23 Haziran 2022 04:27

Öfke mültecilere değil kapitalistlere yöneltilmeli

"İşsizlik oranının halihazırda yüksek olduğu ülkemizde; mülteciler geldi işsizlik çoğaldı düşüncesi de yanlıştır.”

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Paylaş

Emek Partisi üyesi bir işçi
Kayseri

Kayseri’de çeşitli iş kollarından yaklaşık 20 işçiyle internet üzerinden göçler ve mülteciler üzerine bir toplantı yaptık. Mülteciler üzerinden prim yapılmak üzere söylenen sözlerden, iç ve dış politikadaki gelişmelere kadar bir dizi konuşma yapıldı. Emek Partisinin Göç Bürosundan katılan arkadaşın sunumuyla birçok yeni bilgi öğrenmiş şekilde çözüm önerilerimizi daha iyi anladık diyebilirim. Emek Partisinin çözüm önerilerini de dinlediğimiz sohbette, ben de bir işçi olarak bu toplantı öncesi hazırlıklar yapmıştım. Toplantıda doğru bilindiği sanılan yanlışları da konuştuk. Sürece ilişkin şunları söyleyebilirim;     

Farklı ülkelerde devam eden çatışma ve savaşların artmasına bağlı olarak göç eden insan sayısında artış görülüyor. Suriyelilerin Türkiye’ye ilk kitlesel göçü 2011’de başlayan Suriye iç savaşı sonucunda meydana geldi ve bu yılın nisan ayında ilk mülteci kafilesi ülkeye giriş yaptı. Ekim 2012’de ülkedeki Suriyeli sayısı 100 bine ulaştı. 2021 yılı itibarıyla Türkiye’de “geçici koruma” kapsamındaki Suriyeli sayısı 3.7 milyon, Irak, Afganistan, Somali, İran ve diğer yabancı uyruklu sayısı 10 milyondan fazla. En büyük grubu Suriyeli mülteciler oluşturuyor.

1951 Cenevre Sözleşmenin 1. maddesinde mülteci, 1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar sonucunda ırkı, dini, tabiiyeti, belli  bir  toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi  düşünceleri yüzünden zulme uğrayacağından haklı sebeplerden dolayı korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkelerin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen, yahut tabiiyeti yoksa bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen şahıs olarak tanımlanmış. Basit bir ifade ile mülteci, yaşamlarına ve özgürlüklerine yönelik ciddi tehditlerden dolayı ülkelerinden ayrılmak ya da ülkeleri dışında kalmak zorunda olan kişidir.

"GÖÇ MEKANİZMASI NİYE DEVAM EDİYOR?"

Artan mülteci problemi mülteciler ve göç alan ülkeler üzerinde siyasal, ekonomik, kültürel sorunlar yaratmıştır. Ayrıca ciddi insan hakları sorunları yaşanmıştır. Hak kayıpları, kültürel, ekonomik ve siyasal sorunlar şurada dursun birçok mülteci göç ederken hayatını kaybetmiştir. Şiddete, tacize ve sömürüye uğramak zorunda kalmıştır. Mülteciler göç edip yaşadıkları ülkelerde soysal ve ekonomik alanlarda ayrımcılığa maruz kalmıştır, kalmaya devam etmektedir.

Peki bu göç mekanizması neden devam ettiriliyor? Her sınır bölgesinde çok fazla insanın nemalandığı bir endüstri haline getirilmiştir. Bu çok aktörlü ağda büyük ağları organize eden sınır güvenlik şirketleri büyük bir sermaye akıtılmasıyla nemalanmaktadır. Bütün devletler de bu düzenden çeşitli ekonomik ve siyasal imtiyazlar elde ederek faydalanmaktadır. Tabii ki olan köleleştirilmiş hayatları her gittikleri coğrafyada kullanılan mültecilere oluyor.           

DÜŞMAN DEĞİL SINIFIN PARÇASI

Elbette mülteci sorununu çözmek için farklı görüşler mevcut, fakat ülkemizde bu sorun net olarak anlaşılmış değil. İncelerken fotoğrafın bütününe bakmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Mülteciler işçi sınıfının düşmanı değildir, işçi sınıfının bir parçasıdır. Çeşitli kışkırtmalar ve ırkçı tutumların gazına gelmeden meseleyi bütünü ile ele almak gerekli. Kapitalizm ortadan kalkmadan mülteci sorunu ortadan kalkmayacaktır. Fakat içerisinde bulunduğumuz kapitalist düzende neler yapabiliriz? Daha çok insana mültecilerin düşmanımız değil, bir parçamız olduğunu anlatmamız gerekiyor. Sermayenin, mültecilerle bizi yarıştırarak ucuz iş gücü fırsatını yakalamasına müsaade etmemeliyiz. Zira bu meselede iktidara, muhalefete ve sermayeye yönelmesi gereken öfke mültecilere yöneltilmemelidir. İşsizlik oranının halihazırda yüksek olduğu ülkemizde; mülteciler geldi işsizlik çoğaldı düşüncesi de yanlıştır. Mültecilerin neredeyse tamamı düşük ücretli işlerde sigortasız çalıştırılmaktadır. Patronların çıkarına olan bu durum işçi sınıfının mücadelesinin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

SORULMASI GEREKEN SORULAR

Muhalefetin de “Hudut namustur”, “Nasıl olsa gidecekler”, “Biz iktidara geldiğimizde göndereceğiz” gibi ırkçı yaklaşımları da kesinlikle doğru değildir. Mülteciler üzerinden öfke yaratan birçok muhalefet partisi fenomen olma peşindedir.

En yalın ifade ile bu durumun çözümü için patronlara ucuz iş gücü fırsatını vermemeliyiz ve işçi sınıfı olarak birleşmeli ve hakkımızı almalıyız. Bizi sömürenlere yöneltmemiz gereken öfkeyi mültecilere veya başka bir zümreye yöneltmemeliyiz.

Şu soruların toplumun tüm emekçi kesimleri tarafından düşünülmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Suriyeliler devletten yardım alıyor mu? Avrupa’dan alınan 10.9 milyar avro gerçekten mülteciler için mi harcanıyor? Geri Kabul Anlaşması? Türkiye’de sığınmacı karşıtlığının artışının nedenleri ne? Avrupa ve ABD’nin mülteciler hakkındaki tutumu ne? Muhalefet partilerinin mülteci sorunu üzerine fenomen olma çabası? Mülteciler üzerinden yaratılan öfke? İktidar mültecileri seçim malzemesi yapıyor mu? Mülteciler sorunun sorumlusu ve kârlı olan tarafı mı?

ÖNCEKİ HABER

Üç gazeteci, İrfan Fidan’ın şikâyetiyle açılan davada hakim karşısına çıktı

SONRAKİ HABER

Patronlar İSO 500’de, işçiler en dipte

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa