Mektup: Kurtuluş bizim elimizde
"Türkiye’de koşullar gün geçtikçe daha kötüye gidiyor. Biz işçi emekçiler geçinemiyoruz. Saraylarda oturanlar biz işçilerin açlık sınırında yaşamamızı bile engelliyor."
Fotoğraf: Pixabay
Cam/seramik işçisi
İstanbul
Merhaba Evrensel okurları. Cam/seramik iş kolunda çalışan bir işçiyim. Ekonomik kriz, zamlar, hayat pahalılığı biz işçileri kemer sıkmaya, neyi nereden daha ucuza alabilirim diye hesap yapmaya, çocuklarımızın ihtiyaçlarından bile kısmaya mecbur bırakıyor.
Yaklaşık 3 yıldır Tuzla Tepeören’de bir fabrikada çalışıyorum. Fabrikamızın yurt dışında 8 yeri daha var. Geçenlerde ürettim şefimiz bizleri toplayıp bir duyuru yaptı. Hollanda’daki fabrikayı kapatıyorlarmış, orada yaklaşık 4 aylık bir iş varmış, buradan eleman götürmek istiyorlarmış, gitmek isteyenlerin isim yazdırması gerekiyormuş. Ama ne kadar ücret vereceklerini ve koşulları anlatmadı. Listenin yapılmasından bir hafta sonra bilgilendireceklermiş.
Tabii bizi bir heyecan aldı. Herkes daha fazla para alacağını düşünüyor: “4 ay çalışsam en azından biraz nefes alırım”, “Çocuklarımı üniversiteye göndereceğiz”, “Ev almak istiyorum eksiğim çok”, “Hayatım kurtulur, gider yerleşirim oraya”, “Burada çalıştığım para ile karnımızı bile doyuramıyoruz...” Cümleler böyle sıralanıyor.
Hepimizin tek isteği var; daha iyi yaşamak. Başladık hesap yapmaya... Hollanda’da asgari ücret 1100 avro. Yani bizim asgari ücretin 5 katı. Türkiye’de koşullar gün geçtikçe daha kötüye gidiyor. Biz işçi emekçiler geçinemiyoruz. Saraylarda oturanlar biz işçilerin açlık sınırında yaşamamızı bile engelliyor. Ancak kurtuluş ne Hollanda’ya ne de başka bir ülkeye gitmekte. Kurtuluş açlığa mahkum edilen işçi sınıfının elinde...