Engelli öğretmenler atanamıyor, atananlar mobbinge uğruyor
Eğitimde Görme Engellileri Derneğinin verilerine göre 2 bine yakın görme engelli öğretmen bulunuyor. Peki neler yaşıyorlar ne ile karşı karşıya kalıyorlar?
Fotoğraf: Pixabay
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
Engelli vatandaşlar hayatın pek çok alanında ayrımcılığa maruz kalıyor. Kamu kurumlarında yüzde 3 engelli kontenjanı bulunmasına rağmen pek çok kurum engellileri çalıştırmaktan kaçınıyor. Engelli atamaları da yetersiz. Ataması yapılan engelli yurttaşlar ise çeşitli zorluklar ve mobbingle yüz yüze kalıyor.
2 yıldır Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir okulda çalışan engelli bir öğretmen şöyle sesleniyor: “Bizler her meslekte çalışamıyoruz. Uzmanlaştığımız mesleklerde bize şans tanınmalı.”
SORUNLAR KARŞISINDA SESSİZLİK ÖĞÜTLENİYOR
Eğitimde Görme Engellileri Derneğinin verilerine göre 2 bine yakın görme engelli öğretmen bulunuyor. Peki neler yaşıyorlar ne ile karşı karşıya kalıyorlar?
Engelli öğretmenlerin yaşadıkları sorunlara ilişkin Evrensel’e konuşan engelli öğretmen engellilik durumunun görevini yapmasına engel olmadığını vurgulamakla başlıyor söze.
Ona göre problemin asıl kaynağı engelli öğretmenlere bakış. Şöyle anlatıyor: “Okul yönetiminin ve özellikle meslektaşlarımın bana karşı ayrımcılığı beni daha çok zorluyor. Özellikle görme engelli öğretmenler ciddi bir mobbinge uğruyor ve bu mobbingi dillendiremiyorlar. Ekonomik kaygılarımız çok fazla. Özel sektör engelli öğretmenleri kabul etmiyor. Bu yüzden sorun yaşadığımızda da bize sessizlik öğütleniyor. Bir engelli öğretmen sesini çıkaracağı zaman mobbing görüyor, geri göreve alınmaktan korkuyor.”
"MÜCADELE GÜÇLENDİRİYOR"
Çalıştığı okulda maruz kaldığı haksızlıklara karşı mücadele ettiğini söyleyen öğretmen, yaşadığı bazı zorluklar olduğunu da söylüyor: “Öğretmen ders anlatırken müdür görme engelli öğretmene iyilik yaptığını düşünerek sınıfa dalıp öğrenciye bağırıp çağırabiliyor. Oysa bu öğrenci ve öğretmenin arasındaki dinamiği bozuyor. Engelli öğretmenin sınıftaki varlığı yok sayılıyor. Bu tip uygulamaların yanlışlığını dile getirdiğinde okul müdürünün mobbingine maruz kaldığını ve görevlendirmesinin sonlandırıldığını söyleyen, verdiği mücadele sonucunda işine geri dönebildiğini anlatan öğretmen, “Mücadele insanı güçlendiriyor, güven sahibi yapıyor. Mücadelenin karşısında kimse duramıyor” diyor.
Engelli öğretmenlerin nöbet ve sınav gözetmenliği gibi görevlendirme hakları olmasına rağmen okul yönetimlerinin bu hakkı gasbettiğini söyleyen öğretmen şunları anlatıyor: “Tuvalet katları bizim için oldukça sıkıntı ama direndiğimiz için bazen sadece buralara nöbet veriliyor. Böylelikle bizleri yetersizliğimizden vurarak psikolojik baskı uyguluyorlar. Ayrıca okullarda yılda iki kere falan sorumluluk sınavları oluyor. Normal bir öğretmene 2 veya 3 sınav gözetmenliği verilirken engelli bir öğretmene bir taneyi bile zor veriyorlar.”
"BAKANLIK ÇÖZÜMÜ AYRIŞTIRMAKTA BULUYOR"
Milli Eğitim Bakanlığının engelli öğretmenler konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını düşünen öğretmen, “Engelli öğretmenler sınav kağıtlarını tek başlarına okuyamıyor, desteğe ihtiyaç duyuyor. Okul müdürü çözüm bulmayınca ben de CİMER’e yazı yazdım. MEB’in verdiği cevapsa utanç verici: ‘Optik okuyucu ve ekran okuyucu ile sınav kağıtlarınızı okuyabilirsiniz.’ Bir optik okuyucudan öğrencilerin yazılarını okumasını beklemek tamamen bu konuda hakkında bilgi sahibi olmamanın sonucudur. 2 bin tane görme engelli öğretmen olmasına rağmen sınavların okunmasıyla ilgili yasal bir boşluk var. Genel olarak görme engeli olan arkadaşlarım sınav kağıtlarını ya gönüllülere ya da birilerine para vererek okutuyorlar. Ben kimseye para vermek zorunda değilim. Kimse de gönüllü olmak zorunda değil” diyerek bakanlığın çözüm üretmemesini eleştirdi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in ‘18 yaşından büyük engelliler için özel halk eğitim merkezleri açacağız’ ifadelerini de değerlendiren öğretmen, “Bakanlığın engelliler için doğru dürüst bir politikası yok. Özel eğitim öğrencileri için belli başlı yönetmelikler var ama bunlar da doğru düzgün uygulanmıyor. Bakanlık da çözümü ayrıştırmakta buluyor. Biz engelli ve engelsiz bireylerin kaynaşmasının, bir arada olmasının mücadelesini verirken en çok bu zihniyetle mücadele ediyoruz” dedi.
"AMACIMIZ ENGELLİ ENGELSİZ HERKESİN ORTAK MÜCADELESİ"
ğitim alanında örgütlenen sendikaların da engelli öğretmenlerinin sorunlarıyla yeterince ilgilenmemesini eleştiren öğretmen, sendikaların çalışmalarının engelli haftasıyla sınırlı kaldığına dikkat çekti: “Ben Eğitim Sen üyesiyim. Ama sendikadan bu konuda herhangi bir destek görmüş değilim. Eğitim-Bir-Sen de engelli öğretmenlerle ilgili yeterli bir çalışma yapmıyor. Engelliler için Engelsiz Eğitim Sen kuruldu. Engelli öğretmenler için belli başlı çalışmaları var fakat bizim amacımız engelli, engelsiz tüm bireylerin ortak mücadelesini sağlamak.”