Darbedilen ve gözaltına alınan gazeteciler anlattı: Hak arayanları görüntülememiz bizi polisin hedefi yapıyor
İstanbul'da Onur Yürüyüşü sırasında gazeteciler darbedildi, gözaltına alındı. Gazeteciler “Dün yaşananlar ileride yaşayacağımız zorlukların kısa bir ön izlenimi gibiydi” diyerek yaşadıklarını anlattı.
2022 yılı İstanbul Onur Yürüyüşündeki polis ablukası | Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Gözde TÜZER
İstanbul
Gazeteciler polis şiddetiyle karşı karşıya kalarak gazetecilik yapmaya devam ediyorlar. Sahada çalışan gazeteciler hemen hemen her eylemde polisler tarafından şiddete uğradıklarını anlatıyor. İstanbul Taksim’de de pazar günü Onur Yürüyüşü’ne yapılan polis müdahalesi sırasında gazeteciler Bülent Kılıç, İlker Eray, Efekan Akyüz gözaltına alındı. Çok sayıda gazeteci darbedildi, görüntü çekmelerine engel olundu. Darbedilen gazeteciler yaşadıklarını Evrensel’e anlattı.
"GAZETECİNİN İŞİNİ YAPTIRMAMAK ÜZERE BİR SİSTEM KURULMUŞ"
Gözaltına alınan gazetecilerden biri Foto Muhabiri Bülent Kılıç… Serbest bırakıldıktan sonra konuştuğumuz Kılıç, polisin gazetecileri çalıştırmamak üzere bir sistem kurduğuna dikkat çekiyor. Polisin gazeteciyi çembere aldığını belirten Kılıç "Bu durum işini yaptırmamak üzerine kurulmuş bir sistem ve planlı. Gazeteciyi çembere almak normal bir şey mi? Kontrolünü kaybetmiş bir durum söz konusu. Orada hak arayanları görüntülemeniz, polisin gözünde sizi hedef yapıyor. Yani basının bir alanı var. Kamusal bir görev yapıyoruz.” dedi.
"TEPKİ GÖSTERDİĞİMİZDE DARBEDİLDİK"
Darbedilen, işini yapması engellenenlerden gazetecilerden biri de Hayri Tunç. Bir süredir gazetecileri ‘Güvenlik Çemberi’ diyerek alandan uzaklaştıran polisin, bu kez gazetecileri tamamen izole ettiğini belirten Tunç “Yaşanılan tamamen bir ablukaydı. Bu duruma tepki gösterdiğimizde de ya darp edildik ya da tehdit edildik. Zaten Bülent'te bu olaya tepki gösterdiği için gözaltına alındı. Bazı arkadaşlarımız seyir halindeki araçların olduğu yola sürüldü. Dün yaşanılanlar gelecek günlerin özetiydi” ifadelerini kullandı.
"TRAFİĞİN AKTIĞI YOLA İTTİLER"
Defalarca ablukaya alındıklarını, darp edildiklerini aktaran Etkin Haber Ajansı muhabiri Pınar Gayıp, “Ama en kötü olanı Gümüşsuyu Alman Konsolosluğunun bulunduğu alandaki iki binaya sıkıştırılan LGBTİ+'ların işkenceyle gözaltına alınmasını belgelemek isterken yaşadıklarımızdı. Zira polis orada olan 4 gazeteciyi kalkanlarla trafiğin aktığı bir anda cadde ortasına sürdü.” dedi. Uzun zamandır gazetecilere yönelik ciddi baskılar olduğunu aktaran Gayıp “Darp edilmediğimiz, yerlerde sürüklenmediğimiz haber takibi yok neredeyse. Ancak bu yıl ki Onur Yürüyüşü’nde yaşananlar basit bir darp ile açıklanacak durumda değil.” Polisin yaşananların belgelememesi için her türlü yola başvurduğunu aktaran Gayıp “Dün yaşananlar ileride yaşayacağımız zorlukların kısa bir ön izlenimi gibiydi. Artık sokak ortasında işkenceler yaşanacak ve bunların belgelenmesi engellenecek. Biz gazeteciler ne olursa olsun hakikati haberleşme iddiasından vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
"ABLUKA ALTINA ALINDIK, FİİLİ GÖZALTI UYGULANDI"
İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni İzel Sezer, ilk toplanmalardan itibaren ablukaya alındıklarını, kalkanlarla fiili gözaltı uygulandığını ve çekim yapılmasının engellendiğini aktararak “Yetmedi, polisin darp ederek gözaltına aldığı yurttaşları kayıt altına almaya çalışırken yerlere fırlatıldık, darp edildik, caddede akan trafiğin içine itildik…” diyerek yaşadıklarını anlattı. Sezer şöyle devam etti: “İktidarın gazetecileri şiddetle baskı altına almaya çalışması maalesef yeni bir durum değil. Özellikle son zamanlarda şiddetin boyutu daha da artsa da, gazeteciler uzun zamandır baskıyla, soruşturmalarla, davalarla, gözaltıyla ve hatta tutuklamalarla sindirilmeye çalışılıyor. Gazeteciler olarak sadece ve sadece halka karşı sorumlu olduğumuzu biliyoruz. Kamuoyuyla gerçekleri paylaşmaya ve yapılan her hak ihlalini kayıt altına almaya devam edeceğiz”
"YEDİĞİMİZ TEKMENİN, İŞİTTİĞİMİZ HAKARETİN HADDİ HESABI YOKTU"
Gazeteci Emre Orman, “Yediğimiz tekmenin ve kalkanın, işittiğimiz hakaretin haddi hesabı yoktu. Apaçık suç işliyorlar ve bundan hiç gocunmuyorlar.” derken yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “İterek, çekerek dışarı atmaya çalıştılar bizi. Benle birlikte birkaç arkadaşımızı düşürdüler, üst üste yığıldık adeta. Öyle bir an ki kendimizi mi yoksa ekipmanlarımızı mı korusak bilemedik, ikilemde kaldık. Bülent’i de buna tepki gösterdiği için ters kelepçeyle gözaltına aldılar. Ama tüm saldırılarına rağmen yine bir yolunu bularak yaşananları belgeledik. Bu ısrarı hiçbir güvenlik kordonu aşamaz.”
"KİTLENİN SADECE ÇIĞLIKLARINI DUYDUK"
Gazetemiz muhabiri Eylem Nazlıer, Onur Yürüyüşü’nü takip etmek için çok sayıda gazeteciyle birlikte Taksim-Cihangir’de beklediklerini bu sırada kafede bekleyen çok sayıda kişinin gözaltına alınmaya çalışıldığını hatırlatarak, “Kitlenin etrafını çembere alan polisi bizi alandan çıkarmaya çalıştı. ‘Güvenlik çemberi’ denilerek alandan kalkanlarla itilerek çıkarıldık. Bu sırada çok sayıda arkadaşımız darp edildi, hakarete uğradı. Bazı arkadaşlarımız yere fırlatıldı. Gazetecileri ablukaya aldılar, uzun bir süre bir yere gitmemize izin vermediler. Sadece kitlenin çığlıklarını duyabiliyoruz” diye konuştu. Nazlıer son olarak şunları söyledi: “Eve geldiğimde vücudumda çok sayıda iz olduğunu fark ettim. Sert, şuursuz ve keyfi bir müdahale söz konusuydu. Ama ne olursa olsun biz haber yapmaya, gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz.”
TGC: İKTİDAR HABER ALMA HAKKINI ENGELLEMEKTEN VAZGEÇMELİ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Taksim’deki Onur Yürüyüşü’nü haberleştiren gazetecilere yönelik gözaltı ve müdahaleyi protesto eden bir açıklama yaptı. Açıklamada “Seçime giderken iktidarın tek tip insan, tek tip görüş, tek tip gazeteci, tek tip haber anlayışının yerleştirilmesi için yoğun bir çaba gösterdiğine tanıklık ediyoruz. İktidarı bir kez daha cinsiyet eşitliğine saygı göstermeye, yurttaşın haber alma hakkını engellememeye, gazetecilere yönelik saldırıları cezasız bırakmaktan ve gazetecileri gözaltına almaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.” denildi.