16 Haziran 2022 16:22
/
Güncelleme: 17 Haziran 2022 09:09

EFJ Direktörü ve Başkan Yardımcısı Evrensel’e konuştu: Gazetecilere yönelik baskılar giderek artıyor

Dünyada ve Türkiye’de gazetecilere yönelik artan baskıları ve genel kurul değerlendirmesini EFJ Direktörü Renate Schröder ve EFJ Başkan Yardımcısı Mustafa Kuleli ile konuştuk.

EFJ Direktörü ve Başkan Yardımcısı Evrensel’e konuştu: Gazetecilere yönelik baskılar giderek artıyor

Fotoğraflar: Dilek Omaklılar/Evrensel

Dilek OMAKLILAR
İzmir

Dünyada ve Türkiye’de gazetecilere yönelik baskılar giderek artıyor. Birçok gazeteci yaptığı haberden dolayı gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ya da haber takibi sırasında yaşamını yitiriyor. Son olarak Diyarbakır’da günlerce gözaltında tutulan 16 gazeteci tutuklandı.

Bir yandan gazetecilere yönelik saldırılar devam ederken diğer yandan basın yayın organlarına cezalar kesiliyor, haberlere erişim engeli geliyor ve yeni yasalar ile halkın özgür haber alma hakkına saldırı gerçekleştiriliyor. 

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de gerçekleştirilen Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Genel Kurulunda da gazetecilerin yaşadıkları sorunlar ve dayanışma ön plana çıktı. Dünyada ve Türkiye’de gazetecilere yönelik artan baskıları ve genel kurul değerlendirmesini EFJ Direktörü Renate Schröder ve EFJ Başkan Yardımcısı Mustafa Kuleli ile konuştuk. 

"GAZETECİLİK VARLIK YOKLUK SAVAŞI İÇİNDE"

45 ülkede 100’den fazla örgütün üye olduğu EFJ’ye ilk kez Türkiye’den başkan yardımcısı seçilen Mustafa Kuleli, 12. Genel Kurulda öne çıkan başlıkları aktararak sözlerine başladı. Kuleli, dünyada gazeteciliğin saldırı altında olduğunu Türkiye’de ise daha ağır yaşanan saldırılardan Avrupa’nın da azade olmadığını belirtti. Özellikle otoriter liderlerin birçok ülkede ifade özgürlüğünü kısıtlamaya çalıştığını söyleyen Kuleli, farklı ülkelerde dezenformasyon yasası adları altında sosyal medya kullanıcılarını ve habercileri baskı altında alan, tehdit eden yasal düzenlemeler çıkartılmaya çalışıldığını belirtti. 

Diğer taraftan ise büyük teknoloji şirketlerinin başta Google olmak üzere dezenformasyonu yaydığını ifade eden Kuleli, “Medya ekonomisini kendi üzerine alarak medya şirketlerini ve gazetecileri zayıflatmaya çalışıyor. İzmir toplantısı bize gösterdi ki artık Avrupa’daki gazeteciler bir bütün halinde bu saldırılara karşı ortak mücadele ediyor. Çünkü artık gazetecilik bir varlık yokluk savaşı içinde. Büyük teknoloji şirketleri, gazetecisiz gazetecilik gibi bir model yaratmaya çalışıyor. Buna karşı direneceğiz” dedi.

Avrupa Birliği düzeyinde lobicilik, yasa yapıcılığı gibi alanlarda çalışmalarını sıklaştıracaklarını ve gazeteciliğin yeni ekonomik modellerini bulmaya çalışacaklarını söyleyen Kuleli, “Çünkü bu hâlâ bir muamma. Kaliteli haber üretimini kim finanse edecek? Asla partiler değil, belediyeler değil. Biz bunun yurttaşlar olmasını gerektiğini düşünüyoruz. Yani okurların, izleyicilerin haber için para ödemesi gerektiğini düşünüyoruz. Tabi bunun için gelir modelleri kurmak lazım. Önümüzdeki 3 yıl için çabalarımızdan bir tanesi haberciliğin finansmanı için yeni modeller yaratmak olacak” diye ekledi. 

"AVRUPA’DAKİ SENDİKALAR UKRAYNA’DAKİ MESLEKTAŞLARIMIZIN YANINDA"

Ayrıca kurulda Rusya’nın Ukrayna işgalinde gazetecilerin hedef alındığını da ele aldıklarını aktaran Kuleli, “Bu asla kabul edilemez. Bir de şu var, gazetecilerin hükümet sözcülüğüne soyunması… Savaşın bir tarafı gibi davranması. Asla kabul edemeyeceğimiz şeyler. Dolayısıyla özellikle Rusya’daki meslektaşlarımıza biliyoruz zor, bedeli ağır ama yine de objektif, bağımsız habercilikte ısrar etmeleri için güç vermeye destek olmaya çalışıyoruz. Ukrayna’daki meslektaşlarımızla da maddi ve manevi büyük bir dayanışma içindeyiz. Bu toplantıda bir kere daha gördük ki Avrupa’nın bütün sendikaları Rusya işgaline karşı Ukrayna’daki meslektaşlarımızın yanında” dedi. 

Gazetecilerin sorunlarının ortak olduğunu ancak yaşama düzeylerinin farklı olduğunu söyleyen Kuleli, hükümet baskılarının Macaristan, İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de olduğunu belirtti. Kuleli şöyle devam etti: “Hollanda’dan arkadaşlarımız bir önerge verdiler, onlar da sokakta güvenlik sorunu yaşıyor. Ukrayna’da da öyle. -ki düzeyleri elbette farklı- Türkiye’ye geldiğimizde biz bütün bu sorunları en sert haliyle yaşıyoruz. Ama bu aynı zamanda bize daha fazla yaratıcılık, motivasyon ve daha fazla direnç veriyor. Avrupa’daki meslektaşlarımızın pek çoğu bütün bu karamsar koşullar altında dahi Türkiye’deki gazetecilerin örgütlenme eğilimini hayretle karşılıyorlar. Baskılar çok olduğu için gazeteciler bir araya geliyor, sendikalaşıyor, sokaklara çıkıyor. Bütün bunları yaparken bir yandan da mesleğimizin teknolojik dönüşümünü yapıyoruz. Örgütlerimizi yeniçağa hazırlıyoruz, gazetecilerin dijital becerileri daha da ilerletiyor. Birçok meslektaşımız bizden ilham alıyor” 

"OTORİTERLEŞEN ÜLKELERDE BASKILAR ARTIYOR"

EFJ Direktörü Renate Schröder ise, öncelikle gazetecilik ekosisteminin piyasasının çökmüş olmasından bahsederek sözlerine başladı. Schröder, gazetecilerin çok kırılgan ve güvencesiz şartlarda çalışmak zorunda kaldığını belirterek, özellikle güvenlik sorunlarına değindi. Schröder “Özellikle kadın gazetecilerin internette taciz edilmeleri, bundan öte tüm gazetecilerin saldırıya daha fazla maruz kalması... Ukrayna’daki savaş nedeniyle yaşanan kayıpları hiç saymıyorum bile… Editöryal bağımsızlık hususunda da ciddi sıkıntılar var. Politikacılar gazetecilere baskı uyguluyor. Özgürce yazmak isteyen insanların artık yazamadıklarını görüyoruz. Bu hep vardı ama günümüzde daha da arttı.” 

Otoriterleşen ülkelerde baskıların giderek arttığını ifade eden Schröder şöyle devam etti: “Farklı boyutlarda olmakla birlikte o yöne giden başka ülkeler de var. Aynı zamanda Rusya’nın ekstrem durumu var. Öyle ya da böyle şu anda Avrupa Konseyinden ayrılmış olsalar da hala Avrupa’nın parçası. Eskiden özellikle yerel düzeyde bir yere kadar bağımsız yayıncılık yapabilen Rus medya organları vardı ama savaşla birlikte bunların tamamen üzerinden geçildi. Uzun süredir Türkiye’deki gündemi de takip ediyorum. 120 gazetecinin hapiste olduğu dönemleri de biliyorum. Son 10 yılda gördüğüm Türkiye gazeteciliğinin en büyük özelliği, baskı ne kadar artarsa artsın onlar da o kadar güçlü şekilde direnç gösteriyorlar. Bugün de şartlar zor ama görüyorum ki müthiş bir direnç var.” 

TGS’nin sendikal mücadelesi, imzaladıkları TİS’leri ile gurur duyduğunu da belirten Shröder, “Türkiye’yi çok önemsiyoruz ve siz direndiğiniz sürece biz arkanızda olacağız ki yaptıklarınızı yapabilmeye devam edelim” diye ekledi. 

** Tercüme için Türkiye Gazeteciler Sendikası Akademi Direktörü Orhan Şener'e teşekkür ederiz.

Evrensel'i Takip Et