21 Haziran 2022 09:16

Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih Ali: Bir arada yaşam için ortak mücadele önemli

"Bütün günahlar mültecilere yıkıldı. Siyasiler de bunu kullandı. Hiç ekonomiye bakmıyor, devletin siyasetine, politikasına, dış politikasına bakmıyorlar; gündem sadece mülteciler."

Fotoğraf: Rostyslav Savchyn/Unsplash

Paylaş

Eda AKTAŞ
İzmir

Suriye iç savaşının ardından Türkiye’ye başlayan göç dalgasının üzerinden 10 yılı aşkın süre geçti. Geçen sürede savaştan kaçan milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye akın etti. Türkiye’ye göç akını yalnızca Suriye ile sınırlı değil. Taliban’a teslim edilmesinin ardından Afganistan’dan; işsizlik ve yoksulluğun kol gezdiği Pakistan ve Afrika’dan da göçmenler Türkiye’ye göç etti. İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de bulunan göçmen sayısı 4 milyonu aştı. Artan göçmen nüfusunun yanı sıra son yıllarda ekonomik krizin derinleşmesi, siyasetin çözüm üretmediği sosyal sorunların birikmesinin bir sonucu olarak mülteci karşıtlığında keskin bir artış yaşanıyor.

Yola ‘Ensar-misafirimiz’ diyerek çıkan AKP ve Erdoğan hükümeti bugün mültecilere karşı güvenlikçi politikaları öne sürüyor. Muhalefet ise iktidarın politikalarından kaynaklanan sorunlar altında ezilen işçi ve emekçilerin önüne mültecileri hedef olarak koymayı tercih ediyor. AB ile imzalanan Geri Kabul Anlaşması nedeniyle Avrupa’ya geçiş yolları tıkanan mülteciler ise burada sıkışmışlık halinde. Savaş, açlık gibi nedenlerle ülkelerine dönemeyen milyonlarca mülteci, Türkiye’de ise ayrımcılık, yoksulluk, güvencesizlikle yüz yüze.

REKABET ARTINCA GERİLİM DE ARTTI

Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih Ali ile mültecilerin yaşadığı sıkışmışlığı, artan mülteci karşıtlığını, çözüm yollarını konuştuk. Toplumda mültecilere olumsuz bakışın son yıllarda arttığını ifade eden Ali, geçen süreç içerisindeki dönüşümü şöyle özetliyor: “İlk zamanlar kardeşim geldi diye bir sahiplenme vardı. Her konuda bir destek vardı ama kimse tahmin etmiyordu 10-11 sene burada kalacağımızı. Şimdi bu bakış tümden değişti. Mültecilerin bir kısmı esnaf, bir kısmı işçi oldu. Bu işçiler arasındaki rekabetin artmasını beraberinde getirdi. Bu rekabet yalan haberlerle birleşince mültecilere bakış da değişti. Dükkan işleten Suriyeli için ‘Vergi ödemiyor’, işçilik yapan için ‘Devletten maaş alıyorlar’ gibi söylentiler çıktı. Bu söylentiler Türkiyeli ve Suriyeliler arasında gerilim yarattı.”

‘GÜNAH MÜLTECİLERE YIKILDI, SİYASET BUNU KULLANDI’

Geçen sürede milyonlarca mültecinin Türkiye’de bir hayat kurduğuna dikkat çeken Ali, pandemiyle derinleşen ekonomik zorluklar nedeniyle insanların zor zamanlar yaşamaya başladığını ve faturanın da mültecilere çıkarıldığını ifade ederek “Bütün günahlar mültecilere atıldı. Siyasiler de bunu kullandı” dedi. Mülteci karşıtlığı üzerinden bazı çevrelerin siyasi rant elde ettiğine dikkat çeken Ali, “Sanki siyasette ilk madde mülteciler. Zafer Partisi sanki mültecilere karşı kurulmuş. Hiç ekonomiye bakmıyor, devletin siyasetine, politikasına, dış politikasına bakmıyor; gündemi sadece mülteciler” diyerek mülteci karşıtlığının kışkırtılmasına tepki gösterdi.

Geri gönderme tartışmalarına da değinen Ali, Suriye’de hâlâ siyasi iktidara güven olmadığını vurgulayarak “Kim kimle savaşıyor, kimse bilmiyor. Can güvenliği yok” dedi.

ENTEGRASYON İÇİN AB VE BM SORUMLULUK ALMALI

Suriyelilere dönük saldırılara karşı mültecilerin Facebook sayfalarından haberleştiğini söyleyen Ali, “O sayfalarda iki görüş var. Bir grup ‘Saldırıları kabul etmiyoruz’ diyor, bir kısmı da ‘Misafiriz, bizim de hatalarımız var’ diyor. Biz dernek olarak gerilimi yumuşatmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızın sonucunu da görüyoruz” diye ekledi. İktidarın mültecilere karşı hayata geçirdiği güvenlikçi politikaları da değerlendiren Ali, esas ihtiyacın sosyal uyum ve entegrasyon olduğunu ifade etti. Entegrasyonun büyük bir proje olduğunu anlatan Ali, “Türkiye ekonomisi bunu kaldırmaz. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerin Türkiye’ye bu konuda yardım etmesi gerek” ifadelerini kullandı.

Ellerinde ne varsa yok pahasına satarak Türkiye’ye gelen mültecilerin de Türkiyeli işçi ve emekçilerle aynı ekonomik sorunları yaşadığını vurgulayan Ali, “Suriyeliler parkta oturunca, balkonda nargile içince göze batıyor. Suriyeliler refah içinde yaşıyormuş gibi bir algı çıkıyor. Böyle bir şey yok, aynı zorlukları bizler de yaşıyoruz. Ayın 14-15’inde Halk Bank önünde Kızılay Kart kuyruğu olunca hemen devletten maaş bekliyorlar deniliyor.* Bu durum tabii ki nefret yaratıyor. 3 milyon Türkiyeli Almanya’da yaşıyor, aynı nefret söylemi orada olsa memnun olur musun? İnsanları kışkırtmak için bazı şeyler söyleniyor bu söylemlere karşı dikkatli olmak gerekiyor” diyerek çağrıda bulundu.

Sorunların çözümü için mültecilerle birlikte Türkiyeli işçi ve emekçilerin ortak mücadele etmesi gerektiğini ifade eden Ali, bir arada yaşamın savunulması için siyasi partilere ve derneklere de görevler düştüğünün altını çizdi.

* Kızılay Kart yardımları Geri Kabul Anlaşması karşılığında Avrupa Birliğinin Türkiye’ye verdiği paralardan karşılanıyor.

ÖNCEKİ HABER

HDP mitingine saldırı davasında 10 polisin beraati onandı

SONRAKİ HABER

Çay Kanunu Değişikliği TBMM Başkanlığı'na sunuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa