Daha ucuza daha zor koşullarda yaşamaya çalışacaklar. Başka adres gösteriyorsanız, ona orada sosyal bir yaşam sunmak zorundasınız. Birleşmiş Milletler'in Türkiye'den kaçmadığı dönemde dahi çözülemeyen bir sorundu bu. Çünkü adres göstermek sorunu kökten çözmüyor. Örneğin Burdur, Isparta gibi sanayinin ve sosyal yaşamın zayıf olduğu illere kayıtlı mülteciler kaçak olarak daha batıdaki illerde yaşam sürmeye çalışıyordu. Bu proje de benzer bir nitelik taşıyor. Uzun vadede atılacak karşılıklı entegrasyon ve sosyal politika adımları yerine, seçime dönük ani, keskin ve sorunu her iki taraf adına zorlaştıracak güvenlikçi politikalar sınırlarda olduğu gibi rüşvet ve kaçakçılığın değirmenine su taşıyacak. Çözüm için düşmanca tavır ve söylemler yerine, Türkiye ve Avrupa Birliği'nin politikalarına karşı halkların çıkarına bir mücadele yoluna girmezsek, bu konuları sorun olarak tartışmaya devam edeceğiz.”

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan, Van’da 1982’de kurulan üniversite için "biz açtık" dedi

SONRAKİ HABER

Mülteci Der Genel Koordinatörü Pırıl Erçoban: Mültecilere mahalle sınırlandırması çözüm değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa