Kolombiya seçimleri: Petro’nun zaferi demokrasiye alan açar
Kolombiya’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu pazar günü. Sol ittifakın adayı Gustavo Petro seçimi kazanabilecek mi? İttifakın temsilcilerinden Efrain Viveros, Evrensel’e yorumladı.
Efrain Viveros fotoğrafı: Kişisel arşiv, Arkaplan fotoğrafı: Unsplash
Elif GÖRGÜ
İstanbul
ABD’nin Latin Amerika’daki sadık müttefiki, bölgesel politikalarının kaldıracı Kolombiya’da, ilk defa çeşitli sol ve devrimci siyasi güçleri temsil eden bir yönetim değişikliği ihtimali doğmuş bulunuyor.
29 Mayıs’a ilk turu gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu bu pazar yapılacak. İlk turda sol ittifak “Paco Historico/Tarihi Pakt”ın Adayı, Eski Gerilla Gustavo Petro yüzde 40.31 oyla birinci olmuştu. Petro, pazar günü emlak zengini, popülist sağcı Rodolfo Hernandez ile yarışacak. Seçimi ilk turda kaybeden ve Eski Cumhurbaşkanı Alvaro Uribe’nin siyasi çizgisinin devamı hükümetler için kullanılan ifadeyle “Uribizm” ise Hernandez’i destekleyeceğini açıklamıştı. Petro'nun işi kolay değil.
Devlet şiddeti, paramiliter şiddet ve baskının hakim olduğu ülkede tansiyon yüksek. Uluslararası ajanslar Petro kazanırsa “Darbe olup olmayacağı” tartışması yaparak daha da yükseltiyorlar.
Gustavo Petro’nun cumhurbaşkanı ve Afro-Kolombiyalı bir kadın olarak Kolombiya açısından bir başka ilki temsil eden Francia Marquez’in cumhurbaşkanı yardımcılığı adaylığıyla seçime katılan Tarihi Pakt’ın temsilcilerinden Efrain Viveros, süreçle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Viveros, Pakt’ın bileşeni olan Halkın Kurucu Meclisi Hareketinin (MCP) Başkanı ve hareketi Pakt içinde temsil eden delegasyonun üyesi. Mesleği eğitimcilik olan eski bir sendika lideri olan, ve siyah, Afro-azınlık ile Raizal halkının sosyal ve siyasi mücadelesi içinde bulunan Viveros, “Petro, neoliberal kapitalist modele darbe vuracak sosyal ve ekonomik reformlar ve ülkenin geçen on yıllardan bu yana yaşadığı faşistleşme sürecinde inkar edilen siyasi haklar için alan açacaktır” dedi.
KAYBEDEBİLECEĞİNİ HİSSEDEN OLİGARŞİ GERİLİMİ ARTIRIYOR
Başkanlık seçimlerinin ikinci turuna birkaç gün kala Kolombiya’daki siyasi ve sosyal atmosfer ne durumda?
Yüksek düzeyde yoksulluk içindeki Kolombiyalıların büyük çoğunluğu arasında çok fazla sosyal ve ekonomik memnuniyetsizlik mevcut. Buna bir de hükümeti kaybedebileceklerini hisseden ve umutsuzluğa kapılan rejim ve oligarşinin en gerici liderlerinin saldırılarının neden olduğu siyasi gerilim ve kutuplaşma ekleniyor. Halka hitap eden bir programdan yoksunlar kampanyaları Petro ile Francia’nın adaylığını destekleyen demokratik muhalefete karşı komplo ve iftiralarla dolu.
Sınıf mücadelesinin keskinleşmesinin bir sonucu olarak bir yıl önce Kolombiya’da, anketlere göre vatandaşların yaklaşık yüzde 70’inin desteğiyle bir aydan fazla süren ulusal bir grevi tetikleyen toplumsal bir patlama yaşandığını da unutmamak gerekir.
Seçim sonuçlarına dair bir öngörünüz var mı? Gustavo Petro kazanırsa Kolombiya’yı neler bekliyor, aynı şekilde “Kolombiyalı Trump” olarak adlandırılan Hernandez kazanırsa neler bekleyecek sizce?
Eğer herhangi bir hile yapılmazsa, her şey Petro’nun kazanacağına işaret ediyor. Petro, neoliberal kapitalist modele darbe vuracak sosyal ve ekonomik reformlar, ve ülkenin on yıllardan bu yana yaşadığı faşistleşme sürecinde inkar edilen siyasi haklar için alan açacaktır.
Hernandez ise, en gerici mali tekellerin ve Yanki (ABD) emperyalizminin bir kuklası olarak bir felaket hükümeti kuracak. İşçilerin ve köylülüğün haklarını tasfiye etmek için faşist önlemleri dayatmaya çalışacak, yüzyıl boyunca istikrarlı bir şekilde yükselen halk hareketini yenmeye çalışacaktır.
PETRO, HALKA BAĞLI KALMAYI SÜRDÜRÜRSE BAŞARILI OLABİLİR
Gustavo Petro’nun seçim programında neler var? Yakın zamanlarda Peru ve Şili’de de, her iki ülkedeki durum birebir aynı olmasa da, farklı sol eğilimlerden oluşan ittifaklar iktidara geldiler, ancak şu ana kadar sosyal ve politik vaatlerini yerine getiremedikleri görülüyor...
Petro, ülkenin çoğunluğu için onurlu bir yaşama doğru ilerlemeyi, açlığa karşı cepheden mücadeleyi, bugün suç sayılan protesto hakkına saygıyı ve ana akım medya tarafından ayaklar altına alınan ifade özgürlüğüne saygıyı vadeden demokratik bir hükümeti yönetmek ve ileriye götürmek gibi zorluklarla karşı karşıya kalacak. Ayrıca, barışın temeli olarak sosyal adaletle bağlantılı sosyal ve silahlı çatışmaya siyasi bir çözüm arayacak. İnsan hakları alanında, halka karşı işlenen soykırımın kurbanlarına saygı gösterilmesi, hakikat, adalet, tazminat ve devlet terörünün tekrarlanmaması için mücadele alanı açılması için çalışacak.
İnsan onuruna yakışır istihdam, konut, köylüler için toprak gibi sosyal taleplerin yanı sıra sağlık hizmetleri, eğitim ve emeklilik gibi hakları kâr amaçlı iş kavramının dışına çıkaracak. Temiz enerji kullanımına geçişi başlatacak, araştırma, bilim ve teknolojiye önemli yatırımlar yapacak, yolsuzlukla cepheden mücadeleyi sürdürecek, ilerici bir vergi reformu (zenginlerden daha yüksek vergi), demokratik tarım reformu ve halk için adalete erişim sağlayacak.
Petro, (programını) yukarıda bahsettiğim yükselen halk hareketinin üzerine inşa ederse, grevler ve halkın diğer sosyal mücadelelerinde yükseltilen talepleri üstlenirse, halkla bağlarını korursa, vaatlerinin uygulanmasında ilerleyebilecektir. Bunlar, başkanlık kampanyasının ortasında ortaya çıkan liderler arasındaki tepeden siyasi anlaşmalar tarafından yönlendirilmesine izin verirse gerçekleşmeyecektir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, uzun yıllardır iktidarda olan Uribizm çizgisi yenilmiş gibi görünüyordu, ancak Mecliste hâlâ güçleri var. Bu, seçimlerden sonra siyasi/sosyal manzarayı nasıl etkiler?
Sizin de belirttiğiniz gibi, Uribizm başkanlık seçiminin turunda büyük bir yenilgiye uğradı ve mevcut Cumhuriyet Kongresinde (mart ayındaki parlamento seçimlerinde) bazı sandalyeleri kaybetmesine neden olan ciddi boyuttaki gerilemesini de teyit etmiş oldu.
Tarihi Pakt içinde gruplanan demokratik, sol ve devrimci güçler ise Kongrede birinci güç haline gelerek daha önce hiç görülmemiş bir zafer elde ettiler. Mevcut Kongrenin yapısı, daha önce de söylediğim gibi, Petro’nun önümüzdeki 19 Haziran Pazar günü kendisini seçecek olan halkın parlamento dışı eylemlerine bağlı kalması halinde kullanabileceği manevralar için alan sağlayacak durumdadır.
Uribizm aynı zamanda kendisine siyasi ve askeri olarak ihtiyaç duyan ABD’nin de en yakın müttefiki olageldi. Bu emperyalist güçle ilişkiler nasıl bir değişime uğrayacak?
Petro, Venezuela, Küba, Nikaragua ve Latin Amerika ve Karayipler’deki tüm alternatif hükümetlere yönelik saldırılar nedeniyle tehlikeye giren bölgedeki barışı pekiştirecek, kıta ülkeleri arasındaki saygılı ilişkiler için mücadeleyi güçlendiren uluslararası bir politika öneriyor. Genel olarak, Kolombiya’nın özerkliğini ve egemenliğini kullanmasına alan açan faktörlerden yararlanacaktır.
İŞÇİ GENÇLER GREVİN ÖNEMLİ BİLEŞENİYDİ
Geçtiğimiz yıl Kolombiya’da haftalar boyunca toplumun farklı kesimlerinin sosyal ve siyasi taleplerini dile getirdiği ulusal bir grev hareketi yaşandı. Petro’nun ilk turdaki zaferinde de rol oynadı. Bu önemli hareketin kazanımları ne oldu, bugüne ve yarına ne bıraktı?
Bahsettiğiniz 28 Nisan 2021 ulusal grevinin tarihi ve siyasi önemi doğrudur. Ulusal grevde açıkça ifadesini bulan halk eyleminin yükseliş eğilimi seçimlere olumlu bir şekilde yansımıştır. Grev sırasında halk eylemlerinin en yüksek düzeyde olduğu yerlerde seçime katılım arttı ve Petro ile Francia kazandı. Başkent Bogota’da seçime katılım oranı yüzde 63.95’e ulaştı ve Petro diğer adayları mağlup etti. Kolombiya’nın güneybatısında katılım oranı yüzde 54 civarındaydı ve Petro’nun zaferi Cali, Popayán ve Pasto gibi üç eyaletin başkenti olan önemli şehirlerde öne çıktı. Güneybatı halkı, oligarşinin siyasi güçlerinin sağcı pozisyonlarını, Kongrede birçok sandalye kaybetmelerine yol açan seçim zaferiyle yenilgiye uğrattı.
Eylemler sırasında halk iktidarının embriyonik biçimlerinin kullanılması, hükümetten haklar koparan müzakereler ve mevcut Başkan Ivan Duque’yi sarsan ivme ile birleşerek, halk zaferlerinin kazanılma olasılığı hakkında büyük bir ders olmuştur. Bunlar, Ulusal Grevin geride bıraktığı dersler ve birikimdir.
Bu tabloda Kolombiya işçi sınıfı ve mücadelesi nerede duruyor?
Ulusal Greve katılan, grevi kan ve ateşle bastıran bu kana susamış rejime karşı kahramanca eylemlerin çoğuna öncülük eden gençliğin içinde yüksek bir işçi bileşeni vardı. İki üç aylık çöp sözleşmelerin mağduru olan taşeron işçiler, çalışma yaşamındaki kayıt dışılık nedeniyle haklarından mahrum olan işçiler… Bunlar, sadece ulusal greve katılan sendikaların, örgütlerin mücadelesinde ifadesini bulan değil, aynı zamanda devlet terörü ve Kolombiya’daki neoliberal modelin uygulamalarıyla darbe alarak patlayıcı seviyeye ulaşmış sosyal gerçekliklerdir.
UKRAYNA SAVAŞI KOLOMBİYA’YI DA ETKİLİYOR
Son olarak, bugün tüm dünyayı etkileyen uluslararası bir konu da Ukrayna’daki savaş. Bu savaşın Kolombiya’ya herhangi bir yansıması oldu mu?
Rusya-Ukrayna savaşının Kolombiya’da da sonuçları oldu; örneğin gübre ithalatının durması nedeniyle gıda üretimi etkilendi ve Rusya’ya ihracatın durması nedeniyle ticaret dengesi kötü etkilendi. Ukrayna’daki savaşın Rusya ve Venezuela ile siyasi-diplomatik ilişkilere de yansımaları oldu, zira Bogota’daki mevcut hükümet Washington’un sadık bir kuklası olarak, Caracas’ın Rusya için çalıştığı gibi bir iddiada bulunuyor. Emperyalist Joe Biden, Kolombiya ile saldırgan askeri ittifak NATO arasında bağlar kurarak Duque’yi ülkemizle “stratejik bağları” güçlendirmek için kullanmak üzere bundan faydalanıyor.