İzmir’de 15-16 Haziran direnişi ışığında sınıf hareketi konuşuldu
15-16 Haziran direnişinin 52. yıl dönümünde İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürlüğü tarafından “İzmir’de Sınıf Hareketleri” paneli düzenlendi.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir'de Kültürpark İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde düzenlenen panelde 15-16 Haziran işçi direnişinin yanı sıra Tariş direnişi de konuşulurken, panelist olarak DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Araştırmacı-Gazeteci Mehmet Şakir Örs katıldı.
Açılış konuşması yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Çimentepe’de, bugünkü adıyla Güzeltepe’de başlayan ve kısa sürede İzmir geneline yayılan Tariş direnişinin, örgütlü işçi hareketinin, tüm emekçiler üzerindeki etkisini göstermesi yönüyle özel bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Soyer, “Aradan geçen 52 yıla rağmen hem 5-16 Haziran direnişi, hem de üzerinden 42 yıl geçen Tariş direnişi hafızalarımızda taptaze. İşte tam da bu nedenle bugün 15-16 Haziran ve Tariş direniş ruhunun, toplumda yarattığı heyecana ve hareketliliğe çok fazla ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
“TARİŞ DİRENİŞİ BİR KENTİN DİRENİŞİDİR”
Panelin moderatörlüğünü yapan Doç. Dr. Melda Yaman, “İşçi sınıfının tarihinde çok önemli bir dönemeç. 15-16 Haziran'da Türkiye işçi sınıfı kendisi için de bir sınıf olduğunu ortaya koydu. Yarını kendi eliyle kuracağını gösterdi. Bu dünyayı değiştirmenin öncüsü ve önderi olabileceğini gösterdi” diye konuştu.
İlk söz alan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, işçi sınıfı hareketlerinin önemine değinerek, “Bizim geçmişimiz, onurlu tarihimiz hep birlikte inşa edeceğimiz onurlu geleceğimizdir. DİSK geçmişten bugüne kadar böylesi bir bilinçle mücadelesini sürdürdü. Tariş direnişi, bir kentin direnişidir. Bunun sahiplenilmesi ve bütün Türkiye'ye yayılması, Türkiye'nin geleceğine dair umutların gelişmesine yönelik deneyimler” dedi.Araştırmacı-Gazeteci Mehmet Şakir Örs de İzmir'de sınıf mücadelelerine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Panelde önerilerini de paylaşan Örs, “İzmir'de yerel yönetimlerin girişimi ile toplumsal bellek dediğimiz Emek ve Demokrasi Mücadeleleri belleği kurabiliriz. Giderek bir araştırma endüstrisine dönüşebilecek, Türkiye'deki toplumsal, siyasal, tarihsel mücadelenin hafızası olacak. Aynı zamanda genç kuşaklara birikimi aktaracak bir merkez kurulmasını öneriyorum” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)
