İngiltere’de raylar işçiden yana ısınıyor: Demir yollarında 41 bine yakın işçi greve çıktı
Demir yollarında 41 bine yakın işçi greve çıktı. Hükümet ve sermayesi salgında çalıştıkları için “kahraman” ilan ettikleri işçileri birden, “sorumsuz, kaos çıkaran ya da bölücü” ilan etti.
Fotoğraf: Wiktor Szymanowicz/AA
Arif BEKTAŞ
Londra
Bugün, İngiltere’de son 30 yılda yapılan en büyük işçi grevi gerçekleşiyor. Ülkedeki tüm demir yolları durdu. Yaklaşık 41 bin işçi greve çıktı. Patronlar talepleri kabul etmezlerse, 23 ve 25 Haziran’da da greve çıkılacak. Talepler ise son 3 yılda yapılmayan zamların yapılması, iş garantisinin sağlanması ve emeklilik haklarına saldırıların son bulması.
30 yıl önce başlayan ve yaklaşık 20 yıl önce tamamlanan özelleştirmelerden sonra demir yollarına birçok özel şirket girmişti. Demiryolu İşçileri Sendikası (RMT) 15 ayrı şirketin işlettiği demir yollarının hepsinde aynı anda grev oylaması yapmış ve geçtiğimiz ay sonuçları kamuoyuna duyurmuştu. Oylamaya katılan işçilerin yaklaşık yüzde 90’ı grevden yana oy kullanmıştı.
KİM İÇİN İŞÇİDEN FEDAKARLIK İSTEDİLER?
2007-2008 krizinde, dönemin Başbakanı David Cameron “Hepimiz aynı gemideyiz” diyerek işçi ve emekçilerden fedakarlık istedi. Kriz döneminde zenginler kârlarını katlayarak daha da zenginleşmişti. Son üç yılda, salgın döneminde ise işçi ve emekçilerin ücretlerine zam yapılmayarak başta sağlık emekçileri olmak üzere daha çok çalıştırılarak yine fedakarlık talep edildi. Bu sefer çağrıyı, kendisi skandallarla ve rüşvetlerle gündeme gelen Başbakan Boris Johnson yapmıştı.
Son üç yıllık bilanço ne oldu? İngiltere’nin en zenginleri servetlerine yüzde 70 daha fazla servet kattı.
Peki ya işçiler? Üç yıl boyunca tek kuruş zam almadılar. Enflasyon son üç yılda yüzde 2.5’ten 11’e yükseldi. Her şeye zam geldi. İşçiler, kimi zaman çocuklarını yatağa aç gönderdi, kimi zaman kombi açmak yerine battaniyeye sarılarak oturmayı tercih etti.
İşçiler haklarını istediğinde ise sermaye topyekün saldırıya geçti.
SALGINDA ÇALIŞIRKEN KAHRAMAN, HAK İSTERKEN SORUMSUZ!
Birçok oyun ve entrikalarla işçileri kandırmaya çalışan hükümet ve sermayesi, işçiler “Yeter artık” dediklerinde, salgında “kahraman” dedikleri işçileri birden, “sorumsuz, kaos çıkaran ya da bölücü” yapıverdiler. Bugün başlayan RMT grevindeki işçileri ve sendikacıları da salgında kahraman ilan eden Johnson iktidarı ve sermaye, şimdi onları sorumsuzlukla suçluyor. Niye? Çünkü işçiler maaşlarına zam istiyor.
Tüm televizyonlara çıkıp, RMT yöneticilerini kötülüyorlar. Salgında yatağa aç giden çocuklar için kampanya yürüten Manchester United futbolcusu Rashford’a destek vermeyen ve çocukları açlıkla baş başa bırakan bakanlar ve sermaye grupları, birden o çocukları, hastaları ya da başka iş kollarındaki işçileri düşünür oldular!
Televizyonlara çıkıp grev yapan işçilerin, öğrencilerin sınavlarına gitmesine, hastaların randevularına yetişmesine ve diğer iş kollarında çalışan işçilerin işine gitmesine engel olduklarını söylüyorlar.
ETKİSİZ GREV İSTİYORLAR
Hükümetteki Muhafazakar Parti’nin geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan bir iç tartışması da bu arada kamuoyunun dikkatini çekti. Hükümetin, yapılacak grevlerin o alandaki hizmetin yapılmasına engel olmaması, patronu zarara uğratmaması, toplumu rahatsız etmemesi gibi kuralları yasa olarak hayata geçirmek istediği ortaya çıktı.
Yani hükümet, aslında pratikte işçilerin grev yapmaması, sadece sözde “Biz grevdeyiz” açıklaması yapıp, işine gücüne bakmasını istiyor. Ve buna da yine grev denecek.
Hatta, Muhafazakar Parti, grevler sonucu, patronların gördüğü zararın sendikacılar tarafından karşılanmasını bile konuşacak kadar ileri gitti. Bir patron, grev sonucu zarara uğradıysa, bu zararın, grev kararı alınmasında sorumlu olan kişilerin ödemesini istenecek. Ödemezse mahkeme ve daha sonra cezaevine konması bile tartışılıyor. Bu tür saldırıları tartışmalarının tek bir nedeni var. O da bir süredir suskunluğunu koruyan işçilerin artık sokağa inmeye başlaması.
SENDİKALARDAN RMT’YE DESTEK
Ülkenin hemen hemen tüm sendikaları açıklamalar yaparak RMT üyesi 41 bin demir yolu işçisinin yanında olduklarını açıkladı. Başta UNITE olmak üzere çok sayıda sendika genel merkezi, üyelerine çağrıda bulunarak RMT üyesi işçi kardeşlerinin grev alanlarını ziyaret ederek dayanışmada bulunulmasını istedi.
UNITE Genel Sekreteri Sharon Graham yaptığı açıklamada, mücadelenin ancak sokakta kazanılacağını ve RMT üyesi işçilerle dayanışma içinde olduklarını belirtti. Graham, ana muhafeletteki İşçi Partisi’ne de seslenerek, “İşçi Partisini sendikalar kurmuştu. Şimdi karar verme zamanı. İşçiden mi yanasınız yoksa patronlardan mı?” diye sordu.
GREVLER HIZ KAZANDI: EN AZ 70 GREV SÜRÜYOR
İngiltere’de son aylarda grevlerde büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Hemen hemen tüm sendikalar grev tartışmaları ya da oylamaları yapıyor. Son 6 ay içinde sadece UNITE sendikası 300 grev gerçekleştirdi. Şu anda UNITE’ın öncülüğünü yaptığı irili ufaklı 70 grev devam ediyor.
İletişim İşçileri Sendikası (CWU) postacılar için grev oylaması yaptı ve tüm ülkede grev kararı alındı. Sağlıkçılar, hukukçular da greve hazırlanıyor. Kamu alanında örgütlenen PCS sendikası da yaklaşık 600 bin üyesinin greve çıkması için grev oylaması yapmaya hazırlanıyor. Çünkü hükümet 91 bin kamu işçisini işten atmayı planlıyor.
Bugün RMT üyesi demiryolu işçileri rayları ısıttı. Ama öyle görünüyor ki; demiryolu işçilerinin yolunda çok işçi gidecek. Raylardan sonra sokakların da ısınması bekleniyor.