Güvenli yerde yüzmek Anzele çocuklarının da hakkı
Diyarbakır’da havuza gidemeyen çocuklar, yazın kavurucu sıcağında serinlemek için defalarca boğulma tehlikesinin yaşandığı Anzele suyuna giriyor. Aileler, ücretsiz sağlıklı ve güvenli havuz istiyor.
Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel
Dilan TEMİZ
Diyarbakır
Diyarbakır’ın Suriçi semtinin yaz aylarında belki de en kalabalık olan yerlerinden biridir İskender Paşa Mahallesi. Yazın çocuklar serinlemek için soluğu Anzele suyunun bulunduğu bu mahallede alır. Daha mahalleye girmeden gelir çocukların sesleri, suya doğru karşı caddeye yaklaştığınızda ise renkli cıvıl cıvıl bir görüntü karşılar sizi. Birer ikişer suya atlayan çocuklar, etrafa saçılan sular ve kahkahalar. Tabii bu renkli görüntülerin ardında ise bambaşka bir şey de karşılar bizi. Öyle ki daha birkaç gün önce burada boğulma tehlikesi atlatan çocuklar, bu kadar bir alanda birçok çocuğun hijyen koşulları olmadan dip dibe yüzmesi. Yoksulluğun bir başka boyutudur karşımıza çıkan belki de en hak görülmeyeni, en önemsenmeyeni çocukların oyun hakkı.
BURASI BEDAVA, PARALI HAVUZA GİDEMİYORLAR
Suya atlayan çocukların yanına doğru gittiğimde suya atlamak için yarış içine giren çocuklarla, abla “Bizi de çek” diye bağrışmalar içerisinde sohbet ediyoruz.
“Burada yüzmek tehlikeli değil mi ?” diye soruyorum.
Hep bir ağızdan, “Yok abla ne tehlikelisi” diye bağrışıyorlar. Biri yanıma gelip, “Tehlikeliyse de abla burası bizim tek havuzumuz. Bedava, bizim paramız yoktur ki gidip o büyük havuzlara girelim abla” diye heyecanla her şeyi özetlemenin verdiği o öz güvenle sözünü bitirip onay bekliyor bir süre. Diğer taraftan arkadaşı gelip destekliyor, “Abla çok sıcaktır, başka biz nerede oynayacağız, doğru dürüst yer yoktur ki burada. 75’te kocaman parklar var ama bize çok uzaktır valla bizimkiler götürmüyor ha” diye yanıtlıyor.
ÜCRETSİZ GÜVENLİ ALANLAR İSTİYORLAR
Çocuklarını Anzele suyuna yüzmeye getiren ailelerle konuşuyorum. Neredeyse hepsi tek bir talepte ortaklaşıyor. Çocukların oynayıp, yüzebileceği ücretsiz güvenli alanlar.
Çocukların ücretsiz olarak bir havuza erişebilmeleri gerektiğini söyleyen Yeşim, “Niye tercih etsinler başka havuz mu var bedava. Surdaki çocuklar için güzel bir ücretsiz havuz yapılsa belediye tarafından günlük de temizleseler böyle sıkıntılar olmaz. Senelerdir buradaki çocuklar yazın sıcakta kavruluyor. Fakirin çocuğunun da hakkı havuza girmek. Günah yani buradaki bunca çocuğa” diyor.
Çocuğunu yüzmeye getiren Şeherm Andiç, “Tehlikeliyse o zaman düzgün bir havuz yapsınlar. Diğer havuzlar hepsi paralı burası öyle değil o yüzden çocuklar buraya geliyor. Durumumuz yok bizim” diyor.
NE BİR GÜVENLİK VAR NE DE BİR BAKIM VAR
30 yıldır burada yaşayan Esnaf Fırat İkincisoy ile konuşuyoruz. Çocukların başka seçeneklerinin olmamasına öfkeli. Var olan seçeneklerin de buradaki çocukların erişebilecekleri seçenekler olmadığını söylüyor. İkincisoy, “Tamam, park yapmışlar güzel ama bir bakımı yok, bir güvenliği yok. Bin bir türlü hastalık var. Ne güvenlik bırakıyorsun ne sorumlu bırakıyorsun. Her gün birinin kafası kırılıyor, birine başka bir şey oluyor. Sonuçta çocuk, su derin olmasa da boğulabilir ki. Örneğin belediye yapmış birkaç yere havuz ama hepsi ücretli hani kimse gidemiyor ki. Doğru düzgün bir havuz yapılırsa şehir için de iyi olur. Bugün burası ücretsiz diye geliyor insanlar. Kim Seyrantepe’deki paralı havuza gidebilir ki. Şehitlik’ten, Bağlar’dan geliyorlar buraya. Ben kendi çocuklarımı bile kaydettim. Haftada bir gün belirli saatlerde geleceksin o da zaten bir saat gitsen gelsen zaten hemen bitiyor. O da sürekli değil burada her gün sıcak, çocuk her gün geliyor. Bu park, bu su başka bir yerde, başka bir memlekette olsaydı bu şekilde olmazdı. Komple düzeltilirdi. Anca paralı ve ücretli şeylerle gelirler. Rant olmuş her şey. Yaz kursları var, hepsi ücretli. Halk zaten fakir. Buradaki evlerden yüz tanesine gidelim, soralım kaç tanesi et yemiştir veya doğru düzgün bir yemek” diye konuştu.
Daha önce boğulma tehlikesi geçiren çocuğu kurtaran Mehmet Salih Yaylık, ise şunları söylüyor: “Buraya bir görevli şart, çocukların güvenliği için. Biz kendimiz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama nereye kadar. Burada yüzlerce çocuk var devlet imkan sağlamalı. Başka türlü çocukları sokaktan alamazsın.”
RENGARENK UMUTLAR DERNEĞİ: SURİÇİ’DE 3 OYUN ALANI KULLANILABİLİR DURUMDA
Rengarenk Umutlar Derneği, Sur’da daha önce çocukların oyun alanı olmadığına dair bir rapor açıklamıştı. Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Necla Korkmaz, konuya dair şunları söyledi: “Suriçi, ’90’larda yoğun olarak gerçekleşen zorunlu göçler sonucunda mekansal olarak genişleyen ancak ekonomik olarak daralan bir profile sahiptir. Son 10 yılda yaşanan hem kentsel dönüşüm süreçleri hem de silahlı çatışmalı süreçler de Suriçi’de yaşayan nüfusun yoksulluğu ve yoksunluğuyla birlikte çokça yaşam hakkı ihlalinin yaşandığı bir mekana dönüştürülmüştür. Çocukların Suriçi’de oyun hakkını izlediğimiz raporda, çocukların 6 oyun alanı olduğu bu altı oyun parkından da sadece 3’ünün kullanılabilir olduğunu tespit etmiştik. Oyun alanlarının sınırlılığı çocukların istemsizce farklı alanlara yönelmelerine neden olmaktadır. Sur’daki mimari yapıların özelliği nedeniyle evlerin küçük ve dar olması çocukların evde de oyun alanlarını sınırlandırmakta, oyun esnasında ev kazaları yoğunca yaşanmaktadır. Sokakta oyun kurmak isteyen çocuklar ise hem mahalle sakinleri hem de esnaflar tarafından azarlanmakta ve hakarete maruz kalmaktadır. Geriye riskli bölgeler kalmaktadır, bunlar da genellikle evden uzak harabe/metruk yapılar olmaktadır. Özellikle yaz aylarında, çocuklar bisiklet kiralayarak bisiklet kullanmayı istemekte ancak Suriçi’de bisiklet yolu olmadığı ve sokaklar da elverişli olmadığı için caddeler kullanılmaktadır. Bu da çocuklar açısından ciddi riskler barındırmaktadır” dedi.
BOĞULMA VAKALARI İHMAL NEDENİYLE OLUYOR
Suriçi’de “Nasıl bir oyun alanı istersiniz? “diye sorulduğunda yoğunluklu olarak süs havuzlarının da içinde olduğu güvenli oyun parkları tasvir edildiğini belirten Necla Korkmaz, “Diyarbakır gibi karasal bir iklime sahip, yaz aylarında bunaltıcı sıcakların yaşandığı bir ilde, hem yetişkinlerin hem de çocukların güvenli ve sağlıklı yüzme alanlarına ulaşabilme hakkı vardır. Suriçi bölgesinde ne özel işletme ne de kamuya bağlı yüzme havuzu bulunmamaktadır. Çocuklar, yaz aylarında İskender Paşa ve Melik Ahmet mahalle sınırlarında bulunan Anzele parkında bulunan süs havuzunu kullanmaktadırlar. Ancak süs havuzunun hijyen olmaması çocuklarda sağlık problemleri yaşamalarına, havuzun içinde cam gibi tehlikeli atıkların bulunması çocukların ciddi yaralanmalara neden olduğu gibi boğulma riskini de barındırmaktadır. Anzele dışında bir de Dicle Nehri var ki, her yıl çocuk ve gençlerin boğulmalarına tanıklık ediliyor. Boğulma vakaları da ihmal nedeniyle gerçekleşmektedir. Baraj kapaklarının açılması, kum ocaklarının, nehir yataklarında oluşturdukları çukurlar vb. nedenler boğulma riskini arttırıyor. Yüzme alanlarında uyarı levhalarının olmaması ve denetimsizlik nedeniyle ortaya çıkan yaşam hakkı ihlaline karşı yetkililer bir an önce harekete geçmelidir” dedi.
YEREL YÖNETİMLERİN ÇÖZÜM BULMASI GEREK
Çocukların oyun hakkının ihlal edilmesinin dolaylı ya da direkt olarak yaşam hakkı ihlalinin doğmasına da sebebiyet verdiğini söyleyen Korkmaz, çözüm olarak hem merkezi hem de yerel yönetimleri işaret etti. Korkmaz konuşmasına şöyle devam etti: “Sorunların çözümü için hem merkez hem de yerel yönetimlerin sorumluluklarını yerine getirmesi ve denetim mekanizmalarını arttırmaları gerekmektedir. Özellikle yerel yönetimler, stratejik planlarını oluştururken çocukları bir özne olarak kabul ederek, çocukların fikir ve önerileri alınarak oluşturulmalı. (Bildiğiniz gibi 2016 yılından itibaren şehrin yerel yönetimler bazında seçilmişleri bir şekilde suçlulaştırılarak uzaklaştırılmış ve yerlerine atanan kayyumlar tarafından yönetilmektedir.) Bir ilk adım olarak Kayyum belediyeciliğiyle birlikte pasifize edilen, yerel gündem 21 bünyesinde yer alan çocuk meclisinin ve tüm diğer meclislerin aktifleştirilmesi ve yerelde çocuk alanında çalışma yürüten sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesiyle “çocuk dostu” şehirler için harekete geçilmelidir.”