"Sansür yasası" yerel gazeteleri nasıl etkileyecek?
"Sansür yasası”nın TBMM’den geçmesi durumunda yerel basın emekçilerini neler bekliyor sorusuna yanıt aradık. Yerel gazeteci Sefa Gardiyanoğlu sorularımızı yanıtladı.
İLGİLİ HABERLER
Basın örgütleri birçok ilde sokağa çıktı: Sansür yasası çekilsin, gazeteciler serbest bırakılsın
Gazeteciler sansür yasasına karşı sokağa çıkıyor: Susturma, korkutma, hapsetme yasasına hayır!
Gözde Meydan
Kocaeli
Yerel basın ulusal medyaya oranla hak gasplarının, sansür ve otosansürün yaygın olduğu bir alan.
Yerel basının görünürlüğünün her dönem güçlü olduğu Kocaeli’de bugün 10’dan fazla basılı gazete yüzlerce haber sitesi faaliyet gösteriyor. Buralarda çalışan basın emekçisinden biri ile yerel basın çalışanlarının mesleklerini icra ederken karşılaştıkları sorunları ve mecliste görüşülecek olan “sansür yasası”nın TBMM’den geçmesi durumunda yerel basın emekçilerini neler bekliyor sorusuna yanıt aradık.
Gazeteci Sefa Gardiyanoğlu sorularımızı yanıtladı.
Kaç yıldır muhabirlik yapıyorsun?
5 yıldır muhabirlik yapıyorum.
Kocaeli’de çok fazla yerel gazete ve haber sitesi var toplam sayı nedir? Buralarda kaç muhabir, editör çalışıyor tahminen?
Kocaeli genelinde yaklaşık 13 tane basılı gazete olmak üzere 150’ye yakın haber sitesi bulunuyor. Bunların çok büyük bir kısmı ise muhabir dahil olmak üzere çalışanı olmayan hatta bazılarında güncel haberlerin dahi bulunmadığı sitelerden oluşuyor. Dolayısıyla basılı gazeteler de hesaba katıldığında aktif olarak haber akışı bulunan, muhabir ve editörlerin görev aldığı haber siteleri dahil Kocaeli basınında yaklaşık 250 basın emekçisi çalışıyor. Ancak Basın İlan Kurumu’na bağlı basılı gazetelerde ise gazeteci olmayan fakat avantajları dolayısıyla 212 sayılı Basın İş Kanunu’na tabi olmak amacıyla sigortasını bu koldan yatırmak isteyen ‘eş-dostlara’ avantajlar sağlandığı biliniyor. Bu durum da Basın İlan Kurumu’nun genel anlamda denetim mekanizmasının işlemediğini gösterirken, denetimlerin farklı iş kollarında da rastlanan bir durum olan ‘göstermelik’ denetimler olduğunu bize gösteriyor.
Şu anki haliyle yerel basının belediyeler ya da kimi özel firmalarla kurduğu ilişki nasıl? Bunun yaptığınız haberlere yansıması ne oluyor?
Yerel basında da yaygın medyaya benzer bir işleyiş bulunuyor. Medya sahipliği anlamında bakıldığında belli başlı basın kurumları, medya alanının dışında farklı sektörlerde de bulunuyor. Basını sadece ticari amaçla bir ‘araç’ olarak kullanan kurumlar ya da şahıslar da var. Yerel yönetimlerin gazetelere, televizyonlara ya da haber sitelerine vermiş olduğu ilanlar ve reklamların sonucu olarak da basın kuruluşlarının yayın politikaları da buna bağlı olarak şekilleniyor. Aynı şekilde şirketlerden alınan reklamlar da ‘bazı haberlerin’ görülmemesine sebep oluyor. Örneğin; özel bir firma tarafından ekolojik bir yıkıma sebep olabilecek bir ‘yatırım’ girişimi, firmanın vermiş olduğu reklam sonucu görmezlikten geliniyor.
Yerel bir gazete ya da haber sitesinde çalışmanın ne gibi zorlukları var? Çalışırken kendini özgür hissediyor musun?
Maddi sıkıntıların dışında yayın politikasının getirdiği sınırlamalar, basın emekçilerini zorlayan ve potansiyelini kısıtlayan bir durum. Basın kurumunun çizgisine göre de değişen bu durum ya imtiyaz sahibinin fikirleri doğrultusunda ilerliyor ya da ticari anlamda çalıştığı kurum ve kuruluşlara göre değişkenlik gösteriyor. Ayrıca basın emekçilerinin bir meslek odası talebi de bulunuyor.
Ücretler ve çalışma koşulları nasıl, buralarda nasıl sorunlar yaşanıyor?
Öncelikli sorunlardan biri, genel bir sorun olmakla birlikte ücret konusunda yaşanan sıkıntılar. Hem muhabir hem de editörlerin yaşadığı bu sorun, maalesef ki yerleşik hale gelmiş durumda. Tavan ücretin asgari ücret olduğu Kocaeli basınında, bazı kurumlarda asgari ücretin altında çalışan ya da 3 ayda bir maaş alabilen basın emekçilerinin olduğunu biliyoruz. Yasal dayanağı olmayan bu durum, bazı arkadaşlarımızın mecburiyetleri üzerinden patronlar tarafından meşru hale getirilmekte, bu şartları kabul etmeyen çalışanlara ise üstü kapalı olarak kapının önü gösterilmektedir. Diğer kentlere göre basını ile oldukça önemli bir konumda bulunduğu her fırsatta dile getirilen Kocaeli, çalışma şartları kısmına geldiğinde ise sınıfta kalıyor. Stajyer adı altında ücretsiz ya da çok düşük bir ücretle tam zamanlı bir muhabir olarak çalışmak zorunda kalan arkadaşlarımız, bir taraftan işverenler açısından da ‘kurtarıcı’ olarak görülüyor. İletişim Fakültesi’nin de etkisiyle, her sene onlarca mezunun ya da doğal olarak mesleği öğrenme adına sahada bulunmak isteyen öğrencilerin akın ettiği Kocaeli basınında, işverenler tarafından ‘kurtarıcı’ rolüne sokulan stajyerler, sırtlandıkları yoğun iş gücü sonucunda ya meslekten soğuyor ya da günü geçiştirmek adına ‘olduğu kadar’ haberlerinin altına imza atıyor. Bu durum; haberin niteliğini azaltırken, işveren açısından ise haber kurtarılmış oluyor. Ancak son dönemde ‘kurtarıcı’ rolündeki stajyerlerin dahi yol ve yemek gibi talepleri işveren tarafından bir yük olarak da görünüyor. Bir diğer konu ise şu sıralar içeriği değişen ama uzun bir dönem Kocaeli basınının çarklarını döndüren İŞKUR meselesi. İŞKUR’un İşbaşı Eğitim Programı kapsamında muhabirler, 8-9 ay boyunca günlük ücretle ve sigortasız olarak çalıştırıldı. Bu süre boyunca eğer GSS prim borcu bulunmuyorsa sadece sağlık hakkından yararlanabildiler. Bazı çalışanlar programın süresi sona ermeden işten çıkartıldı bazıları ise işleyişe göre devam etti. Ek mesai ücreti ise basın emekçilerinin kanayan bir başka yarası. Mesai saatlerinin dışında kalan ek mesai ücretlerinin (Resmi tatillerde yapılan haberlerin ya da akşam haberlerinin) Basın İş Kanunu’na tabi olan birkaç basılı gazete dışında, ki onların da son dönemde aldıkları tutum bu yönde, işveren kanadında bir karşılığı yok.
Ücretler, çalışma şartları böyleyken nasıl geçimini sağlıyor basın emekçileri?
Birçok basın emekçisi ek iş yaparak geçimini sağlıyor. Muhabirlerin bir kısmı ulusal ajanslara kaşeli olarak çalışıyor. Editörler ise mesai saatlerinin dışında kendi çalıştığı kurumların dışında farklı haber sitelerinde gece editörü olarak çalışmak zorunda kalıyor.
Meclis’te görüşülen bilinen adıyla “sosyal medya yasası”na karşı TGS üyeleri ve Kocaeli Basın Emekçileri olarak açıklama yaptınız. Bu yasal düzenleme özellikle yerel basında çalışan basın emekçilerine ne getirecek?
Bizler; meslek örgütleri tarafından, ‘sansür ve otosansür yasası’ olarak adlandırılan bu düzenlemenin, getirdiklerinden çok götürdüklerine odaklanıyoruz. Bunu mecburen yapıyoruz çünkü söz konusu yasa teklifi, nitelendirilen şekliyle tam olarak sansür ve otosansür getiriyor. Gazetecilerin diken üzerinde oldukları; baskı ortamını iliklerine kadar hissettikleri, her gün yeni bir soruşturma, yeni bir gözaltı ve tutuklama dalgası ile karşı karşıya kaldıkları bir ortamda bu yeni düzenlemenin yasalaşması, çok açık ki bu günleri dahi mumla aratır hale getirecek. Daha önce herhangi bir soruşturmaya dahil olmayan ve ‘zararsız’ haberler yapan bir gazeteci dahi, haber araştırırken ya da yazarken ‘başıma bir şey gelirse’ korkusuna kapılacak. Bu durum, hem haberin niteliğini azaltacak hem de sadece işini yapmaya çalışan gazeteciyi psikolojik açıdan yıpratacak. Böylece gazeteciliğin asıl işlevi olan ‘halkın haber alma hakkı’ ilkesine bağlılık ve kamu odaklı gazetecilik anlayışı zaman içerisinde sönümlenecek. Teklifin 29. maddesi olan ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ maddesi ile oluşturulmak istenen ortam da bu kaygılarımızı doğrular nitelikte.
Teklifte yer alan bir başka düzenleme ise hem ülke genelinde hem de Kocaeli özelinde yıllardır konuşulan ve beklenen, haber sitelerinin Basın Kanunu’nun kapsamına alınması konusu. Basın İlan Kurumu ile birlikte ilan ve reklam amaçlı imtiyaz sahiplerinin ilgisini çeken bu düzenleme, bir taraftan haber sitelerinde çalışan basın emekçilerinin de Basın Kanunu kapsamına alınarak kazanımlarının artması açısından olumlu görünüyor. Fakat pratiğe dönüldüğünde, Basın İlan Kurumu’nun bugünkü haliyle dahi taraflı yaklaşımı göz önünde bulundurulursa, tasarının yasalaşması durumunda takınacağı tutumu da tahmin etmek zor değil.
Bu yeni düzenleme ile sadece basın değil, sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarda bir sınırlama getirilmek isteniyor. Buna dair ne söylersin?
Bu düzenlemenin seçim öncesi yasalaşma ihtimali, tıpkı basın kanununda olduğu gibi muhalif görüşleri ve farklı sesleri bastıracaktır. Konuyla ilgili dile getirilen endişeler, bu dönemde dahi yaşanan sosyal medya paylaşımlarının gerekçe gösterilerek açılan soruşturmaları, gözaltı dalgasını ve tutuklamaları artıracaktır.
Bundan sonrası için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Biz basın emekçileri olarak; konuyla ilgili süreci sonuna kadar takip edecek, kaygılarımızı ve taleplerimizi gerek basın açıklamaları ile gerekse ‘düzenleme’ getirilmesi düşünülen sosyal medya aracılığıyla kamuoyu ile paylaşacağız. Söz konusu düzenlemenin getireceği sonuçların, Kocaeli’deki basın kurumları ve çalışanlar tarafından bile tam olarak ciddiyetine varılamadığını gördüğümüz için, bu konuda da kendi içimizde bir tartışma ortamının oluşmasını sağlayacağız.
Evrensel'i Takip Et