30 Haziran 2022 15:30

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasından çağrı: Örgütlü bir şekilde sömürüye son vermek için birleşelim

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Mersin İl Temsilcisi Nebil Birtek ile özel okul öğretmenlerinin çalışma koşullarını ve sendikanın örgütlenme sürecini konuştuk.

Logo: Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası

Paylaş

Mahsun KILIÇ
Ali ÇELEBİ

Yaşamın her alanında olduğu gibi sömürü ve hak ihlalleri, güvencesizlik öğretmenlik mesleğinde de mevcut. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, eğitimde yaşanan sömürüyü, hak ihlalelerini ortadan kaldırmak için ülke genelinde örgütlenmeyi hedefliyor. Sendikanın Mersin İl Temsilci Nebil Birtek, "Özel öğretmenlikte cinsiyetçi ayrımları, fazla mesainin kalkması, özlük hakları için öğretmenlerin örgütlü mücadeleye katılması gerekiyor. Bu sömürüye son verebilmek için bizim bizden başka kimsemiz yok" diye konuştu.

30 Ağustos 2021 yılında açıkladığı deklarasyonla kurulan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, özel sektörde çalışan öğretmenlerin kamuda çalışanlarla eşit hale gelebilmesi için örgütlendiklerini ifade ediyor. Özlük haklarının olmadığı, fazla mesai ile çalıştırıldıkları, özellikle kadın öğretmenlerinin cinsiyetçi ayrımlara maruz kaldıkları belirtiliyor. Kadınların uğradığı ayrımcılığa ise Birtek, "Bekâr olan kadın öğretmenler işe alınmadan önce yakın tarihte evlenip evlenmeyecekleri soruluyor. Evli olanlara ise çocuk yapmayı düşünüyor musunuz diye sorular soruluyor” şeklinde konuştu. Mezun olduktan sonra özel sektörde çalışan genç öğretmen Furkan D. "Özel sektörde çalışan bütün öğretmenlere güvencesizlik dayatılıyor” diyor.

Kamuda çalışmayan öğretmenlerin özlük haklarına dair tartışmalar devam ederken bu alanda öğretmenlerin örgütlendiği görülüyor. Özel Sektör Öğretmen Sendikası Mersin İl Temsilcisi Nebil Birtek’in sendikayla ilgili görüşlerine başvurduk. Kilis 7 Aralık Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden 2013 yılında mezun olan Birtek, 3 yıl işsiz kaldıktan sonra bir yıl ücretli öğretmenlik yaptığını, 5 yıldır da özel sektörde öğretmenlik yaptığını ifade etti. Birtek sendikanın kuruluş hikâyesine dair şunları aktardı: 

"30 Ağustos 2021 yılında yayımladığımız deklarasyonla sendikamızı kurduk. Önceleri bu alanda sendikal mücadele olmadığını o yüzden de devasa bir örgütlenme alanı olan, yani 400 bin kadar özel sektörde çalışan öğretmenin olmasını göz önüne alarak sektörde yaşanan sömürüyü ortadan kaldırmak için yola çıktık. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin özlük hakları yok. Kamuda çalışan öğretmenlerle eşit haklara sahip olabilmeleri için mücadele ediyoruz. Eğitim emekçilerinin sesi olabilmek ve sömürüyü ortadan kaldırmak için örgütleniyoruz. Çeşitli alanlarda örgütleniyoruz. Kolej, etüt, kurs, rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenleri kapsıyor"

“ÖRGÜTLÜ OLMAYAN BİR MESLEK GRUBU KÖLELİKTEN ÖTEYE GİDEMEZ”

Özel sektörün, öğretmenleri mevsimlik işçiler gibi çalıştırdıklarını ifade eden Birtek, 12 ayın altında sözleşme yapılamazken patronların 10 ay sözleşme yaparak öğretmenlerin hakkını yediğini belirtti. Tatil günleri dahi okula çağrıldıklarını ifade eden Birtek "3 ay boyunca bize sigorta yapılmıyor. Çalışma ortamında mobbinge maruz kalıyor ve fazla mesaiye tabi tutuluyoruz. Ayrıca ek ders ücretleri de ödenmiyor. Kurulduğumuz andan itibaren kampanyalarla öğretmenlerin sesi olmaya çalışıyoruz. MEB’de çalışan öğretmenlerle eşit haklara sahip olmak için ses çıkarıyoruz. Özellikle kadın öğretmenler özel sektörde cinsiyetçi ayrımlara maruz kalıyorlar. Evli olmayan kadın öğretmenlere evliliği düşünüyor musunuz diye sorulurken evli olanlara ise yakın tarihlerde çocuk yapmayı düşünüyor musunuz tarzında ahlaki ve etik olmayan sorular soruluyor. Yaşadığımız sorunların çözümü içinde ortak hareket edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mücadele edilmeden hak elde edilemez. Bu açıdan öğretmen sendikası etrafında bir araya gelmemiz ve özlük haklarımızı MEB ve patronların elinden almamız gerekiyor. 2007 yılına kadar Türkiye’de taban maaş uygulaması vardı ancak bu kaldırıldı. Bizleri tamamen patronların insafına bıraktılar. İller bazında ve yönetim kurulu bazında kurduğumuz ihbar hatları var. Üyemiz olsun ve ya olmasın özel okulda çalışan öğretmenlerin ihbarları MEB’e iletiliyor ve bunun sonucunda da kazanımlar elde ediyoruz. Örgütlü olmayan bir meslek grubu kölelikten öteye gidemez” diye konuştu.

“BİZE BU SÖMÜRÜ YAPILIRKEN ÖĞRENCİLERE BİR ŞEY KATAMAYIZ”

Sömürünün yoğun olduğu bir ortamda öğretmenlerin verimli ve etkili olamayacağını ifade eden Birtek "Yeri geldi maaşlarımız 3 ay verilmedi ya da maaşın yarısı verildi, o yüzden de temel gıda ihtiyacımızı karşılayamadığımız dönemler oldu. Sigortalarımız yatırılmadı. Öğretmenlik birey yetiştirmektedir. Öğretmen özlük haklarına erişemiyorken öğrencilere de faydalı olamaz. Özellikle bu süreçte kadın öğretmenler olumsuz etkileniyor. İşten atılma korkusuyla daha az maaş alabiliyor. Tüm bunları göz önüne aldığımızda, bize bu sömürü yapılıyorken öğrencilere bir şey katamayız” şeklinde konuştu.

“YASALAR BİZİ ÖĞRETMEN OLARAK GÖRMÜYOR”

Yakın tarihlerde çıkarılan meslek kanunun özel öğretmenlerin özlük haklarına olumlu anlamda bir etkisinin olmayacağı ve o yüzden de çıkan kanunun iptali için çalışmalar başlatıldığını aktaran Birtek, "Kanunun içinde bizler olsak da onaylamıyoruz. Öğretmenler arasında alt üst ilişkisi yaratıyor, ayrıca rekabet ortamına zemin hazırlayabileceği içinde bu kanunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Kanun öncesinde özel öğretmenlerin lehine kanun maddeleri çıkarabilmek için gerek vekiller gerekse sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yaptık. Meslek kanunu içinde özel öğretmenlerin lehine bir şey yok. Özlük haklarına dair bir şey yok. Bu kanun sömürüyü ortadan kaldırmayacak. Öğretmenler arasında rekabete yol açacaktır. Ayrıca biz özel öğretmenler MEB’e bağlıyız ancak iş kolu bakımından kamuya bağlı değiliz. Atamaları MEB yapıyor ancak öğretmen değil işçi sayılıyoruz. O yüzden de özlük haklarımıza dair kanunlar çıkarılması için mücadele ediyoruz" dedi.

“MEVCUT DÜZENİN DEVAMI İÇİN HER ŞEYİ YAPIYORLAR”

Tüm Türkiye’de örgütlenme çalışmaları başlattıklarını, tüm özel okullara girmeye başladıklarını ifade eden Birtek, "Zor bir süreç elbette çünkü okullara alınmayabiliyoruz. Dağıttığımız broşürlerin müdürler tarafından engellenebiliyor, burası özel okul buraya giremezsin gibi engel çıkarabiliyorlar, hocalarla görüşmemize engel olabiliyorlar. Sendikal örgütlenmede olmayan ve bu gücün farkında olmayan öğretmenler tedirginlik yaşayıp korkabiliyorlar. Kurduğumuz iletişim ağlarıyla beraber gelen ihbarların MEB’e aktarılmasının sonucunda haksızlıkların ortadan kalktığını görüyoruz. Mevcut düzenin devamı için her şeyi yapıyorlar. Ancak bizler bunu değiştirmek istiyoruz. Ayrıca özel okulda çalışan bir öğretmenin bağlı olduğu kurumdan istifa etmesi dâhilinde 1 yıl süreyle başka bir kurumda çalışması yasaktı ancak biz bu yasayı mücadelemizle kaldırdık” diye konuştu.

Son olarak tüm güvencesiz öğretmenlere seslenen Özel Öğretmenler Sendikası Mersin İl Temsilcisi Nebil Birtek, "Sendikaya üye olmak zorunlu değil, gönüllük bağıyla da destek olunabilir. Sigortalı olarak çalışan öğretmenler sendikaya e- devlet üzerinden üye olabilirler. Yeni bir örgütlenme tarzını yaratıyoruz. Son sınıfta olan eğitim fakültesi öğrencilerle görüşmeler başlatıp, iş hayatına atılmadan öğretmenlerin örgütlenebilmesinin önünü açacağız” diye konuştu.

“ŞİKAYET EDİNCE 'HİÇBİR KURUMDA SENİ ÇALIŞTIRTMAM' DİYE TEHDİTLERE MARUZ KALDIM”

23 yaşında olan, Mersin Üniversitesi Türkçe Öğretmenliğinden mezun olan ve mezun olduktan sonra 9 ay özel sektörde çalışan genç öğretmen Furkan, stajyer öğretmenlik adı altında eğitim kurslarında sömürüldüklerini ifade etti. Güvencesiz çalıştığını ve düşük maaşlarla kurs merkezlerinde öğretmenlik yaptığını ifade eden genç öğretmen Furkan, "Haftada altı gün hiç ücret almadan ya da ayda 1000 lira gibi komik ücretlerle çalışıyorduk. Kurs merkezlerinde ve kolejlerde genç öğretmenlere deneyimsiz oldukları için bu şartların dayatıldığı gördüm oysa biz stajyerlik yapmıyoruz derslere giriyoruz ama ya 1000 lira gibi komik ücretler alıyoruz ya da hiç ücret almıyoruz. Bu stajyerlik üzerinden sömürü kolej ve kurs merkezlerinde normalleşti ama bu stajyerlik yasal değil. Türkiye çapında bilinen bir kurumda işe başladım ama hiç ücret verilmediğini görünce ilk ayımda oradan hemen ayrıldım. Benden sonra oradan bir iki arkadaşım daha ayrıldı. Daha sonra ise başka bir kurumda en azından deneyimim var demek için asgari ücretin altında komik bir ücretle sigortasız bir şekilde işe başladım. Bu durumdan şikâyet edince ise hiçbir kurumda seni çalıştırtmam şeklinde tehditlere maruz kaldım. Özel öğretmenlerin çoğu güvencesiz çalışıyor ve durumun sebebi de denetimsizliktir” diye konuştu.

“GÜVENCESİZLİK HALİ TÜM ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERİ İÇİN GEÇERLİ”

Patronların kendi aralarında örgütlü olduğunu ifade eden Furkan, "Özel sektörde çalışan genç öğretmenlere hiçbir kurum asgari ücret vermeyi bile kabul etmiyordu, sigorta ise söz konusu bile değildi. Bu koşullara itiraz dahi edemiyordum çünkü patronlar kendi arasında örgütlüler eğer itiraz edersen seni hiçbir kurumda çalıştırmayız ile başlayan tehditlerini sıralıyorlar. Güvencesizlik hali tüm özel sektör öğretmenleri için geçerlidir. Ben şimdi bu sisteme göz yumanlara ve yaratanlara soruyorum: Gerçekten de bu şartlarda öğretmenlerin mutlu olması beklenebilir mi? Öğretmenler mutlu değilse öğrenciler nasıl mutlu olacak? Öyle bir sistem kurulmuş ki sadece patronlar kazanıyor. İnsan onuruna yakışır bir yaşamı olmalı öğretmenlerin. Tüm hak gasplarına karşı öğretmenlerin sendikalaşması gerektiğini görüyorum. Eğer sektörde sendikalaşma sağlanırsa bu haksızlıklara hep birlikte karşı çıkacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“ÖĞRETMEN YALVARMAZ, BOYUN EĞMEZ, EL AÇMAZ, DERS VERİR"

Genç öğretmen Furkan devamında şöyle konuştu: "Asıl sorunun eğitimin özelleştirilmesinde olduğunu düşünüyorum. Bence ataması yapılmayan bütün öğretmenler atanmalı ve eğitim tamamıyla ücretsiz olmalı. Yine bu saydıklarımın olabilmesi için de sendikalaşmanın önemli olduğunu görüyorum. Sendikanın taban maaş, sigorta ve 6 saatlik iş günü gibi haklarımızı talep ediyor. Daha düne kadar bu sektörde sendika olmaz diyenlere inat öğretmenlerin haklarını savunuyor ve tüm hukuksuzluklarla mücadele ediyor. Biz öğretmenlerin sendikalaşırsak çoğu soruna çözüm geleceğine inanıyorum. Bu sebeple bütün öğretmenleri sendikalaşmaya çağırıyorum. Son olarak Fakir Baykurt’un şu sözlerini hatırlatmak istiyorum: 'Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir'"

ÖNCEKİ HABER

Adana merkezli soruşturmada 36 kişinin gözaltı süresi 4 gün daha uzatıldı

SONRAKİ HABER

Dünya Bankasından Türkiye'ye 449 milyon dolarlık afet kredisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa