Prometeon işçileri: Çalışsak da yaşam bize hayal oluyor
Firma yöneticisinin “Prometeon hem fiziksel hem de ruh sağlığımızla ilgilenir” sözlerine atıf yapan işçiler, patronun kârı dışında hiçbir şeyle ilgilenmediğini söylüyor.
Fotoğraf: Pixabay
Ebru YİĞİT
Kocaeli
Prometeon, Pirelli lisansıyla endüstriyel ve ticari lastik üreten bir fabrika. 2 bin işçi çalışıyor. Kârını ve üretimini her geçen gün artırıyor. Yoksulluk sınırına yaklaşamayan Prometeon işçileri ise ayakta kalmaya çalışıyor. Bir firma yöneticisinin “Prometeon hem fiziksel hem de ruh sağlığımızla ilgilenir” sözlerine atıf yapan işçiler, patronun kârı dışında hiçbir şeyle ilgilenmediğini söylüyor ve şu örneği veriyor: “Üretim adetlerini arttırıp bizi soluksuz çalıştırınca baklava ısmarlıyorlar.”
DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikasının örgütlü olduğu fabrikada işçiler destek kadrosu ve ana kadro diye ayrılmış durumda. Destek işçileri de kendi içinde üç gruba ayrılıyor. 1. grup 6 bin 700, 2. grup 6 bin 500, 3. grup ise 6 bin 300 lira ücret alıyor. İşçiler birbirlerinden farklı ücret alıyor. İşten atılma kaygısı nedeniyle ismini yazmadığımız İşçi A 8 yıldır Prometeon’da çalışıyor. Ay sonunda eline geçen para net 6 bin 500 lira.
ENFLASYON YÜZDE 150’Yİ AŞTI
Bu ücrete yeni kavuştuklarını anlatan İşçi A şunları söyledi: “Asgari ücret 4 bin 253 lira olmadan önce 3 bin 500 lira civarı bir ücret alıyorduk. Sonra asgari ücret zammı gelince ücretlerimiz mecburen 4 bin 253 liraya çekildi. Sonrasında da toplu sözleşme süreci derken şimdi elimize geçen para 6 bin 500 lira. Gece zammı, devam primi, aile yardımı, ikramiye, bayram çeki filan hepsi dahil olduğunda ise elime geçen para giydirilmiş hali ile 10 bin lirayı buluyor.”
Ana kadro işçilerinin çıplak brüt ücretleri aylık ortalama 14 bin lirayı buluyor. Yoksulluk sınırının 19 bin lirayı aştığını hatırlatan İşçi A, şöyle devam etti: “Bunca yorgunluk ile aldığımız para ile rahat rahat geçinmemiz mümkün değil çünkü, enflasyon yüzde 150’yi aşmış durumda. Yıllık izin zamanı eskiden tatil planları yapardık şimdi yol parasını düşünüp, kalacak yerlere bin liralar verirsek nasıl bütçemizi dengeleriz diye düşünmekten tatil bile hayal oldu. Kocaeli’nin her yerinde yazar, ‘Çalışınca oluyor’ oysa artık çalışsak da yaşam bize hayal oluyor.”
"ELİMİZDEKİNİ KORUMAK ZORUNDAYIZ"
Lastik fabrikasında çalışmanın koşullarının ağır olduğunu hatırlatan İşçi A, işçilerin genelinde elindekine sahip çıkma eğilimi olduğunu aktardı: “Biz gün boyu kimyasallarla iç içeyiz fabrikada. Senelerce çalıştıkça, sağlığın da elden gidiyor yalan değil. Fabrikada kiminle konuşsan bir rahatsızlığı var, bel boyun fıtığı olmayan insan az. Bel, boyun fıtığı gibi hastalıklar meslek hastalığından çıkarıldı. Oysa ki bu hastalıklar genelde çalışma koşullarından oluyor. Siz bunu meslek hastalığından çıkarıyorsunuz ki işçiler hak talep etmesin. Bu düzende, işçinin emekçinin yararını düşünen ne var ki, varsa yoksa patronların kârı.”
Üretim kapasitesinin 1.5 milyona ulaştığını, işçilerin büyüyen kârdan payına düşeni alıp alamadığını sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi: “Biz büyüyen kârdan payımıza düşeni baklava ile alıyoruz. Üretim adetlerini arttırıp bizi soluksuz çalıştırınca baklava ısmarlıyorlar onu yiyoruz. Ama yine de öyle günlerden geçiyoruz ki, şükürler olsun bir işimiz var diyecek boyuta geldik. Diğer firmalara göre fena ücret almıyoruz. Ana kadroda çalışanlar çok daha iyi alıyor tabii. Geçim zor, artık geleceği değil günü kurtarma aşamasındayız fakat yine de elimizdekini korumak zorundayız.”
GÜVENSİZLİK OLUNCA DEĞİŞMİYOR
Söz asgari ücrete temmuz ayında yapılması beklenen zam ve buna bağlı olarak ücretlere ek zam beklentisinin olup olmamasına geliyor. “Ek zam meselesi olur mu bilmiyorum” diye söze giren İşçi A, şunları dile getirdi: “Ama enflasyon gerçek rakamları yansıtmadığı müddetçe, alacağımız ücretler bugün iyi duruma gelse yarın yine eriyecek. Sendikaya da bir şey söylemeye çekiniyor genel olarak herkes. Bir sorun olduğunda gidip konuşalım ya da bir iyileştirme talep edelim desek, başta herkes tamam diyor ama sendikacıların yanına gidene kadar sayı düşüyor yolun sonunda bir bakmışsın iki kişi anca kalmış. Herkes korkuyor, güvensizlik de var. Öyle olunca bazı şeylerin değişmesi de biraz zor oluyor.”
FİZİK VE RUH SAĞLIĞI MI KÂR MI?
Tüm dünyada endüstriyel lastik odaklı tek firma olan, dört fabrika, üç ARGE merkezi, bir geliştirme merkezi bulunan ve dünyada beş kıtada toplam 7 binden fazla çalışanı bünyesinde bulunduran Prometeon firması Pirelli lisansıyla endüstriyel ve ticari lastiklerin üretimini de gerçekleştiriyor. Uluslararası alanda faaliyet gösteren ve çalışanlarının yüzde 57’sinin 25 farklı ülkeden “Y kuşağının” oluşturduğunu ifade eden firmanın yöneticilerinden birisi “Prometeon hem fiziksel hem de ruh sağlığımızla ilgilenir” dedi. Türkiye’nin ilk lastik fabrikası olarak 1960 yılında Kocaeli’de kurulan üretim tesisinde yılda 1.5 milyon adet lastik üretim kapasitesine sahip olan Prometeon Türkiye’de halihazırda 2 bin kişi çalışıyor. Üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını ihraç ederken ihracatın büyük kısmını Avrupa’ya gerçekleştiriyor. Pandemi döneminde dahi planlanan yatırımlarının eksiksiz bir biçimde hayata geçtiğini ifade eden firma müdürü, lastik üretim kapasitesinin 1.5 milyon kapasiteye ulaştığını ve pazardaki her 4 lastikten birinin prometeon lastiği olduğunu gururla duyurdu. Pandemiyle birlikte azalmak yerine artan üretim adetleri, geçim sıkıntıları ve uzun yıllar ağır bir iş kolunda çalışmanın vermiş olduğu sağlık sorunları ile yaşayan Prometeon işçileri ise Prometeon’un fizik ve ruh sağlıklarıyla ilgilenmekten ziyade, her geçen gün artan kârı ile ilgilendiğini söylüyor.