Adli kontrol uygulamasıyla bırakılan gazeteci Kadir Bayram: Mücadele genişlerse basın özgürleşebilir
Adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılan Gazeteci Kadir Bayram, “Her gazetecinin hedef olduğu çok barizdir. Mücadele ağı genişlerse özgürlük hakkı, basın özgürlüğü mümkün olabilir” dedi.
Fotoğraf: Kadir Bayram'ın kişisel arşivinden
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Diyarbakır'da 20 gazeteci arkadaşıyla birlikte gözaltına alınıp adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılan Gazeteci Kadir Bayram, “Her gazetecinin hedef olduğu çok barizdir. Mücadele ağı genişlerse özgürlük hakkı, basın özgürlüğü mümkün olabilir” dedi.
8 Haziran’da Diyarbakır’da gözaltına alınan ve 16 Haziran’da tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilen gazetecilerin 16’sı tutuklanırken 4’ü gazeteci olmak üzere 6 kişi adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı.
Adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılan ve Pia Yapımda kameraman olarak çalışan Kadir Bayram, gözaltı süreci ve yapılan operasyona ilişkin Evrensel’e konuştu. Bayram, gözaltı sırasında polisin kötü muamele ve tehditlerine maruz kaldıklarını söyleyerek emniyet sürecinde ise tekli hücrelerde tutulduklarını belirtti. Polisin işyerlerine operasyon yaptığını ve teknik malzemelere el koyduğunu söyleyen Bayram, “Evlerdeki teknik materyallerin birçoğuna el konuldu” dedi. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne getirildikten sonra tekli hücrelere konulduklarını söyleyen Bayram, “Savcılık kararıyla bir süre avukat kısıtlılığı söz konusuydu. Fakat avukatlar ısrarcı olunca bizlerle görüşebildiler. Ama çok ilginç ki neden alındığımızı ne avukatlarımız ne de biz biliyorduk. Avukatlar bizlere büroları basıp hardiskler ve diğer ekipmanlara da el konulduğunu aktarınca olayın aslını az çok tahmin etmiştik. Mesele gazetecilik faaliyetlerimizdi” ifadelerini kullandı.
TERS KELEPÇEDE SAATLERCE BEKLETİLDİLER
Saatlerce adliyede ters kelepçe ile bekletildiklerinin söyleyen Bayram, yaşadıklarını şekilde anlattı: “Şunu da belirtmek isterim ki bizlerle tek tek gayriresmi görüşmek istediler. Hiçbirimiz kabul etmedik. Hep olduğu gibi gözaltılarla sonuç alamayacaklarını bildikleri için böyle bir yola başvuruyorlar. İstedikleri çizgide hareket etmediğimiz için bunu dayatıyorlar. Çünkü Kürt gazeteciler boyun eğmiyor, taviz vermiyor, korkmuyor, kararlı duruşundan vazgeçmiyor. İfadeye götürülmek üzere bindirildiğimiz otobüslerde Kürtlere karşı ırkçılığa ve yok saymaya hitap eden şarkılara maruz kaldık. Kimi arkadaşlarımıza yaptıkları haberler soruldu kimilerine ise yaptıkları programların içeriği soruldu. Yasa dışı, örgütsel faaliyet yürüttüğümüz iddiası içindeydiler. Özgür basın çalışanlarına hep bu tarz yaftalamalar olmuştur. Her zaman illegalize edilmiştir. Kendi politikalarını yürütmede engel gördükleri tek kesim Kürt gazetecilerdir çünkü. Onun için çözümü gözaltına almak ve tutuklamalarla buluyorlar.”
HER GAZETECİ HEDEFTE
Türkiye’de gazeteci olmanın, özelde Kürt gazeteci olmanın zor olduğunu anlatan Bayram, “Kürt’ün varlığına tahammül edemeyen iktidar ve tüm bunlara karşı gerçekliklerini gün yüzüne çıkarma çabası gösteren Kürt gazeteciler hakikati var. Bundan dolayıdır ki Kürt gazetecilerin tasfiye edilip cezaevlerine konulması yaşadıkları siyasal krizi hafifletip ortadan kaldırabilir” diye konuştu. 16 arkadaşının asılsız beyanlarla tutuklandığını belirten Bayram, “Bizlerin ne ölçüde hakikatin peşinden emin adımlarla yürüdüğümüzü açığa çıkarıyor. Suç sayılmak istenen, yargılanmak istenilen, her bir arkadaşımızın mesleki faaliyetidir. Tutuklanan 16 arkadaşımız şahsında mahkum edilmek istenen ezilen kesimin sesidir” dedi.
Büyüyen, yükselen dayanışmanın ortak mücadele olarak devam etmesi gerektiğini de söyleyen Bayram, “Kendini demokrasiden yana tanımlayan her kesimin Kürt gazetecilerine dönük bu politikalara karşı ortak mücadele içinde olması gerekiyor. Her gazetecinin hedef olduğu çok barizdir. Mücadele ağı genişlerse özgürlük hakkı, basın özgürlüğü mümkün olabilir. Aksi takdirde, bütün gazetecilerin bu uygulamalarla yüz yüze kalabileceği gerçeği aşikardır” diye konuştu.