"Amerika’daki Amazon işçileri kazandı, biz de kazanacağız"
Amazon'un operasyon deposu Ceva Lojistik'te çalışan işçiler çalışma koşullarını anlattı.

Arşiv | Fotoğraf: Unsplash
Hasret Gültekin KOZAN
Gebze
ABD merkezli e-ticaret ve teknoloji şirketi Amazon’un New York deposundaki işçiler, Amazon İşçi Sendikasını (ALU) kurarak nisan ayında sendikalaştı. Bu gelişme Amazon’un diğer tesislerinde de örgütlenme çalışmalarını tetiklerken, Türkiye’deki depolarında çalışan işçiler ise sendikal haklarını kullanmak istediğinde işten atmayla karşılaştı.
Amazon’un kullandığı Ceva Lojistik’in Gebze’de bulunan üç deposunda 3 bine yakın işçi çalışıyor. İş güvenliği nedeniyle ismini vermek istemeyen bir işçi, işçilerin işyerinde yaşadıklarını ve sendikalaşma nedenlerini anlattı. Açlık sınırının altında bir ücretle çalıştıklarını ifade eden işçi, fazla mesailerin depo yönetiminin istekleri doğrultusunda şekillendiğini ifade etti. 8 saat çalışmanın ardından bir 8 saat daha çalışmaya zorlandıklarını söyleyen işçi, “16 saatten sonra yasal dinlenme süremizi bile kullanamadan işe geri gelmemiz bekleniyor. Bu şekilde mesaiye kalmak istemediğimizi söyleme lüksümüz de maalesef yok. Eve dönmek için servis temin edilmiyor ve işten çıkarılmakla tehdit ediliyoruz. Kampanya dönemlerinde vardiyalar birleştirilip, yine zorunlu bir şekilde 12 saat çalışma düzenine geçiliyor” dedi.
“Kaldıramayacağımız ağırlıkları kaldırmaya, sürekli koşmaya zorlanıyoruz” diyen işçi şöyle devam etti: “Yemek molalarımız o anki hedefi tamamlayamadığımız gerekçesiyle geciktiriliyor. Çay molalarımız eksiltiliyor, iş hafiflemeden dinlenemeyeceğimiz söyleniyor. Kampanya dönemlerinde 4 saat aralıksız koşturduğumuz veya 3-4 kişinin işini tek başımıza yüklendiğimiz zamanlar oluyor. Kimi 15 gün, kimi 1 ay sürüyor ve toplamda yılın 5 ayını kapsıyor. Haftalık izinlerimizin çoğu gasbedilirken, yorgun ya da hasta düştüğümüzde rapor alırsak da yemek kartımızdaki ücret kesiliyor.”
SÜREKLİ GÖZLEM VE TUTANAK
Sürekli gözlem altında olduklarını söyleyen işçi, “Depo içerisinde bulunan kulelerdeki gözcüler, gardiyan olarak nitelendirdiğimiz Opex ekipleri ve yüzlerce kamera üzerinden 7/24 izleniyoruz. Opex denilen ekipler işçinin güvenliğinizi sağlamak yerine patronun gardiyanları şeklinde hareket ediyorlar. Afaki ve kanıtlanamayan sebeplerle tutanak tutuluyor. Kameralar da onların ya, her yeri gören kameralar, bizim kanıt istediğimiz alanı görmüyor oluyor” diye konuştu.
Koruyucu malzemelerin tam olarak dağıtılmadığını söyleyen işçi, “Mesela paketçi arkadaşlarımızın elleri çeşitli bant yapıştırıcıları yüzünden yaralanıyor, bir eldiven talebi bile aylar süren çabalar sonucunda karşılık buluyor. O da yalnızca talebi ileten ve direten kişi için. Tabanı hasarlanmış ayakkabılar yüzünden, sıcağın ve yoğun temponun da etkisiyle ayaklarımızda yaralar çıkıyor ama yeni ve uygun ayakkabı, henüz dağıtım tarihi gelmediği gerekçesiyle verilmiyor” dedi.
‘AMERİKA’DAKİ İŞÇİLER KAZANDIYSA...’
RT denilen devasa forkliftler nedeniyle iki iş kazası yaşandığını duyduklarını ifade eden işçi, “Bir arkadaşımız bacağını ve çalışma yetisini tamamen kaybetti; bir arkadaşımızın ise ayağının ezildiği dışında hiçbir bilgimiz yok. Daha fazla hız ve üç kuruş fazlası için işçilerin güvenliği hiçe sayılıyor. İtirazlarımız sonrasında, birkaç kez yemek şirketi değişti, her defasında daha da kötüye gitti durum” diye konuştu.
Öte yandan iş gereği kullanılan 5 liralık kalemlerin dahi üzerlerinde çıktığında hırsızlık ile suçlandıklarını ifade eden işçi, “El detektörleriyle arıyorlar. Ayakkabılarımızı çıkarmamız hatta kıyafetlerimizi açmamız isteniyor. Bir defasında üzerinde 3-5 liralık bir tükenmez kalem bulunan arkadaşımız hırsızlıkla suçlandı. Oysa o kalemler içeride iş gereği personele dağıtılan kalemlerdi” dedi.
Tüm bunlara karşı sesini çıkaran veya sendikada örgütlendiği öğrenilen işçilerin yalan ifadelerle suçlanıp, haklarının gasbedildiğini ifade eden işçi, “Saygı duyulduğumuz, haklarımızın tanındığı ve güvenli hissettiğimiz bir yerde, yeterli bir ücretle çalışmak istiyoruz diye bize kapı gösteriliyor. Biz tüm bunlara karşı DGD-SEN’de örgütleniyoruz. Henüz örgütlenmemiş arkadaşlarımıza da şunu söylüyoruz; hiçbir güvencenizin olmadığı şartları değiştirmenin tek yolu var; bu depolara sendikayı sokmak. Başka yolu yok. Amerika’daki Amazon işçileri kazandı, biz de kazanacağız” ifadelerini kullandı.
İddiaları sormak istediğimiz Ceva Lojistik’in bir telefon numarası üzerinden yetkili birine ulaşamazken, şirketin çağrı merkezi numarasını arayıp, dönüş beklediğimizi söylememize rağmen dönüş yapılmadı.
YALNIZ DEĞİLİZ AMA HENÜZ BİRLİK DE DEĞİLİZ
Gıda işçisi
Kocaeli
Merhaba Evrensel okurları. Ben Kocaeli’de bir gıda fabrikasında çalışan genç bir işçiyim. Aynı şehirde Ceva Lojistik’te çalışan bir arkadaşımızın yazdığı mektup çok dikkatimi çekti. Çalışma koşulları, işyeri yemekleri, sosyal hayatı vb. bitmeyen bir sürü sorunlardan ve bu düzende hiçbir zaman bitmeyip daha çok artacak sorunlardan bahsetmişti.
Sevgili Ceva işçisi kardeşim!
Aslında beni en çok üzen kendini bir umutsuzluğa kaptırmandır. Bu mektubu yazmamın nedeni bir kurtuluşun, bir umudun var olduğunu kendimce sana hatırlatmak. Birlikte mücadele edersek umudumuz da olur kurtuluşumuz da olur. Aslında ben de senin gibiydim; hayattan zerre umudum kalmamıştı. Ta ki örgütlü mücadeleye katılana kadar. Sana da sesleniyorum; gel birlikte mücadele edelim, çünkü başka kurtuluşumuz yok. Bizden çalınan hayatlarımızın, umutlarımızın, yaşama heveslerimizin, alın terimizin, gençliğimizin kısaca hakkımızın olduğu her şeyi birlikte, mücadele ederek alalım. Umut vardır; senin derdini dert edip mektubunu gazetede yayımlamak da bir umuttur, senin derdini kendime dert edip sana cevap vermem de bir umuttur. Senin yaşadığın zorlukları milyonlarca işçi yaşamıyor mu? Biz yalnız değiliz ama henüz birlik de değiliz. İşçi kardeşim! Ah bir birlik olsak! İşte gel birlik olalım, “biz” olalım. Bizim bizden başka kurtuluşumuz yok. Kimse gelip bizi kurtaramaz!
Mektubunda siyasetle ilgilenmiyorum demişsin. Bence en çok işçiler siyaset yapmalı. Zaten işçiler siyaseti hep “siyasetçi”lere bıraktığı için bugün bunları yaşamıyor muyuz? Bizden olmayanların hep bizim için umut olması ne kadar acı... Biz kendimizi özne görmediğimiz sürece hep yalancı umutlar vadedecekler. Yeter ki bütün işçiler olarak kendimizi özne görelim. O zaman gün gelecek yarınımız daha umutlu, daha mutlu geçecek. Sağlıcakla kal, örgütlü ol!
Evrensel'i Takip Et