Hava asbestli, kanser her yerde, insan bedava
Asbest Söküm Uzmanı Deniz İpek, Türkiye'deki asbest riskini ve 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesi beklenen yönetmeliği yazdı.

Fotoğraf: Evrensel
Deniz İPEK
Asbest Söküm Uzmanı
Asbest kristalize bir grup mineralin ticari adıdır. Yunanca “söndürülemez, yanmaz” anlamına gelen “asbestos”, ısıyı ve elektriği yalıtma nitelikleri nedeniyle en yoğun 1930-1980 arasında, çıkarılıp, işlenip, büyük şirketlerce çeşitli şekillerde piyasaya sürülen, “mucizevi lif” denilen bir maden. Sadece inşaat malzemelerinde değil, araba, gemi ve uçakların muhtelif kısımlarında, her türlü ses ve ısı izolasyonunda kullanılmış. Asbestin liflerine çok kısa zamanlı bile maruz kalınması, maruziyetten 10 ila 40 yıl sonra asbeste bağlı mezotelyoma (akciğer ile zarı ve karın kanseri), asbestoz, yumurtalık gibi kanser türlerine ve sair solunum, sindirim ve cilt hastalıklarına yol açabilmektedir.
Maruziyet ile hastalığın ortaya çıkması arasında çok uzun bir süre olmasından dolayı, hastalık nedeninin ve bağlamının tespiti zor olmaktadır. Ayrıca asbest bulaşmış elbiselere ikincil olarak maruz kalanların, asbestli binalarda eğitim görenlerin, hizmet verenlerin de risk altında olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Asbest, 1930’lardan sonra Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Merkezinin “kanserojen maddeler” listesinde Grup 1A kanserojen madde olarak belirlenmiştir. Fakat Avrupa’da tüm türlerinin çıkarılması, ticareti, üretimi ve tüketiminin yasaklanması, asbest üretici firmaların baskıları ve lobi faaliyetlerine karşı çoğu zaman halk/çevre ve emek hareketleri sayesinde ancak 1980’ler ve 1990’ların ikinci yarısı arasında sağlanabilmiştir.
AB ölçeğinde 1999 Direktifi ile bütünsel yasak benimsenmiş, bütünsel yasaklama tüm üye ülkelerde 2005’te, Türkiye’de ise 30 Aralık 2010’da gerçekleşmiştir. Henüz 1999 yılında Avrupa Toplulukları (EC), Dünya Ticaret Örgütüne verdiği ilk yazılı sunumda, asbeste bağlı kanserlerin 2030’a kadar en az 500 bin insanın ölümüne yol açacağını ifade etmiştir. Türkiye’de ise asbeste bağlı ölümler, solunum yolu yetmezliği olarak kaydedilip, görünmez kılınan halk sağlığı ve meslek hastalıkları kör kuyusuna atılmaktadırlar.
YIKIM ÖNCESİ KONTROLLÜ UZAKLAŞTIRILMA VE BERTARAF
Atık Yönetimi Yönetmeliği’ne göre çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahip asbest lifleri gibi “tehlikeli atıkların” etrafa yayılmasının engellenmesi gerektiği ve yıkılacak yapılarda paratoner varsa yıkımdan önce lisanslı firmalarca söküleceği belirtilmiştir. 25 Ocak 2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik” kapsamında çalışanların asbest tozuna maruziyetlerinin en aza indirilmesi ve çalışma ortamındaki tozun etrafa yayılmasının önlenmesi amacıyla asbest içeren tehlikeli maddelerin, yıkım öncesi kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi için “yıkım öncesi asbest içeren yapı elemanı kontrolü” yapılarak tespitler ilgili form ile raporlanmalı, raporda asbest varlığı tespiti olması halinde ise yönetmelik hükümlerine göre çalışma yapılmalıdır.
13 Ekim 2021 tarihli ve 31627 sayılı Resmi Gazete’de Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik gereği yapılardaki, asbest ve benzeri tehlikeli kimyasal içeren imalatlar sökülüp uzaklaştırılmadan ve 18.03.2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre seçici yıkım yapılmadan ana yıkıma geçilemez. Seçici yıkım, asbest ve diğer tehlikeli atıkların; kapı ve pencerelerin, lavabo, küvet gibi sıhhi tesisat gereçleri ve benzeri malzemenin, türlerine göre metal esaslı tüm malzemelerin, ahşap esaslı malzemenin, alçı esaslı malzemenin kiremit, taşıyıcı olmayan duvar (tuğla, gaz beton, beton gibi) malzemesinin, cam malzemenin, polivinilklorür/poliüretan malzemelerin, cam yünü, taş yünü, genleştirilmiş polistiren, ekstrüde polistiren, poliüretan gibi ısı yalıtım malzemeleri ile sökümü mümkün olan su yalıtımı için kullanılan malzemelerin, tüm doğal taş kaplamaların ayrılması, parsel içi yol veya diğer alanlarda asfalt, beton ve parke kaplama tabakaları altında yer alan kırılmış ve/veya elenmiş granüler malzemelerin ayrılması; bitüm ve türevi malzeme ile kaplı alanlarda bitüm ve türevi tabakaların kazınması veya ayrılması aşamalarını kapsar.
ASBEST ENVANTER RAPORU
Türkiye’de ise asbest kullanımı 2010 yılında yasaklanmışsa da yüksek miktarda ithal edildiği 1970’lerin ortasından 1990’ların ortasına kadar inşa edilen yapılar bugün kentsel dönüşüm adı altında yıkılıyor, yıkımla birlikte bu madde lif halinde havaya karışarak canlılar tarafından solunuyor ve insanların gündelik hayatlarını da tehdit ediyor. Depremler, kentsel dönüşüm ve yıkım, tadilat ruhsatlarında hâlâ belediyeler tarafından bazı çok az sayıdaki belediye hariç bir denetim yapılmamaktadır. 01.07.2022 tarihinde yine Türkiye klasiği olarak ertelenmezse yürürlüğe girecek olan “Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik” gereği Türkiye’nin tamamında yıkılacak binalar için “asbest envanter raporu” yıkım ruhsatı veren yıkım yapan tüm ilçe, il ve büyükşehir belediyeleri tarafından istenmelidir.
Belediyeler tarafından yıkım ruhsatı öncesi; kişi ve/veya firmalardan asbest içeren tehlikeli maddelerin, yıkım öncesi kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi amacıyla yıkım ruhsatı düzenlenmesi başvurusu ekinde, asbest söküm uzmanları tarafından hazırlanmış ve imzalanmış “asbest envanter raporu” ve asbest varlığı tespiti halinde ayrıca “asbest söküm iş planı” tehlikeli atığın üreticiden alınıp atığın mobil atık takip sistemi (MoTAT) üzerinden bertaraf/geri kazanım tesisine taşındığını gösterir çıktı talep edilmelidir.
İNGİLTERE’DE ASBESTE BAĞLI ÖLÜMLERİN SAYISI YILDA YAKLAŞIK 5 BİN
Peki şu anda durum nedir? Asbest içeren tehlikeli maddelerin, yıkım öncesi kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi için ülkenin yüzde 90’ında herhangi bir çalışma yapılmıyor. Sökümünde çalışan işçiler ve yakınındaki insanlar ve çevredeki tüm canlılık asbeste maruz kalıyor. Sökümden elde edilen asbest içeren atıklar hâlâ belediye çöplüklerine atılıyor. Önceki günlerde Tekirdağ BŞB’ye bağlı TESKİ birimi asbestli boruların sökümünü ve bertarafını kontrolsüzce yaptığını gösteren işçi ve halk sağlığını hiç saydığını gösteren bir videoyu yayımladı kendi Twitter hesabında. Asbestli atığın uluslarası standartlarda bertafını sağlayacak tesisler ise henüz ülkede yok. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına Cimer’den yazdığım yazıya verilen cevap ise “Yönetmelik 01.07.2022’de çıkıyor yapabileceğimiz bir şey yok” oldu. Dünyada asbeste bağlı kanserler 100000’de 10’dan az. TR’de ise çevresel asbestin endemik etkisiyle 100000’de 700 gibi. Son yıllarda Türkiye’de kentsel dönüşüm ve deprem yıkımları asbest maruziyetini arttırdı. İngiltere’de asbeste bağlı ölümlerin sayısı yılda yaklaşık 5 bin ise Türkiye’de nedir?
Evrensel'i Takip Et