HDP Sözcüsü Ebru Günay: Kürt basını dün susmadı, bugün de susmayacak
Diyarbakır’da 16 Kürt gazetecinin tutuklanmasına tepki gösteren HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Kürt basını dün faili meçhullere karşı, cemaatin kumpaslarına karşı susmadı, bugün de susmayacak” dedi.
Ebru Günay | Fotoğraf: MA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Günay, Kürt gazetecilerin tutuklanması, Gemlik Yürüyüşü ve kongre hazırlıklarına dair konuştu.
Günay, “Gazetecilerin gözaltına alınması da tutuklanması da iktidarın hakikatlerden korkusunun göstergesidir” dedi.
“DÜN SUSMADI, BUGÜN DE SUSMAYACAK”
AKP’nin uygulamalarının Türkiye’yi 90’lı yıllardan daha beter bir karanlığa sürüklediğinin altını çizen Günay, “Kürt gazeteciler sadece bugün saldırıya uğramıyor, 90’lı yıllarda hedef alındılar, katledildiler, 2011 yılında cemaatin hedefinde yer aldılar. Bugün de AKP-MHP faşist iktidarının hedefinde yer alıyorlar. Kürt basını dün faili meçhullere karşı, cemaatin kumpaslarına karşı susmadı, bugün de susmayacak. Gazetecilerin tutuklanmasını şiddetle kınıyoruz, biz özgür basın çalışanlarının her zaman yanında olmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
“HALKIN GÜNDEMİNDE ZAMLAR VAR”
Günay, ekonomik krize de değindi.
Günay, şöyle konuştu: “Hepinizin malumu Türkiye’de yine çok yoğun bir gündem var, derinleşen krizler, kördüğüm haline gelmiş sorunlar, saldırgan politikalar varlığını koruyor. Halkın gündeminde zamlar, işsizlik, geçinememe sorunu ve kiralardan ötürü barınamama sorunu var. Buna karşılık iktidar halka, halkın değerlerine, toplumsal gerçekliğe yönelik çok bilinçli bir saldırı politikası sürdürüyor.
O yüzden halka, biz zevk û sefa içinde yaşarken siz kuru ekmeğe muhtaç halinize şükredin, altı ay dayanın, fedakarlığı sadece siz yapın, ölümlere razı gelin, savaşa destek verin, iktidarın yaptıklarını şatafatını, lüks hayatlarını sorgulamayın diyorlar. Gözleri doymuyor, ruhları doymuyor; bütün ülkeyi talan ettiler, yandaşlarına peşkeş çektiler, yine de yaşamlarımızı, emeğimizi, geleceğimizi istiyorlar.”
“İKTİDAR ÇALIYOR MUHALEFET OYNUYOR”
Günay, “Meclis’in vekilleri bile söz söyleyemeyecek, bir açıklama yapamayacak noktaya gelmişken bu gerçeklik manipüle edilerek iktidarın değirmenine su taşıyanların hesaplarını da elbette biliyoruz. Herkese hakaret eden iktidar çalıyor, kendisine muhalefetim diyenler ise oynuyor. İşte durum bu kadar hazindir. Mesele Kürt düşmanlığıdır, demokratik siyaset karşıtlığıdır. Hiç mi vicdanınız yok, vekillerimize ve halkımıza yönelik saldırılara karşı tek söz etmeyeceksiniz, sokağa taşan işkenceye karşı itirazınız olmayacak, ama o arbede esnasında yaşanan bir olayı köpürteceksiniz? Eğer öyleyse arşivler ortada. Buyurun kimler nasıl tokat atmış tek tek bakalım. AKP’li vekillerin çocuklarının karşısında polislerin onuruyla oynandığında neredeydiniz, iktidar vekilleri polise hakaret ettiğinde ve polis tokatladığında neredeydiniz? İşte sizin siyasetiniz ikiyüzlüce. Polis dediğiniz polis değil, iktidarın talimatıyla halka düşmanlık yapan, kanunsuz emirleri icra edenlerdir, buna karşı bir söz söylemeyecek misiniz?” dedi.
15-16 HAZİRAN DİRENİŞİ
“Bugün aynı zamanda 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin de 52’nci yıl dönümü. Bu vesileyle emek mücadelesinde hayatını kaybedenleri saygıyla ve minnetle anıyor, emeğin hakkı için mücadele edenleri saygıyla selamlıyoruz” diyen Günay, “Emek mücadelesi bu ülkenin en onurlu mücadelesidir. Son yıllarda bu mücadele, yoksulluğa karşı bir mücadele olarak büyümüştür. Türkiye’nin dört bir yanında işçi direnişleri insan onuruna yaraşır bir ücret, sendikal haklar, örgütlenme özgürlüğü ve iş güvencesi için bugün direnmeye devam ediyor.
Bugün süren mücadele 15-16 Haziran 1970’te ülkenin dört bir yanında yakılan emek mücadelesinin ve mirasının devamıdır. Bugün de emekçilerin sorunlarının başında iş cinayetleri geliyor. İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, sadece 2022’nin ilk 5 ayında en az 646 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 107 bin! HDP olarak İşçi ve emekçilerin somut talepleri olan insan onuruna yaraşır bir ücret, sendikal haklar, örgütlenme özgürlüğü ve iş güvencesi talepleri derhal güvence altına alınmalıdır diyoruz” ifadelerini kullandı. (MA)