Gazeteci İnci Hekimoğlu: Doğruyu yazan, gerçek verileri açıklayan bilim insanından gazetecilere kadar herkesi susturacaklar
Gazeteci İnci Hekimoğu, iktidarın medyanın yüzde 95’ini kontrol etmesine rağmen etkinliği ve inanılırlığının kalmadığını söyledi.
İnci Hekimoğlu | Fotoğraf: MA
İzmir'de gözaltına alınan ardından serbest bırakılan İnci Hekimoğlu, yıllar önce sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar nedeniyle gözaltına alınıp, daha sonra serbest bırakıldı.
İLK KEZ GÖZALTINA ALINDI
Gazeteci İnci Hekimoğlu Mezopotamya Ajansından Semra Turan ve Tolga Güney’e konuştu.
“Hayatım boyunca muhalif gazetecilik yaptım” diyen Hekimoğlu, “12 Eylül darbesi öncesi Selimiye Kışlası’ndaki davaları takip eden bir gazeteciydim. Orada yaptığım haberler nedeniyle birkaç kere hedef oldum. Fakat ne o zaman ne de darbeden sonra gözaltına alınmadım. 1990’lı karanlık, ev baskınlarının, infazların yoğun olduğu bir dönemde de polisle çok fazla karşı karşıya geldim. Örneğin PERPA baskının arka yüzünü haber yaptım. Necdet Menzil ile röportaj yaptım. Hedef alındım. Ama evim basılıp yine gözaltına alınmadım. İlk kez şimdi alındım. Buradan hukukun ne kadar rafa kalktığını anlayabiliriz" dedi.
Hekimoğlu, "Bu ekonomik, fiziksel, psikolojik şiddet dünyanın gözünün önünde sürüyor. Dünyanın herhangi gelişmiş bir ülkesinde bizim 24 saat içinde yaşadığımız travmatik olayın biri yaşansa, onu birkaç sene gündemde tutarlar. Bizde gündem çok hızlı değişiyor ve yetişemiyoruz. Bunların hepsiyle birlikte mücadele etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Hâlâ iktidar bu seçimde gider mi? Seçim sağlıklı sonuçlanır mı? diye tereddütlerimiz var” diyen Hekimoğlu, “Çünkü muhalefet hala demokrasi, hukuk ve özgürlükler konusunda uzlaşamıyor. Bunda uzlaşabilsek, çifte standarttan vazgeçebilsek bu iktidar çoktan giderdi” şeklinde konuştu.
“HERKESİ SUSTURMAK İSTİYORLAR”
Hekimoğlu, “Basına yönelik yeni bir yasa çıkarıyorlar. Bununla doğruyu yazan, gerçek verileri açıklayan bilim insanından gazetecilere kadar herkesi susturacaklar. Kendi medya kanallarıyla istedikleri gibi yönlendirmeye çalışacaklar. O yüzden önümüzdeki günlerde daha ağır koşullar gelecek. Bunun sadece çıkarılan yasalar, polis ve yargı sopasıyla olacağını düşünmüyorum. Muhtemelen C, D planları da vardır” ifadelerini kullandı.
“SUÇ İŞLİYORLAR”
Tutuklanan gazetecilerin kamere ve fotoğraf makinelerinin suç materyali olarak lanse edilmesine de değinen Hekimoğlu, şunları söyledi: “Daha vahimi kendisine gazeteci diyen bir takım saray memurları da bunu böyle lanse etti. Eğer bir gazeteci suç işliyorsa işlenen suç budur. Eğer yeni getiren sansür yasasından manipülasyon, çarpıtma, yalan haber suç olacaksa buralardan başlamaları lazım. Tabi ki devir değişince bunların hepsinin hesabı sorulacaktır. Çünkü hedef gösteriyorlar, kışkırtma suçu işliyorlar, linç ettiriyorlar. Bir gazetecinin haber yapması değil bunlar suçtur. Suç olanı saray merkezli medya yapıyor.”
KÜRT BASINI HEDEFTE
Yaşanan baskılardan en çok Kürt gazetecilerin etkileneceğini söyleyen Hekimoğlu, “Kürt basını bölgedeki bütün hukuksuzlukları yazıyor. Örneğin eğer Abdurrahman Gök, Kemal Kurkut’un fotoğraflarını çekmeseydi bütün kamuoyuna canlı bomba olarak lanse edilecekti. Çünkü batıdaki muhalif medya bile bu haberlerin altını hiçbir zaman araştırmıyor, olduğu gibi alıyor. Dolayısıyla o fotoğrafta açık bir suç ispat edilmiş oldu. Bunun karşısında Abdurrahman Gök hakkında soruşturma açıldı. Yine Van’da yaşanan helikopterden atılma olayı. Köylülere bunu yapanlar yargılanmadı ama onu haber yaptığı için gazeteciler yargılandı. Dolayısıyla seçim sürecinde olabilecek bütün hukuksuzlukları da haber yapacak olan o bölgedeki gazeteciler. O zaman önce onları susturmak lazım. Onların susturulmasında geçmiş deneyimlerinden biliyorlar ki batıdan bir ses gelmiyor. Büyük bir rahatlıkla yapıyorlar” dedi.
TUTUKLU GAZETECİLERE MESAJ
Tutuklanan gazetecilere de mesaj gönderen Hekimoğlu, “Onları saygıyla selamlıyorum. Onlar gerçekten Musa Anter geleneğinin çocukları. Yıllardır bu tür süreçlerde ilk hedef hep onlar oldu. Biz gerçekleri hep onlardan öğrendik ve öğrenmeye devam edeceğiz. Umarım bir gün bu ülke ırk, din ayrımı yapmadan herkesin evrensel insan haklarına sahip olduğunu kabul eder. Bu baskı politikalarına artık son verir" diye konuştu. (MA)