Prof. Dr. Doğanay Tolunay: Bu anlayışla yangınlar sürer
Prof. Dr. Doğanay Tolunay: "Yangın çıktıktan sonra yangını söndürmeye odaklı adımların etkisiz kalması kaçınılmaz, uçak ve helikopterle yapılan müdahalelerin yetersiz kalması bu yüzden!"
Fotoğraf: Mehmet Emin Mengüarslan/AA
Nazife YAŞAR
İstanbul
Türkiye, geçen yıl binlerce hektarlık alanın yok olmasına, yüzlerce canlının hayatını kaybetmesine sebep olan orman yangını felaketiyle tekrar karşı karşıya. Muğla’nın Hisarönü Mahallesi Bördübet mevkiinde ormanlık alanda 21 Haziran’da başlayan yangın 4'üncü gününde kontrol altına alındı. Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, yangından 4 bin 500 hektarlık alanın zarar gördüğünü açıklarken Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün Marmaris'teydi, Erdoğan yangına çözüm olarak "idam"ı savundu.
ORMAN YANIYOR HELİKOPTER İHALE BEKLİYOR
Marmaris’teki yangında 4 bin futbol sahası büyüklüğünde alan küle döndü. Gece görüşlü helikopter bulunmaması nedeniyle alevlere havadan yalnızca gündüz müdahale edilebilmesi tartışmaları beraberinde getirdi. Bakanların açıklaması da kafa karıştırdı. İçişleri Bakanı “Gece görüşlü helikopterler uçuşa başlayacak” dedi. Orman Bakanı 4 Temmuz’u işaret etti. ‘Şimdiye kadar ne beklendi’ tepkileri yükseldi.
BÖLGE YANGINLARA MÜDAHALEYİ ZORLAŞTIRIYOR
Dört gündür süren orman yangınının neden söndürülemediğini İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay’a sorduk. Özellikle yangının çıktığı Bördübet’te genç ormanların olmasının, topografyanın çok dağlık alanlar ve vadilerden oluşmasının yangının hızlı biçimde ilerlemesine ve müdahalenin zorlaşmasına yol açtığını söyleyen Tolunay şu bilgileri verdi: “Özellikle yörede hakim olan rüzgarlar da bu yangının hızla ilerlemesine neden oluyor. O bölgede sabahları ve akşam saatlerinde genellikle rüzgar hafifler ancak öğleden sonraları karaların ısınmasıyla denizden karaya doğru rüzgar şiddetlenir. Bu nedenle sabah kontrol altına alınmış gibi olan yangınlar öğleden sonra şiddetlenen rüzgarın etkisiyle hızla büyüyerek geniş alanlara yayılıyor. O bölgenin en bakir ormanlarını barındırması nedeniyle de yanıcı madde yükü fazla. Bu da yangınlara müdahale şansını zorlaştırıyor.”
"ÖNLEMLER ÇOK ÖNCEDEN ALINMALIYDI"
Geçen yılki yangınları hatırlatan Tolunay, o yangınlardan ders çıkarılarak önleyici tedbirlerin yangından çok önce alınması gerekirken, uçak, helikopter konusuna odaklanıldığını söyledi. Türkiye’de hem kamuoyunun hem de Tarım ve Orman Bakanlığının yangın çıktıktan sonrasına, yangını söndürmeye odaklı düşünce ve beklentilerini eleştiren Tolunay şunları söyledi: “Kamuoyu uçak ve helikoptere odaklanıyor. Ancak geçtiğimiz kış aylarında riskli bölgelerde sık ormanlarda seyreltme çalışmalarıyla ağaç sayısının azaltılması, yerleşim alanlarının çevresinde, yol kenarlarında yanıcı madde olarak adlandırdığımız toprak üstünde biriken kuru dökülmüş yaprakların denetimli şekilde yakılması gerekiyordu. Kamuoyu uçak ve helikoptere odaklandı; yangın ilk çıktığında uçak ve helikopterlerin hızlı şekilde müdahalesi etkili olabilir. Ancak ilk günden sonra çok sayıda uçak ve helikopter alana gitmiş olsa da bunların yangını söndürmede etkili olduğunu söyleyemiyoruz.”
"BAKANLIK DEĞERLENDİRMELERİNDE ŞEFFAF OLMALI"
Günlerdir yangının neden söndürülmediğinin, yangın söndürüldükten sonra Bakanlık tarafından şeffaf biçimde tartışılması gerektiğini belirten Tolunay, “Nerede hata yapıldı, örneğin çıplak toprak açılarak şeritler oluşturulması mümkün müydü değil miydi, bu gibi cephelerde yangının tutulabilmesi mümkün müydü, bakanlık bunu değerlendirmeli” dedi.
NELER YAPILMALIYDI?
Bölgenin dağlık bir alan olması, rüzgarın etkisi gibi olumsuz koşullara rağmen yangının nasıl kontrol altına alınacağını sorduğumuz Doğanay Tolunay şunları söyledi: “Mevcut koşullarda yangının daha büyüyeceği göz önüne alınarak savunma hattı olarak adlandırabileceğimiz; iş makineleriyle yolların ya da ağaçsız alanların genişletilmesi gerekirdi. Yangının genişleme yönünde çıplak toprak oluşturulması sağlanabilirdi. Böylece yangının ilerleme yönüne dik şekilde 100 metre genişliğinde şeritler açılarak yangın oraya geldiğinde alevlerin diğer cepheye atlaması engellenebilirdi.”
"4 GÜNDÜR KAR YAĞAR GİBİ KÜL YAĞIYOR"
Marmaris’te yaşayan Cemil Akyüz, “4 gündür kar yağar gibi kül yağıyordu. Bizim bulunduğumuz yerle yangın arasında bir dağ var. Burada tepeye çıktığımız zaman yanan yerleri görebiliyoruz” dedi.
Yangının çıktığı Bördübet bölgesinde 5-6 yıl önce Katarlıların arazi aldığı söylentilerinin olduğunu ifade eden Akyüz, “Ama şu ana kadar burada hiçbir şey yapılmamıştı. Bu sefer yangın neden çıktı bilmiyoruz. Aslında otlar şu an yeşil, kuru otlar çok yok. Hızlı ve iyi mücadele edilseydi ilk anda sönerdi diye düşünüyoruz. Sözde birini yakaladılar ama buna inanmıyoruz” diye konuştu.
Yangınların bölgede yaşayan herkesi tedirgin ettiğini söyleyen Akyüz, “Başta turizm olmak üzerine birçok geçim kaynağımız bitiyor. Zaten pandemi, kriz derken geçinemiyorduk, şimdi bunlar bizi daha çok etkiliyor. Arıcılık bitti. Normalde bu mevsimde arıların gelmesi gerekiyordu ama gelecek yerleri kalmadı. Bir taraf zaten askeriyenin bir taraf da yandı artık arılara ve köylülere yer kalmadı. Çam balı bitmiş durumda” dedi.
MARMARİS BELEDİYE BAŞKANI: "İŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay’ın söndürme çalışmalarını eleştirerek “Envanterde gece görüşlü helikopter yok” sözlerine, “Çöp arabasına baksın” şeklinde yanıt verdi. Soylu’nun açıklamaları hakkında konuşmak istemediğini belirten Oktay, iktidarın geçen yıl yaşanan yangınlarda belediyelerle iş birliği yapılmaması tutumunun devam edip etmediği sorumuza şu yanıtı verdi: “Yangının ilk gününden itibaren koordinasyon kriz merkezi kuruldu. Her kurumdan bir yetkili oraya çağrıldı. Nöbetleşerek her kurumdan kişiler bu merkezde görev yaptı. Aynı çalışma devam ediyor. AFAD ve diğer kurumlar bizimle iş birliği içinde.”
İDAMDAN BAHSEDEN SOYLU, SARAYDAKİ YEMEKTE ÇIKTI
Marmaris’teki orman yangını 4. gününde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile birlikte yangına ilişkin açıklamalarda bulundu. Orman yangınlarıyla ilgili cezaların artırılması gerektiğini söyleyen Soylu, “Orman konusundaki cezalar artırılmalıdır. İdam cezası Türkiye’de çok tartışılıyor. Ama idamın da kendine ait bir caydırıcılık süreci söz konusudur. Evet ağza hoş gelmiyor, çok sıcak gelmiyor ama başka bir şey var. Bu kadar sorumsuzluğun da kendi adına güçlü bir cezası olması gerekiyor” dedi. Soylu, yangına müdahale konusunda geç kalınmasıyla ilgili cezaların olmamasına ise hiç değinmedi.
Soylu ayrıca yangınlara müdahale ile ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda 3 saat uykuyla sahada olduğunu iddia etti. Ancak Soylu’nun Prens Selman’ın onuruna Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verilen yemekte olduğu görüntüler ortaya çıktı.
EKONOMİK KRİZ GÖNÜLLÜ EKİPLERİ DE VURDU: BENZİN ALAMIYORUZ
Geçen yıl bölgede yaşanan yangınlarda, gönüllü olarak yangın söndürme çalışmalarına katılan vatandaşlar, bu sene ekonomik kriz nedeniyle çalışmalara katılamadıklarını söyledi. Gönüllü ekiplerin ‘Bizim kaynaklarımız tükendi. Benzin bile alamıyoruz’ diyerek çalışmalara katılmak için yardım talebinde bulundular.
SOYLU: GECE GÖRÜŞLÜ HELİKOPTER VAR, BAKAN KİRİŞCİ: 4 TEMMUZ’DA ENVANTERE EKLENECEK
Geçen yıl aynı bölgede yaşanan büyük orman yangınına rağmen gece görüşlü helikopterlerin temin edilmemesi tepki çekti. Konuyla ilgili bakanların önceki günkü açıklamaları ise kafa karıştırdı. Bakan Soylu, gece görüşlü helikopterlerin hazır olduğunu söylerken, Bakan Kirişci, bu helikopterlerin 4 Temmuz’da envantere ekleneceğini söylemişti. Kirişci’nin açıklaması, neden 4 Temmuz beklendi tepkisine neden olmuştu.
"BABAMA KIZIP YANGINI ÇIKARDIM"
Marmaris’te devam eden orman yangınıyla mücadele sürerken S.A. isminde bir şahıs, yangını kendisinin çıkardığını iddia etti. S.A, ilk sorgusunda ailevi sorunlar yaşadığını, babasının bölgede bulunan arazisini sattığını ve kendisini dışlandığı için yangın bölgesinde 3 ayrı noktaya sigara izmariti atarak yangını çıkarttığını ileri sürdü. S.A, kendisinin de ateşin içine girerek intihar etmek istediğini ifadesine ekledi. S.A. tutuklandı.