Geçen yıl da selden etkilenen Bozkurt halkı: Vaatler yerine getirilmedi, önlem alınmadı
Geçen yıl sel felaketi yaşayan kentlerde alınmayan önlemler yine felakete sebep oldu. Mağdur olan bölge halkı, alınmayan önlemlere dikkat çekip “Bizim canımızın kıymeti yok mu” diye sordu.
Fotoğraf: DHA
Eylem NAZLIER
İstanbul
Batı Karadeniz bir kez daha sular altında kaldı. Sağanak sonrası dereler taştı, köprüler yıkıldı, onlarca kişi evlerinde mahsur kaldı. Aynı bölgede geçtiğimiz yıl da benzer bir tablo yaşandı. 100’e yakın kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi kayboldu. Kayda değer hiçbir önlem alınmaması benzer bir felaketin tekrarlamasına yol açtı.
"VATANDAŞ DİKKAT ETTİ, YETKİLİLER UMURSAMADI"
Kastamonu Bozkurt'ta geçen yıl yaşananların aynısının bu yıl da yaşandığına söyleyen ve isminin yazılmasını istemeyen yurttaş, "İhmaller yüzünden aynı şeyleri yaşadık, hiçbir önlem alınmadı. TOKİ binaları yapıyor. Ama dere kenarlarını yapan firma istinat duvarlarını yapmadı. Yeni yapılan köprünün baş taraflarını toprakla doldurmuşlar, beton atılmamış. O toprak kaydı, toprak kayınca şehir merkezine geldi su. Geçen sene 100 kilo su geldiyse metrekareye bu sene 105 gelmiştir. Geçen seneden daha fazla su geldi. Zaten meteoroloji bize 10 gün önceden uyarı yapıyor dikkatli olun diye. Vatandaş dikkat etti ama yetkililer umursamadı” dedi.
"EŞYA ALAMAYAN YURTTAŞLAR VAR"
Vaatlerin de yerine getirilmediğine dikkat çeken yurttaş, "Ölçer Apartmanı vardı. Bina komple yıkılmıştı. O binadan daha devletten eşya alamayan vatandaşlar var. Adamın binası komple yıkıldı. O adam eşya alamadı. Kışa girerken odun, kömür bile alamadım. İlk zamanlar sadece hane başına 3 bin lira verildi. Onu aldım. Onu da zaten yoldan geçen herkese verdiler. Ona siyaset bulaşmadı. Selde bile yandaşlarını kayırdılar. Diğer yardımları ben görmedim. Yandaşlarına verdiler. Daha evler yapılmadı. Evine giremeyenler konteynerlerde kalıyorlardı, dün değil önceki gün konteynerden vatandaşları çıkardılar. KYK yurtlarına yerleştirdiler” diye konuştu.
Kayıpların bulunduğuna dair kendilerine bilgi verildiğini aktaran yurttaş, “Ama Bozkurt halkı olarak inanmıyoruz. Selde ölen ilk benim kayınpederimdi. Ama kayıtlarda benim kayınpederimin ismi yoktu. Bu sadece benim yaşadığım bir olay, diğer vatandaşların da vardır. AFAD ve jandarmanın konuşması birbirini tutmuyor” dedi.
"İNSANLARIN CANI SÖZ KONUSUYKEN ÖDENEK NASIL YETMEZ"
“Evin yok, işin yok, köyüm yok olmuş, akrabaların kayıp, huzurumuz yok” diyen yurttaş, ”Ödenek yetmedi, köprüyü yapan kişi işi bırakıp gitmiş, başka biri tamamlamaya çalışmış, bir şeyler olmuş. İnsanların canı söz konusuyken ödenek nasıl yetmez? Harcanmaması gereken yerlere paralar harcanıyor. Bizim canımızın kıymeti yok mu" diye sordu.
"BEN ÖLDÜKTEN SONRA ALINAN ÖNLEMİ NE YAPAYIM"
Şu an yaşananlardan da bahseden yurttaş şunları söyledi:
“Çarşı ve şehir merkezinde çamur var. Zarar gören evler, su dolan evler var. Su dolmasının nedeni ihmal. Dere yatağı genişliği önceden 25-30 metreydi. Derinliği 2 buçuk metreydi. Şimdi 85 metre yaptılar çayın genişliğini. Ama bazı yerlerde yarım metre derinlik var. Çayın içinden malzemeleri almadılar. Molozları alsalardı bu sel felaketi yaşanmazdı. Hâlâ temizlenmedi, hâlâ pis duruyor. Şimdi AFAD geldi, UMKE geldi, 200-300 jandarma, arama kurtarma ekipleri geldi. Sağ olsun geldiler ama boşuna geliyorlar, ne yapıyorlar ki. Onca para boşuna gidiyor. İş bittikten sonra, biz canımızdan malımızdan olduktan sonra önlem alınıyor gibi yapılıyor. Ben öldükten sonra alınan önlemi ne yapayım? Sırf göz boyamak, gösteriş yapmak.”
"HAKKIMIZI YEDİLER"
Başka bir yurttaş da bir yılda değişen hiçbir şey olmadığını ifade edip şunları söyledi:
“İki üç dairesi olana bir daire veriliyor. Hakkımızı yiyorlar. Herkes mağdur oldu. İşlerini güçleri yok, herkes büyükşehirlere göç etti, iş imkanı yok kalmadı Bozkurt’ta çünkü. İnşaat halinde şu an. Yine sel bastı, hesapta dereyi ıslah ettiler, büyüttüler, binaları yıktılar, bizim binamızı da genişletmek için yıktılar. Çaya katmak için yıktılar. Eşya parası, hiçbir şey alamadık. Verilen vaatlerin hiçbiri gerçekleşmedi. Önlem alınmadı, alınsa bugün sel basmazdı. Şu an birinci katlara kadar sel basmış. Demek ki ders çıkarılmadı.”