19 Haziran 2022 03:34

AKP’nin ‘kadrosundan’ taşeron işçiye bu kaldı: Emeklilik zorunlu, aylığı 2 bin 700 TL

2017 yılının aralık ayında KHK ile sürekli işçi kadrosuna alınan sağlık emekçileri zorunlu emekli ediliyor. İşçilere emekli aylığı ise 'sefalet ücreti' oldu.

Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel

Paylaş

Hilal TOK
İstanbul

Taşeron şirket bünyesinde yıllarca çalışan ve 2017 yılının aralık ayında KHK ile sürekli işçi kadrosuna alınan sağlık emekçileri zorunlu emeklilik uygulamasına tepkili. Uzun yıllar ‘taşerona kadro’ talebi ile mücadele eden sağlık işçileri, yaş haddi nedeniyle istemedikleri halde emekli ediliyor. Düşük emekli aylığı dayatılan emekçiler, zorunlu emeklilik uygulamasının kaldırılmasını talep ediyor.

AKP iktidarının 24 Aralık 2017’de yayımladığı 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile taşeron şirketler bünyesinde çalışan işçilerin ‘sürekli işçi’ statüsüne alındığı açıklandı. Taşeron işçilere yönelik düzenleme işçilerin düşük emekli aylığı ile zorunlu emekli edilmelerine yol açtı.

"KADRO DİYE KANDIRDILAR, NEREDE HAKLARIMIZ?"

İstanbul’ Fatih’e bağlı Samatya’da bulunan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan ve emekliliğe zorlanan sağlık işçilerinden S, “Kadroya geçtiniz diye kandırdılar, bütün memlekete duyurdular peki nerede bizim kadrolu haklarımız?​” diye sordu. Erken yaşta 5600 prim günü ile emekli edildikleri için, aylık bağlama oranları düşük olan işçilerin eline 3 bin liradan fazlası geçmiyor.

İstanbul Araştırma Hastanesinde çalışan 9 yıllık sağlık işçisi S, “Ben emekli edileceğimi bilmediğim için krediye girdim. Kadroya geçtiniz diye kandırdılar bütün memlekete duyurdular. Peki nerede bizim kadrolu haklarımız? Ben burada sakatlandım çalışırken. Bel fıtığı oldum. Şimdiye kadar alnımın teriyle çalıştım, emek verdim bir anda beni 2 bin 700 liralık emekli maaşına mahkum edemezler. Ben bununla nasıl geçinirim? Borçlarım var, onları emekli maaşıyla ödeyemem. Bu, bugün benim başıma geldi yarın diğer arkadaşlarımın da başına gelecek” dedi.

"TEMMUZ ZAMMINDAN FAYDALANMAYALIM DİYE İZİN KULLANDIRMIYORLAR"

“Ben emekli olmak değil çalışmaya devam etmek istiyorum” diyen sağlık işçisi 2 çocuğu olduğunu, çocuklarının hem okuyup çalıştığını yine de geçinemediklerini, şimdi durumlarının çok daha kötü olduğunu, ayrıca kiralık evde oturduğunu söyledi. Emekli edildiği zamanının da ‘manidar’ olduğunu söyledi: “Normalde emekliye ayrılanlar kalan izinlerini kullanıp öyle ayrılıyorlar, fakat bizim izin kullanmamıza izin vermiyorlar. İzin yerine izin parası verip bir an önce emekli etmek istiyorlar. Sebebi de eğer izin kullanırsak temmuz zammından faydalanmış olacağız, temmuz zammını göstermeden emekli etmek istiyorlar.”

"HEPİMİZ SİNDİK, TOPLUCA HAREKET ETMEDİK"

Hak-İş’e bağlı Öz Sağlık-İş Sendikasında örgütlü olan işçiler, sendikanın sorun karşısında hiçbir şey yapmadığını belirterek, “Sendikanın bir şey yapamayacağını anlayınca bir avukatla görüştük o da bize sözleşmeyi imzaladığımız için hiçbir şey yapamayacağımızı, haklarımızı orada kaybettiğimizi söyledi. Sözleşmeyi zorla imzalattılar bize, itiraz eden arkadaşlarımız oldu o zaman ‘Hiçbir hakkınızı kaybetmeyeceksiniz bu sadece prosedür’ dediler. Okutmadılar bile. Herkes işe mecbur olduğu için ‘İşten atılırım’ korkusu yaşıyoruz. Hepimiz sindik topluca hareket edemedik o zaman” dedi.

"HEPİMİZİ EMEKLİLİĞİMİZ GELİNCE KAPININ ÖNÜNE KOYACAKLAR"

Henüz emekliliği gelmeyen ama aynı durumun yaşı ve primi doldurunca kendi başına geleceğinin de farkında olan bir başka işçi, “Arkadaşımızı emekliliği geliyor diye kapıya koyuyorlar. Bana da, ona da hepimize olacak bu. O yapılan sözleşmeyi hiç okutmadılar fotoğrafını çekecektim çektirmediler. Yasakmış. Kim bilir neler yazıyor. Bu durumdan memnun değiliz. Hastanede eski kadrolular, KHK ile kadroya geçenler bir de İŞKUR üzerinden gelen sağlık işçileri var. Ama aralarında çok fazla ayrımcılık var. Kadroluyla ben aynı işi yapıyorum ama ne maaş aynı ne çalışma saati. 2014 yılında girdim buraya o günden bugüne hiçbir şey değişmedi daha da kötüye gitti” dedi.

"FAZLA ÇALIŞIYOR, AZ KAZANIYORUZ"

Sağlık işçisi hastanedeki çalışma koşullarına, aşağılanma ve hor görülmeye de tepki gösterdi: “İnsanı köpek gibi kullanıyorlar. Temizlik personeliyim mesela yoğun bakımla hiç alakam yok, Bana diyorlar ki ‘Bakım yapacaksın.’ Başhekim böyle istiyormuş! Kardeşim ben hastane temizlikçisiyim niye hastanın altını temizleyeyim ki? Gocunmuyorum ama benim görevim değil!  8-5 çalışıyoruz, taşerondayken bile 8-4 çalışıyorduk. Sözleşmede 45 saat diyor ama ben hesaplıyorum 48 saat çıkıyor, fazla mesai ücreti de yok. Ameliyathaneleri, odaları, hemşire odalarını her yeri temizliyorsun hizmetçi gibisin ya neredeyse hiçbir hakkımız yok. Bazen kesintiler yüzünden asgari ücretin altında bile kalıyor ücretimiz. Okula giden bir çocuğum var, giderleri çok fazla aldığım yetmiyor. Bakalım temmuzda zam yapacaklar ne kadar olacak? 3-4 ayda bir aldığımız tediyeler var ondan da vergi kesiyorlar. İkramiyelerden vergi kesilir mi? Kardeşim sen benden neden bu kadar vergi kesiyorsun?​”

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Altay: Soylu’nun ‘görevden affını’ isteme zamanı geldi

SONRAKİ HABER

Bakan Süleyman Soylu: Tel Abyad'da 240 bin konut yapmayı planlıyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa