15 Haziran 2022 03:42

Gönültaş: Albümde bölgenin fotoğrafını çekmeye çalıştım

Müzisyen Ali Doğan Gönültaş "Kiğı" isimli albümünü anlattı.

Fotoğraf: Kişisel arşiv 

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Müzisyen Ali Doğan Gönültaş doğduğu yer olan Kiğı’nın 150 yıllık müzikal sürecini albümüne taşıdı. Kiğı adını verdiği albümde, bu coğrafyada konuşulan Kırmanckî, Kurmancî, Kirdaskî, Ermenice ve Türkçe eserler yer aldı. Gönültaş ile dijital platformlarda dinleyicisiyle buluşan albümü ve müzikal serüvenini konuştuk.

ALBÜM 15 YILLIK ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ

Gönültaş, 15 yıla yakın bölge kültürüne dair kayıt çalışmaları yaptı. Çalışmalarının müzikal ve kültürel hafızaya yönelik olduğunu söyleyen Gönültaş “Kiğı’daki hafızanın taşıyıcı insanlarını Kiğı’da bulmak çok zordu. Kayıtların büyük kısmını metropole göç etmiş Kiğılılar ile yapabildim” dedi.

Bu süreçte Ermeni Araştırmacı Osep Tokat’la iletişime geçmesi Gönültaş’ın çalışmasına önemli bir katkı sağladı. Gönültaş bu katkıyı şöyle anlattı: “Oradaki Ermeni müziğini anlamaya çalıştım. Sonra ana dilimde olan müziklere bu çalışmada yer vermek istedim. Şarkılar bir bağlam içinde olsun ve dinleyen insanlar, bizden önce o coğrafyada ne dinlenmiş az çok kafalarında canlandırabilsin istedik. O yüzden ham kayıtları stüdyo aşamasında, olabildiğince, yoğun aranjman, düzenleme yapmadan aktarmaya çalıştım”

Albümde Kiğı’nın dokusunu anlatmaya çalıştığını belirten Gönültaş, buranın geçmişteki kozmopolit yönüne ve coğrafi konumuna vurgu yaparak “Albümde bölgenin fotoğrafını çekmeye çalıştım. Albümde sadece Kiğı’ya ait şarkılar yok. Kiğı’da söylenen ‘Em Kolîme’ Hınıs’ta da söylenen bir kilam. Dersim’de duyulmuş, Varto’da bilinen bir kilam” dedi.

İLLÜSTRASYONLU KLİP

Gönültaş klibinde illüstrasyonu tercih etti. Gönültaş bu tercihi şöyle açıkladı: “Kürtçe müziği icra eden ve takip eden biri olarak video çalışmalara bakınca, kendi içinde tekrar eden ve kalıplaşmış işler… Ortaya çıkan kliplerin çoğunu tek bir kişi çekmiş sanki. Kendi çalışmamda, albümün bağlamını değiştirmeyecek illüstrasyonlu bir imaj dünyası yaratmak istedim”

KÜTAHYA’NIN DAĞLARI ŞARKISININ HİKAYESİ

Kütahya’nın Dağları albümde yer alan şarkılardan biri…  Hikayesini Gönültaş’tan dinleyelim: “Enis Kızılkan ikinci kaynak kişi. Söyleyen ise Karakoçanlı Seyit Hüseyin Dede. Ben bunu Seyit Hüseyin Dede’den duymadım. Hüseyin Dede Kütahya’ya askere gidiyor. 4 sene askerlik yapıyor. Türkçe de bilmiyor. Türkçe de bilmediği için örseleniyor. Baskıyla öğrenebildiği Türkçeyle şarkı söylüyor. Bunu Enis Kızılkan’ın babası Hayri Kızılkan bir cemaatte dinliyor. Onu 1980’lerde kasete kaydediyorlar. Enis Kızılkan da o kasetten dinlemiş. Yayla yolunda yürürken ‘Böyle bir türkü var’ dedi Enis Kızılkan. Ben de bu çalışmanın içinde olmasını çok istedim. Zira çalışmanın dert ettiği meseleyle yoğun bir bağı var. Bugün de benzer sorunların yaşandığı bir dönemdeyiz.”

Asimilasyon politikalarının etkisiyle Kiğı’nın kültürel yapısından koparıldığını belirten Gönültaş, “Don Kişot’vari, yel değirmenlerine karşı gitmeyince bir şey bulamak zor” dedi. Albümle ilgili olumlu dönüşler aldığı bilgisini paylaşan Gönültaş, “Bu ve benzeri işler zamanla yerini buluyor. Bilinen müzik tüketim refleksleri ile böylesi çalışmaları değerlendirmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

"HER ŞEY AYAN BEYAN ORTADA"

Sohbetimiz son dönemde yaşanan konser yasaklarına geliyor. Gönültaş sözlerini şöyle tamamlıyor: “Kendi ideolojik takıntılarını bir halkın ana dili üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyorlar.  Bazen bu durumu izah etmeye çalışmak bile gülünç geliyor. Her şey ayan beyan ortada…”

ÖNCEKİ HABER

Sözler tutulmadı, sağlıkçılar iş bırakacak: Bizi oyalamayın, halkın sağlığını bozmayın

SONRAKİ HABER

Ovacık’ta taksiciler akaryakıt zamlarını protesto etmek için kontak kapattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa