Ya muhalefet? Bize bir çıkış sunacak mı?
Barındığımız ülkenin vatandaşı da göçmeni de hak ettiği, çalışıp emek verdiği işin ücretini alamıyor. Çünkü bir grup insan sürekli olarak çalıyor, vatandaşının bile emeğine, ekmeğine el koyuyor.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
Cumhuriyet Anadolu Lisesinden bir öğrenci
Sultangazi/İstanbul
Sadece ırkçı bir politikayı ele alıp bu politika üzerinden halktan destek toplamak, ayrımcı tutumu normalleştirmek, ortadaki büyük yanlışın üzerini yine bir yanlış ile örtmek, düzeltmeye çalışmak ve insanları da bu yolun peşinden sürüklemek büyük bir hatadır. Kalıcı ve etkili sonuçlara ulaşmak için oy pusulasında en çok mühür basılmanın değil; kaliteli çözümlere ulaşmanın temel amaç olması gerekiyor.
Tıpkı bir salgın hastalık gibi çoğalan sermaye sahipleri, gün geçtikçe kinini, nefretini tazeleyerek ülkede geziniyorlar. Sözde reddettikleri bazı faşist olguları farkında olmaksızın kendilerine ve destekçilerine enjekte ediyorlar. Biz ise iktidardaki partinin tek adam rejimini gün geçtikçe ülkeye işlemeye çalıştığını görüyoruz. Türkiye'de gözü hırstan ve kinden başka hiçbir şeyi görmeyen bu insanların ve yıllarca kendilerinden olmayan herkese “vatan haini” damgası vuran, “Alevi-Sünni,Kürt-Türk” çekişmelerinin sebebi olan yobaz siyasetinin ülkeyi çıkmaza soktuğu apaçık ortada. Muhalefete karşı çıktığını söyleyip, “Ülke sorunu” adı altında değerlendirdikleri gelişmelere aynı ayrımcı tavırlarla yaklaşanların karşı çıktığı kişiler ve değerlerden hiçbir farkı kalmıyor.
YURTTAŞIN EMEĞİNE, EKMEĞİNE EL KOYUYORLAR
Diktatör sistem ile ortak bir tutuma sahip olanların seçimi kazanıp, yönetimi ele aldıklarında Türkiye’yi söyledikleri gibi “baştan yaratacakları” fikri inandırıcı mı? Tek problemin ülkeye savaş veyahut yaşadığı ülkedeki bir iç sorun sebebiyle gelen sığınmacıların olduğunu, ülkelerine döndüklerinde refah ve huzur içinde yaşanacağını düşünen zihinler var olmaya devam ettikçe bir şeylerin değiştirilebilirliği kalmıyor.
Çıkarlarına uygun olarak ülke siyasetini yönlendiren belli bir grubun yaratmış olduğu ekonomik, sosyal ve daha birçok sorunun sebebi mültecilere bağlanmamalıdır. Henüz çocuk yaşta ülkesini bırakıp buraya gelip çalıştırılan, karnı burnunda hamile kadınların, yaşlıların Türkiye’nin krizini tamamen baştan yarattığını, sebebi olduklarını neye dayanarak söyleyebilirsiniz ki? Barındığımız ülkenin vatandaşı da göçmeni de hak ettiği, çalışıp emek verdiği işin ücretini alamıyor. Bir grup insan sürekli olarak çalıyor, vatandaşının bile emeğine, ekmeğine el koyuyor. Sorun da tam olarak burada başlıyor.
Asıl olması gerekeni söyleyecek olursak Türkiye’de yaşayan göçmen kesimin bilinçlendirilerek, doğru ve yanlışın ne; iyi ve kötünün kim olduğunu baskısız süreçle beraber bulmalarını sağlamak en doğrusudur.