BİRTEK-SEN'den asgari ücret açıklaması: Açlık sınırını reva görenlere karşı birleşelim, mücadele edelim
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, asgari ücret görüşmelerinde işçi ve emekçilere açlık sınırının reva görüldüğünü belirterek örgütlü bir mücadele çağrısı yaptı.
Ekran görüntüsü Birtek-Sen'in videosundan alınmıştır
Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, asgari ücret görüşmelerine dair açıklama yayımladı. İşçilerin yoksulluk sınırının altında, uzun saatler, tatil yapmadan, ek mesailerle çalışmak zorunda kaldığını ve buna rağmen geçinemediğini belirten Türkmen, insanca yaşamaya yetecek bir ücret için birlikte mücadele etme çağrısı yaptı. Türkmen, 3 Temmuz'da gerçekleştirecekleri birinci olağan kurula tekstil, dokuma ve deri işçilerini katılmaya çağırdı.
June 30, 2022
Türkmen'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Milyonlarca işçi ve aileleri merakla asgari ücrete yapılacak zammı bekliyor. Türk-İş'in son araştırmasına göre açlık sınırı 6 bin 391 TL'ye çıkmış durumda. Yani 4 kişilik bir ailenin sadece zorunlu gıda harcaması için gerekli olan tutar bu Bunun içinde kira yok, elektrik yok yakıt yok yakacak yok eğitim sağlık ulaşım bunarlın hiçbiri yok. Bütün bunları dahil ederek yapılan hesaplamaya ise yoksulluk sınırı deniliyor. Peki yoksulluk sınırı ne kadar? Yoksulluk sınırı 20 bin 818 liraya çıkmış durumda. Yani aylık 20 bin 818 liradan daha düşük gelir elde eden bir aile bu ihtiyaçlarının pek çoğunu karşılayamadan yaşıyor demektir.
"GEÇİNEMİYORUZ, YAŞAYAMIYORUZ"
Tek bir kişinin asgari yaşam maliyeti ise 8 bin 300 liraya çıkmış durumda. Yani tek bir kişinin geçinebileceği paranın çok daha altında paralarla milyonlarca işçi ev geçindirmeye, çocuk büyütmeye çalışıyor. Aslında geçinemiyoruz aslında yaşayamıyoruz. Küçük bir azınlık dışında aldığı ücretle geçinebilen bir tek işçi bile yok. İşçilerin pek çok ya ek iş yapıyor ya da hafta tatili yapmadan sürekli fazla mesai yaparak geçinmeye, hayatını sürdürmeye çalışıyor. Buna rağmen geçinemiyor.
Oysa teknoloji, üretim teknikleri sürekli gelişiyor. İşçiler artık çok daha az çalışarak daha az yorularak aynı işi aynı üretimi yapabilirler. Oysa öyle olmuyor. Teknoloji geliştikçe patronların eskisine oranla kar oranları katbekat arttığı halde işçilerin çalışma saatleri artıyor, iş yükleri artıyor ve reel ücretleri sürekli düşüyor.
"İŞÇİLERİN ÖRGÜTLÜ VE BİRLİK OLMASI GEREKİYOR"
Peki işçiler fazla mesaiye ihtiyaç olmadan, insanca yaşamalarına yetecek yoksulluk sınırının üstünde bir ücret alamaz mı? Üç kişinin işini iki kişiye, iki kişinin işini bir kişiye yaptırmak yerine daha fazla işçi işe alınsa, çalışma saatleri günde 7 saate haftada 5 güne ve 35 saate düşürülse daha fazla işçi istihdam edilse bu fabrikalar yine de kar etmezler mi? Elbette ederler. Böyle çalışmak elbette mümkün. Ancak bunun içilerin örgütlü ve birlik olması gerekiyor.
"İŞÇİLERE AÇLIK VE SEFALET İÇİNDE BİR YAŞAMI REVA GÖRÜYORLAR"
Birlik olup, ayağa kalkıp patronlara, hükümete ve onların yancısı olan sendika ağalarına durun bakalım bizim ne kadar ücret alacağımızı, hangi koşullarda çalışacağımızı ve nasıl yaşayacağımızı bize sormadan siz belirleyemezsiniz, siz karar veremezsiniz diyebilecek miyiz? İşte bunu diyebilmek için işimize, ekmeğimize, birbirimize sahip çıkabilmek için birlik olmamız, örgütlü olmamız, sendikalı olmamız gerekiyor." (İŞÇİ-SENDİKA SERVİSİ)