Diyarbakır'da tutuklanan gazetecilerin avukatı Resul Temur: Zorlama yorumla tutuklandılar
Tutuklanan gazetecilerin avukatı Resul Temur, gazetecilik faaliyetleri sorulan müvekkillerinin "zorlama yorumlarla" tutuklandığını belirtti.
Fotoğraf: Evrensel
Tutuklanan gazetecilerin avukatı Resul Temur, gazetecilik faaliyetleri sorulan müvekkillerinin "zorlama yorumlarla" tutuklandığını belirtti.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmalar kapsamında 8 Haziran'da gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, JINNEWS editörü Gülşen Koçuk, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, gazeteciler Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Esmer Tunç, Neşe Toprak, Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Güler, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Remziye Temel, Mehmet Yalçın, Abdurrahman Öncü, Lezgin Akdeniz ve Kadir Bayram ile yurttaşlar Feynaz Koçuk ile İhsan Ergülen, 8 günlük gözaltı sürecinin ardından 15 Haziran'da adliyeye sevk edildi. 16 Haziran sabahına kadar devam eden ifade işlemlerinin ardından Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer 16 gazeteci ise, "terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı.
Gazetecilerin avukatlarından Resul Temur, soruşturma ve yöneltilen suçlamalara dair konuştu.
2 AYRI SORUŞTURMA
JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş ile diğer 21 kişinin ayrı soruşturmalar kapsamında gözaltına alındığını aktaran Av. Temur, gözaltı sürecinde 22 kişiye neyle suçlandıklarına dair herhangi bir bilginin verilmediğini söyledi. Avukatların bu duruma karşı yaptığı itirazların da sonuçsuz kaldığını paylaşan Temur, bu nedenle gözaltı sürecini takip eden avukatlara etkin başvuru imkanının tanınmadığını söyledi. Temur, adliyeye sevkler sırasında da gazetecilere yönelik usulsüz işlemlerin devam ettiğine işaret ederek, "Soruşturma savcısı, ifadeler sırasında gazetecileri, ifadeleri bitinceye kadar gözaltı araçlarında bekleteceğini söyledi. Avukatların tepkisi üzerine gazeteciler otobüslerden indirilip, adliye içerisine alındı" dedi.
SORULAN SORULAR
İfade işlemleri sırasında hem gazetecilerin hem de avukatların kendilerini ifade etmelerinin savcı tarafından kısıtlandığını söyleyen Temur, ifadelerde ağırlıklı olarak gazetecilere yaptıkları haberler, programlar, programların içerikleri ve dili, bu programların içeriklerinin ne şekilde belirlendiğine dair sorular yöneltildiğini aktardı. Temur, "Bu soruların hepsi aslında bir gazetecinin, gazetecilik faaliyetini yürütürken esas alacağı konulardır. Dolayısıyla müdahaleye açık konular değildir. Müdahale söz konusu olursa zaten bu artık ısmarlama haber, ısmarlama gazetecilik olur. Soruşturmanın temel amaçlarından biri de bu cezalandırma yöntemidir" şeklinde konuştu.
GEREKÇE TANIK BEYANLARI
Müvekkillerinin ifadeler sonrası soruşturma dosyasına hakim olduklarını kaydeden Temur, hakimlik aşamasında soruların renginin değiştiğini söyledi. Temur, "Hakimlik, soruşturma sorgusuyla ilişkisi olmayan, daha önce bir kısım tanığın vermiş olduğu bazı beyanlar gazetecilere sormaya başladı. Gazeteciler ortak olarak beyanlarının kendileri ile ilgili olmadığını, beyanlarının bu dosya kapsamında alınmış beyanlar olmadığını dile getirdiler. Fakat buna rağmen biz tutuklanma gerekçesinde saf bu beyanların yer aldığını gördük" dedi.
FAALİYETLER ÇARPITILDI
Tutuklanma gerekçesinin temel cümlesinin, "Tv ve radyo kanalı, basın ve yayın kuruluşu görünümü altında faaliyet yürüten..." şeklinde olduğunu dile getiren Temur, şunları söyledi: "Yargı her zaman yaptığı gibi hileye ve yalana başvurdu. İlgisi, alakası olmayan tanık beyanlarıyla birlikte gazetecilik faaliyetini çarpıtarak, 'biz gazetecilik faaliyetinden dolayı yargılamıyoruz, yargılananlar aslında örgüt üyeliğinden yargılanıyorlar' gibi bir tablo çizmeye başladı. Bu cümlenin altını temellendirmek için geçmişten bugüne kadar verilmiş olan bir kısım beyanları bu dosya ile bağlamaya çalıştırlar."
Tanık beyanları ile dosyada yargılanan Kürt gazeteciler arasında illiyet bağının olmadığına işaret eden Temur, "Kaldı ki söz konusu açık beyanlarda var olan kanalların hiçbiri Türkiye’de yayın yapan kanallar değil. Dolayısıyla zorlama bir yorum ile Kürt gazeteciler bu gerekçeye dayandırılarak tutuklandılar" dedi.
SORU ÖNERGESİ VERİLDİ
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi:
- Tutuklanan 16 Kürt Gazeteci’nin haberi yapma biçimleri ve kullandıkları dil dahil sorgulama konusu olmuştur. Gazetecilerin düşünce ve düşünceyi ifade ediş biçimleri neden sorgulama konusu olmaktadır? Gazetecilerin tutuklanma gerekçesi nedir?
- Gazetecilik mesleğini ve yapılan haberleri suç gören, gazetecileri hedef gösteren ve haklarını gasbeden uygulamalardan vazgeçilecek midir?
- Türkiye ‘dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olmaktan’ ne zaman kurtulacaktır?
- AİHM ve Anayasa Mahkemesince gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara ilişkin birçok ihlal kararı ortada iken aynı ihlallerin devam ettirilmesinin amacı nedir?
- Özelikle Kürt gazetecilere yönelik bu kadar hukuksuz, antidemokratik ve insanlık dışı uygulamalar ve haksız tutuklamalar ayrımcılık yasağının ihlali olarak soruşturulacak mıdır?
(HABER MERKEZİ)