18 Haziran 2022 04:52

Mektup: İşçiden yana bir değişim mümkün

“14-15 yaşından askere gidene kadar çok farklı iş kollarında yevmiyeci işçi olarak çalıştım. Ne sigortadan ne sendikadan haberim vardı. Haklarımın ne olduğunu bilmeden uzun süre çalıştım.”

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Atakan KÖSE
Tokat

Merhaba Evrensel okurları… Ben Atakan, Tokat’ın Turhal ilçesinde yaşıyorum. Çocuk yaşta çalışmaya başlamış olan genç bir işçiyim. 7. sınıfa giderken simit satmaya başlayarak çalışma hayatına giriş yaptım. Sabahın erken saatlerinde kalkıp bisikletimle simit satmaya gidiyordum. Kış aylarında da çalışmak zorunda kalmıştım. İlkokulu bitirdikten sonra yaz döneminde her çocuk gibi benim de hayalim bol bol eğlenmekti. Enerjiktim, heyecanlıydım, yaşama sevinciyle doluydum. Öğrenmeye, eğlenmeye aç bir çocuktum. İşler elbette hayallerimle paralel gerçekleşmedi. Sistemin bizlere dayattığı adına darboğaz denilen durum beni tekrardan çocuk işçiliğine itti.

14-15 yaşında inşaatlarda çalışmaya başladım. Genelde alçı, boya, fayans işlerinde çalıştım. Çok emek vermeme rağmen aldığım ücret çok düşüktü. Ailem bu duruma çok üzülüyordu, çalışmamı istemiyordu. Fakat geçinebilmek için aile bütçesine katkı sunmak gerekiyordu. Askere gidene kadar çok farklı iş kollarında yevmiyeci işçi olarak çalıştım. Ne sigortadan ne sendikadan haberim vardı. Haklarımın ne olduğunu bilmeden uzun süre çalıştım.

18 yaşıma geldiğimde bir arkadaşımın vasıtasıyla Gaziantep’te kurulan şehir hastanesine işe girdim. Çok heyecanlıydım. Zira ilk kez düzenli bir işim olmuştu. Her ay elime toplu bir para geçecekti. Biraz da olsun rahat edecektim. Ailemin yanından ilk kez ayrılıyordum. Kendi ayaklarımın üstünde duracaktım. İlk ay maaş zamanı geldiğinde paralarımız yatmadı. 3-5-7 gün derken bir türlü hak ettiğimiz ücretimizi alamıyorduk. Ben çalışmaya başlamadan önce işçilerin benzer sorunları daha önce de yaşadığını duymuştum. İşçiler arasında birlik duygusu güçlüydü. Kısa bir süre içerisinde birlik olduk ve ücretlerimiz yatmazsa greve gideceğimizi şirketin muhasebe bölümüne bildirdik. Panik ve endişe içerisine giren şirket maaşlarımızı hemen yatırdı. 3 ay sonrada yine benzer bir durum yaşandı. Yeniden grev kararı aldık ve grev yaklaşık 15 gün sürdü. Güç bela haklarımızı aldık ama şirkete olan güvensizliğimizden daha sonra topluca işi bıraktık. Gaziantep deneyimi benim için çok faydalı oldu. İşçilerin nasıl birlik olduklarını, birleşen işçilerin karşısında patron ve adamlarının nasıl çaresiz kaldıklarını ilk kez orada görmüş oldum.

2020 yılında başlayan kovid-19 pandemisi kapitalizmin yarattığı işsizler ordusuna beni de dahil etti. Pandemi sürecinde askerliğimi aradan çıkardım. 2 yıl süren pandemide yardım olarak sadece aileme 2 bin TL verildi. Koskoca 2 yılda 2 bin TL. Şimdi ise patronlardan yana olan ekonomi politikaları nedeniyle adeta bir bataklığın içine düşmüş durumdayız. En temel ihtiyaçlarımızı karşılamakta diğer yoksul aileler gibi biz de zorlanıyoruz. Ama umutsuzluğa kapılmıyorum. İşçilerden, emekçilerden, halktan yana bir değişim olacağına inanıyorum. Her zaman geleceğe umutla bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Sözlerimi bitirirken işçi çocukları da patron çocukları kadar değerlidir diyorum.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Hayatımız çalışmakla geçiyor

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu, tarım ve hayvancılıkla geçinen kadınların tepkisini paylaştı: Utanın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa