Heykeltıraş Uygur Orhan'ın eseri depoda unutuldu: "Heykeli erken gönderdiniz, unuttuk"
Heykeltıraş Uygur Orhan’ın İBB'nin düzenlediği yarışma için hazırladığı eser depoda unutularak değerlendirmeye alınmadı. Orhan “Maddi ve manevi kaybım var” dedi.
Uygur Orhan'ın depoda 'unutulan' eseri.
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) “İstanbul Senin” adıyla Yeşil Alanlarda Sanat Yapıtları Tasarımı düzenledi. Yarışmada heykeltıraşların eserleri jüri tarafından değerlendirilip Gülhane Parkı’nda sergilenecek. Yarışmaya başvuru yapan heykeltıraş Uygur Orhan da bir eserini kargoyla İBB’ye gönderdi. Nâzım Hikmet Ran’ın heykelini yapan Orhan, yarışma sonuçları açıklandığında kazanmak bir yana dursun herhangi bir eleştiri bile gelmediğini söyledi; “Eserimi depoda unutmuşlar” dedi.
"HEM MADDİ HEM MANEVİ KAYIP"
Yarışmaya Nâzım Hikmet’i işlediği bir eserle hazırlandığını söyleyen Orhan, günlerce üzerinde çalıştığı eser için büyük bir manevi emek verdiğini anlattı. Maddi harcamalar da yaptığını söyleyen Orhan, sadece kargo parası için 1000 lira verdiğini söyledi. Eserini son teslim tarihinden daha erken gönderdiğini söyleyen Orhan “Gönderdiğim kişi belgesini mail atmadığım gerekçesiyle bana heykeli erken gönderdiğimi ve depoda unuttuklarını söylediler” dedi.
Yarışma sonuçlarının belli olmasının ardından hiçbir geri dönüş almayan Orhan “Jüri iyi ya da kötü bir yorum yapar. Her türlü eleştiriye açığım ve yorumları bekliyordum. Eserin birinci olması benim için önemli değildi. Sergilenmese de bir belediyeye hediye etmeyi düşünüyordum. Şimdi ise kırıp atmak geliyor içimden” diye konuştu. Aksaklığın fark edildiğinde yetkililerin önce eseri satın alıp sergilemek gibi çözümler üretmeye çalıştıklarını daha sonrasında ise özür dileyerek hiçbir çözüm önerisi getirilmediğini anlatan Orhan, “Benden özür dileyerek İBB’nin yayınladığı kitaplardan vermeyi teklif ettiler. Ben aynı zamanda şairim ve bu kitapları elbette biliyorum” dedi.
Konuyla ilgili jüri başkanıyla görüşmek istediğini söyleyen Orhan kendisine jüri başkanının numarasının dahi verilmediğini ve gerekçe olarak da teslim edilen kişiye teslim belgesini mail atmamasını gösterdiklerini söyledi.
"HEYKEL DE UYKUYA DALAR AMA UYANIŞ VE UNUTTURMAMA VAR"
Yarışma için Nâzım Hikmet’i seçmesinin sebeplerini anlatan Orhan, “Gülhane Parkı’nın konuklarını selamlayan, şiiriyle merhaba diyen Nâzım’ın yüzünü bilinçli olarak karenin köşegenine yerleştirdim” dedi. Gülhane Parkı’na yakışan, çevreyle uyumsal oylumlar kurguladığını söyleyen Orhan, “Bu felsefi tavırla modanın gelip geçici heveslerine büründürmemek için kıyafet tasarlamadım. Gerilim havasını kıran düşey ve yalın yapıları da uygun yerlere konumlandırdım” dedi.
Amacının ‘Nazım geleneğinin küllerini saklamak’ değil form ateşiyle canlı tutmak olduğunu söyleyen Orhan, “Olduğu yerde betonlaşmış koşulları yine kendi içindeki türküsüyle halay çekmeye zorladım. Heykel de uykuya dalar ama uyanış ve unutturmama var. Umut ve bir kentin belleği… Tekdüze heykel algısının dışında bambaşka bir enerji oluşturmaya çalıştım” diye anlattı. Orhan eserin yarışma için değerlendirmeye tabi tutulmasını istiyor.