Prof. Dr. Erdoğan Atmış: Temel sorun ormancılık politikası
Prof. Dr. Erdoğan Atmış, “Bu nedenle hem yangının çıkmasını önlemek hem de çıktıktan sonra daha hızlı müdahale etmek için daha iyi önlemler almamız gerekiyor” diyor.
Fotoğraf: DHA
Meltem AKYOL
İstanbul
Marmaris’te yaşanan yangın 2021’deki korkunç yangınları hatırlattı. Peki geçen bir yılda hiçbir şey değişmedi mi? Geçen yıl yaşananlardan sonra bazı önlemler alınsa da bunun yeterli olmadığının altını çizen Prof. Dr. Erdoğan Atmış, “Bu nedenle hem yangının çıkmasını önlemek hem de çıktıktan sonra daha hızlı müdahale etmek için daha iyi önlemler almamız gerekiyor” diyor.
“RESMİ KORUMA ALANI İLAN EDİLEN BÖLGENİN YÜZDE 20’Sİ YANDI”
Muğla’nın Marmaris ilçesindeki Hisarönü Mahallesi Bördübet mevkiinde bulunan ormanlık alanda dün akşam çıkan yangın ikinci gününde de devam etti.
Rüzgarın etkisiyle büyüyen yangını söndürme çalışmaları hem karadan hem de havadan sürüyor. Üstelik Marmaris’te yanan bölge 2020’de ‘Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ ilan edilmişti. Yaban Hayatı Uzmanı Dr. Yasin İlemin’e göre “Bu sahanın yaklaşık yüzde 20’si yandı.”
SON İKİ YILDIR SÜREKLİ UYARIYORUZ…
Ormancılık Politikası Uzmanı, Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış uzun yıllardır bu konudaki uyarıları ile bilinen isimlerden. Son olarak Türkiye Ormancılar Derneğinin ev sahipliğinde alanında uzman 13 akademisyenle birlikte Türkiye’nin ormanlarına dair bir kitap hazırladı.
Son yıllarda yangın sayısının, yanan orman alanı miktarının ve yangın başına düşen yanan orman alanı miktarının hızla arttığını hatırlatarak başlıyor sözlerine Atmış: “2010-2012 yılları arasındaki 2 bin 88 yangında, 5 bin 794 hektar alan yandı. Bir sonraki iki yıllık periyotta, 2013-2015, 2 bin 685 yangında 5 bin 931 hektar alan yandı. 2016-2018 yılları arasındaki 2 bin 589 yangında 8 bin 931 hektar, 2019-2021 arasındaki 2 bin 960 yangında 57 bin 269 hektar alan yandı. Yanan alan miktarı önceki yıllara göre 2020’de 3 kat, 2021’de 20 kat arttı. Peki bu verilere göre, buna uygun adımlar atıldı mı?”
SLOGANLARIN ARKASINDA KALAN GERÇEK
Sorunun yanıtı ne yazık ki net biçimde ‘evet’ değil. Geçen yıl yaşananlardan sonra bazı önlemler alınsa da bunun yeterli olmadığının altını çiziyor Erdoğan Atmış ve devam ediyor: “Önceki yıl düşük sayıda uçak, helikopter kiraladılar, bu yüzden de ufak yangınları bile hemen söndüremediler. Marmaris’teki yangın tek yerde, ‘8 dakikada müdahale ettik’ diyor bakan. 8 dakikada müdahale edilen ya da zamanında fark edilebilen yangının sönmüş olması gerekirdi. Şimdi yangın bu noktaya kadar geldiyse demek ki hızla müdahale edilmemiş, bunun nedenini sormak gerekiyor. Geçen yılki eleştirilerden sonra, 2 milyar uçaklar için, 500 milyon da helikopter için fazladan bütçe ayırmışlar bu yıl. O da döner sermayeden ödenecek bir bütçe ve onlar yapılmış mı yapılmamış mı bilmiyorum. Üstelik geri kalan şeyler için bütçede bir artış yok, aksine azalış var. Örneğin şu kadar gönüllüye eğitim verdik diyorlar, 3 bin işçi var, 2 bin de yedek var diyorlar. O işçilere, gönüllülere ne tür bir eğitim verdiler, tatbikat yaptırabildiler mi? O işçiler yangınla mücadelede tecrübeliler mi? Yani sloganlarla, propaganda ile durumu idare etmeye çalışıyorlar ama olan ormanlarımıza oluyor…”
ASIL SORUN ORMANCILIK POLİTİKASI
Her yangında uçak tartışması yapılıyor. Tarım ve Orman Bakanı Yardımcısı Veysel Tiryaki’nin Orman Genel Müdürlüğü verilerini baz alarak 8 Haziran’da Anadolu Ajansına verdiği bilgiye göre 1 Haziran 2022 itibarıyla Türkiye’de yangına müdahaleye hazır 30 helikopter, 11 uçak bulunuyor. Ancak aynı Orman Genel Müdürlüğü bugün yaptığı paylaşımla 55 helikopter ve 20 uçak olduğunu savundu. Erdoğan Atmış’a göre rakamlardaki bu çelişkilerden daha önemli olan şey bu konuda ayrılan bütçe, dahası ormancılık politikası.
Anlatmaya devam ediyor Profesör Atmış: “İnsanlar iklim değişikliği vesaireye bağlıyor. Elbette bunlar da etkisiz değil, ama buradaki temel sorun ormancılık politikası. Misal, yangının çıkmasını önlemek için yangının nedenlerini bilmek lazım. Bakın orman yangın istatistiklerine, 2021’deki yangınların yüzde 47’sinin neden çıktığını bilmiyoruz. Yangınların nedenlerini bilmiyorsanız yangın için de bir önlem alamazsınız. Dahası var: Ormanları parçaladılar, böldüler. Her yere otel, yol, elektrik iletim hattı, enerji tesisi, rüzgar enerjisi tesisi, termik santral, HES yaptılar, madenlere açtılar. Şimdi ormanlara piknik için girmek yasak. Tamam güzel ama ormanların içinde oteller var, maden enerji tesisleri var, bunların içinde çalışan, tatil yapan insanlar var, 2B ile orman dışına çıkarılan yerler var. Buralara villalar şehirler kuruldu. Bu insanları da mı çıkaracaksınız? O zaman 2B’ye izin vermeyeceksiniz, ormanın parçalanmasına izin vermeyeceksiniz, ormanlarda ormancılık dışındaki tesislere izin vermeyeceksiniz.
Orman Genel Müdürlüğü ya da Tarım Orman Bakanlığının yangınlarla karşı vereceği mücadelede bir planlaması ya da bir politikası yok. Çünkü asıl amacı ormanları sermaye olarak, arsa olarak, arazi olarak vermek buradan çıkan ürünleri sermayeye katmak. Böyle bir politikada siz yangınla ilgili bir politika planlayamıyorsunuz.”
BU BİZİM İÇİN TEST GİBİ
Geçen yıl yaşanan yangınlardan sonra Kızılcahamam’da Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalıştayı da hatırlatan Erdoğan Atmış uyarılarını sıralıyor: “Çalıştaydan sonra paydaş olarak Tarım Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve AFAD var. Belediyeleri, yerel yönetimleri paydaş olarak görmüyorlar. Oysa hem yerel yönetimler her şehirli, köylü tüm insanlar beraber müdahale edip zoru üstlenebilirler.
Üstelik şimdi daha tam doğa kurumadı, yani asıl temmuz ortasından sonra daha büyüklerini görebiliriz. Tam bu süreçte bu kadar büyük yangın olması ne ile karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bu bizim için bir test gibi.
Bu nedenle hem yangının çıkmasını önlemek hem de çıktıktan sonra daha hızlı müdahale etmek için daha iyi önlemler almamız gerekiyor.”