Pendik’te EMEP’in çağrısı ile bir araya gelen işçiler: Bu krizi biz işçiler çözebiliriz
Pendik'te Emek Partisinin çağrısı ile bir araya gelen çeşitli iş kollarından işçiler dayatılan yoksulluğa ve hak gasplarına karşı birlikte mücadelenin öndemine vurgu yaptı.
Fotoğraf: Evrensel
Cüneyt BİNİCİ
İstanbul
Çeşitli iş kollarında çalışan işçiler Emek Partisi (EMEP) Pendik İlçe Örgütünün çağrısıyla bir araya geldi. DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş Sendikası Genel Sekreteri Mehmet Turp’un da katıldığı toplantıda yapılan konuşmalarda işçilerin tüm hak gasplarına karşı birleşmesinin önemine vurgu yapıldı.
Bu düzende siyasi iktidarların patronlar için var olduğu ve işçilerin karşısında durduğunu dile getiren Mehmet Turp, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin de “Dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar”, AKP iktidarı temsilcilerinden Numan Kurtulmuş’un “TL’nin değeri düşerken ülke sermayesi kazanıyor” sözlerinin de bunu kanıtladığını ifade etti. Patronlar kazanırken işçilerin zam yükünün altında ezildiğini belirten Turp, “1984 yılında işe başladığımda aldığım maaşım ile 40 gram altın alıyordum. Şimdi ise bu mümkün değil” dedi.
Öte yandan asgari ücrete zam tartışmalarının da yapıldığını hatırlatan Turp, komisyonun yapısı nedeniyle işçilerin taleplerini karşılayamayacağını ifade ederek, konfederasyonların grev de dahil olmak üzere mücadelesinin önemine dikkat çekti. Turp, “Ancak esas çözüm ise biz işçilerde. Bizler suskun kaldıkça sermaye sömürüsüne sömürü katarken biz yoksulluğumuza yoksulluk katmaya devam edeceğiz” dedi.
"ÜRETEN DE BİZİZ AÇ KALAN DA"
Toplantıda söz alan bir emekli, “Sendikalarda sınıf sendikacılığı anlayışı olması lazım. Bu da işçilerin sendikaları kontrol edip denetlemesiyle, işçilerin işin başına geçmesiyle olabilir. Ayrıca işçiler mevcut hükümeti ve gelecek hükümetleri de denetlemeli. Krizleri gerçek anlamda işçi sınıfı çözebilir” dedi.
Bir tekstil işçisi de şunları söyledi: “Zamlar yağmur gibi yağarken aldığımız maaşlar yetmiyor. Üreten de aç kalan da biziz. İşçiler içerisinde AKP’den kopuş olduğu çok net. Herkesin iktidara bir tepkisi var ama muhalefete de tepkisi var. Muhalefet partileri halkın yoksulluğunu vurgularken patronların da kâr etmesi gerektiğini söylüyor. Bu taban tabana zıt bir politikadır. Biz Emek Partisinde hiç patron görmedik, işçilerin partisi olduğuna inanıyoruz. Biz sokakları doldurmalıyız, hakkımızı aramalıyız.”
Çimse-İş’in örgütlü olduğu Key Teknik’ten bir işçi de “Çalışıyoruz ama mutfağa gelmeden para bitiyor. Son yapılan toplu iş sözleşmesinde yapılan zam çok düşüktü, aramızda tepkiler yoğundu. Elektrik, su, doğal gaz, ev kiraları... Her şeye zam gelirken sendika bu kadarını alabildik deyip işçileri bastırıyor. Biz de örgütlü değiliz. Sendikaları bizim yönetmemiz lazım” dedi.
"BİRLEŞMEKTEN BAŞKA YOL YOK"
Türk Metal’in örgütlü olduğu Evas El Aletleri’nden bir işçi de “Hükümete çok büyük tepkiler var ama muhalefetin de dertlerine çare olamayacağını söylüyor arkadaşlar. Çünkü ülke büyük bir yıkımın ve batağın eşiğinde. Bu bataklığa ilk batanlar biz işçileriz. Tek çözüm bizim birliğimizden geçiyor” dedi.
Tekgıda-İş üyesi Kent Gıda işçisi de şunları söyledi: “İşyerimde herkesin zamlara büyük tepkisi var. Patron da bu krizi işçileri işten çıkararak değerlendiriyor. İşten çıkarılma korkusu zam yağmuru karşısında daha baskın kalıyor. Sendikamızın bize sahip çıkmaması işçiler arasında sendikaya karşı güvenin azalmasına da neden oluyor.”
Tatbak’tan bir işçi de “Bizde de geçim sıkıntısı ve zamlar karşısında eriyen maaşlarımız konuşuluyor. Birlik kurmakta büyük zorluk yaşıyoruz fakat yaşadığımız sorunlar bizi ortaklaştırıyor. Bir ara maaşlarımıza yapılan düşük zamlara tepki gösterdik fakat patron örgütsüz olmamızdan kaynaklı bize kapıyı gösterdi sindirdi. Ancak birleşmekten başka da bir yol yok” dedi.