14 yıldır gazetecilik yapan Safiye Alağaş: Hiç bu kadar abes suçlamayla karşılaşmadım
Diyarbakır'da tutulduğu Kadın Kapalı Cezaevinden sorularımızı yanıtlayan JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş, "14 yıllık gazetecilik hayatımda bu kadar abes bir suçlamayla karşı karşıya kalmadım” dedi.
Jin News Haber Ajansı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Safiye Alağaş | Fotoğraf: MA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Diyarbakır’da tutuklanan JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş, “14 yıllık gazetecilik hayatımda bu kadar abes bir suçlamayla karşı karşıya kalmadım” dedi. Alağaş, dayanışmanın önemini belirterek, meslektaşlarından daha fazla dayanışma göstermelerini istedi.
JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş tutulduğu Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinden sorularımızı yanıtladı. Tirajikomik bir durumun ortasında olduklarını anlatan Alağaş, “Bu nedenle nereden başlayacağımı bilmiyorum. Gerek gözaltı gerekse tutuklama sürecimiz hukuksuzluklarla dolu iddiaları ve suçlamaları tüm kamuoyu çok iyi biliyor. Tekrar anlatma gereği duymuyorum” dedi.
"HİÇBİR BİLGİLENDİRME YAPILMADI"
Sabahın beşinde evinin basıldığını belirten Alağaş, “Aynı saatte işyerimiz JINNEWS basıldı. İşyerimizin basıldığına dair hiçbir bilgilendirme yapılmadı. Keza avukatlarımızın da bundan haberi yoktu. Kendi kendilerine kapıyı açıp arama yapmışlar. Ne götürdüklerini dahi bilmiyorum. Bir gün sonra işyerimizin basıldığını avukatlarımızdan öğrendim. Evimde bir saat arama yapıldı. Benim ve kardeşimin telefonu, bilgisayar gibi malzemelere el konuldu” ifadelerini kullandı. Dosyada gizlilik kararı olduğunu anlatan Alağaş, “8 gün boyunca neyle suçlandığımızı bilmiyorduk. Ne avukatlarımız ne de biz iddiaları veya suçlamaları öğrenebildik. 8 gün boyunca emniyet bize suç üretmeye çalıştı, delil yaratmaya çalıştı. 8 günün sonunda emniyette ifade verdim. Yaklaşık 50 haberi dosyaya koyup tek tek soru sordu. ‘Haberi neden yaptınız? Kim yaptı? Haberi yazan muhabiri tanıyor musun?’ gibi abes ve komik sorular sordular” diye konuştu.
"ŞEBNEM HOCA TECRİT KELİMESİNİ AÇIKLASIN"
Haberde örgütün kullandığı terimleri kullandıklarının iddia edildiğini söyleyen Alağaş şunları söyledi: “Bu iddialardan biri de ‘tecrit’ kelimesi. Tecrit kelimesinin örgüt literatürüne ait olduğu ve bunu örgüt talimatıyla mı haberlerde kullanıp kullanmadığım soruldu. 14 yıllık gazetecilik hayatımda bu kadar abes bir suçlamayla karşı karşıya kalmadım. Eğer öyle ise dünyanın tamamı örgüt üyesi. Özellikle doktorlar, Şebnem Hoca’ma (Şebnem Korur Fincancı) soruyorum: Tecrit ifadesi hangi durumlarda kullanılır? Sizden ricam biraz açıklayın da aydınlansınlar. Biz de bu saçma zulme maruz kalmayayım. Sizlerde tutuklanma nedenlerimizin ne kadar abes olduğunu görüyorsunuz.”
Emniyet ifadesinden sonra savcılığa sevk edildiğini söyleyen Alağaş, “Ancak savcı, odasına dahi almadan tutuklama talebiyle hakimliğe sevk etti. Adliye ve hastane sevklerinde birçok hak ihlaline maruz kaldık. Özellikle araçta ırkçı şarkılar açıp son ses verildi. Polis amiri bizi defalarca tehdit etti. Tehditlerine sessiz kalmadım itiraz ettim bu yüzden tartışma yaşadım” dedi.
"GAZETECİLER TOPLUMUN NEFES BORUSU"
İktidarın her kesime yönelik baskı uyguladığını belirten Alağaş, “Nefes aldırmamak için elinden geleni yapıyor. Şunu herkes bilsin ki bu çırpınışları gidişinin ayak sesleri” dedi. Topluma dönük bu korkunç baskı sürecinde gazetecilerin toplumun nefes borusu olduğunu ifade eden Alağaş, “Kadınların, gençlerin, çocukların, sosyalistlerin nefes borusu olmaya da devam edeceğiz. Bu iktidar istiyor ki herkes sussun bir tek kendisinin sesi çıksın. Dolayısıyla susmayanlar onu derinden rahatsız ediyor” şeklinde konuştu. Son yıllarda iktidarın toplumu susturmak için uyguladığı politikaları işaret eden Alağaş, “Bu zulme rağmen hâlâ birilerinin sesinin çıkması iktidarı çılgına çeviriyor” dedi. Baskıcı politikaların iktidarın sonunu getireceğini söyleyen Alağaş, “Zulüm ilelebet sürmez, süremez. Bir yerde zaman dur diyecektir. İnsanlık dur diyecektir. İllaki bitecek bu durum. Tutuklanmış olsak da haklı olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi. Yüzyıllardır gazetecilerin her türlü haksızlığa maruz kaldığına da vurgu yapan Alağaş, “Sürgün, katledilme, gözaltı, ceza... Bugün son mağdurları biziz. Bu 100 yıllık süreçte hiçbir şey bizim hakikat yolcuğumuza engel olamadı. Yine de engel olamayacak. Bizim gazetecilik mücadelemiz bir vicdan ve ahlak meselesi. İçini boşalttıkları yasalar adalet terazisinin dengesini bozmuş. Dengesini kaybeden terazi adaleti sağlayamaz” diye konuştu. Adaletin yerlerde can çekiştiğini belirten Alağaş, “Belki de ölmüştür haberimiz yoktur. Adaleti katledip vicdanlarımızı da öldürmek istiyorlar. Canımızı alarak bitiremeyeceklerini anladılar. Başka yöntemler denemek istiyorlar. Nedir bu? Vicdanımız tabii ki. Vicdanını yitiren ya da vicdanın sesini kaybeden bir insan yarı ölüdür. Bitkisel hayata geçmemizi istiyorlar. Dediğim gibi hiçbiri bizi hakikat yolculuğumuzdan geri adım attıramayacaktır. İçeride dışarıda her yerde hakikati yazmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"YALNIZ DEĞİLİZ"
“Yalnız olmadığımızı biliyoruz” diyen Alağaş, “Ciddi bir dayanışma söz konusuydu. Bu da bize güç verdi. Anladık ki bu iktidara sessiz kalmayan bir tek biz değiliz. Ülkedeki adaletsizlik bir tek bizim sorunumuz değil. Bu ülkede yaşayan her kesimin sorunu. Özellikle topluma ses olan biz gazetecilerin sorunu. Bu adaletsizliğe sessiz kalanların vicdanı iktidarın eline geçmiş. Vicdanları, adalet duyguları iktidarın elinde can çekişiyor. Unutulmasın ki bu duruma, hukuksuzluğa sessiz kalanlar, yarın öbür gün daha kötü durumlar yaşayacaktır” diye konuştu.
Umudun olduğunu da söyleyen Alağaş, meslektaşlarına şu çağrıda bulundu: “Ben ve arkadaşlarım dayanışmanın gücüne, ruhuna inanıyoruz. Bizimle dayanışan bütün meslektaşlarıma şunu söylemek istiyorum: Biz haklı olarak kazanacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bizler tarihin onurlu sayfalarında yer alacağız. Peki ya ruhunu çirkinliklere teslim edenler? Belki de tarih onları hatırlamaz dahi. Bütün kadınlara ve meslektaşlarıma bizimle dayanıştıkları için sevgiler. Tabii ki dayanışmanın büyütülmesini bekliyoruz.”
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran’da gözaltına alınan 22 kişiden 16 gazeteci, 16 Haziran’da “örgüt üyesi” iddiası ile tutuklanmıştı. Tutuklanan gazetecilerin isimleri şöyle: JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Mezopotamya (MA) Ajansı Editörü Aziz Oruç, Ömer Çelik ile Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin.