01 Temmuz 2022 12:47

Erdoğan'dan "idam düzenlemesi" açıklaması: Parlamento karar alırsa ben onaylarım

NATO Zirvesi sonrası basına konuşan Erdoğan, idam cezası tartışmalarına dair "Bu anayasa değişikliği gerektiren de bir konu. Parlamentonun böyle bir karar alması halinde ben onaylarım" dedi.

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCBB/AA

Paylaş

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İspanya'da düzenlenen NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi dönüşü bazı basın mensuplarına açıklama yaptı, sorularını yanıtladı.

Zirvede NATO’nun hedeflerini ortaya koyan yeni stratejik konsepti kabul ettiklerini söyleyen Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvuruları konusunda attığı geri adıma "Diplomatik zafer" demeyi de sürdürdü.

Finlandiya ve İsveç’le imzalanan üçlü muhtıraya dair "Elbette verilen sözler önemlidir ama bizim için asıl olan uygulamalardır" diyen Erdoğan, sorular üzerine şöyle devam etti:

"Atılan imzalar bu işin bitmesi anlamına gelmiyor. Bu davetle bir süreç başlıyor. Bunun ne kadar süreceği belli değil.  Zaten buraya (NATO'ya) giriş, davet veya kabul böyle bir anda olan işler değil. Makedonya ile ilgili süreç uzun yıllar sürdü. Ki onay merciimiz parlamentomuzdur. Parlamentomuzun onayı olmadan zaten bu iş yürürlük kazanmıyor. Bundan sonraki süreç özellikle İsveç ve Finlandiya’ya aittir. Herhangi bir yanlışları vesaire olduğu zaman zaten kapı gibi belgeler elde, oradan gereğini yaparız." 

İSVEÇ'TEN 73 KİŞİNİN İADESİ İSTENİYOR

Erdoğan, Türkiye'nin iki ülkeden istediği iadelere yönelik de şunları söyledi: 

"Bu konuda verilmiş sözler var. Örneğin İsveç 73 teröristi bize gönderecek. Şu anda 3-4 tane gönderdiler. Ama bunlar bizim için yeterli değil. Tabii bunları Adalet Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız yakın markaja alıp takibini yapacak ve 'Bu teröristleri gönderin bakalım! diyecek. Bunların hepsi bizim taleplerimiz olarak şu anda ortada. Bunlar geldi geldi; gelmediği takdirde gereğini de biz her an kurumlarımız ve birimlerimiz vasıtasıyla yapmaya devam edeceğiz." 

RUSYA VE UKRAYNA İLE DENGE POLİTİKASI SÜRECEK

Erdoğan, zirvede NATO Genel Sekteri Stoltenberg'in hedef olarak doğrudan Rusya'yı ve Çin'i göstermesinin Türkiye-Rusya ilişkilerine nasıl yansıyacağı hakkında da şunları söyledi:

"Burada bir denge politikası güderek süreci işletmekten yanayız. Bu denge politikası anlayışımızı, bundan sonraki süreçte de yine devam ettireceğiz. Şu anda Rusya ile belli bağlantılarımız var. Doğal gazın yaklaşık yüzde 40’ını oradan alıyoruz. Nükleer enerjiyle ilgili Akkuyu Santrali çalışmamız var. Dördüncü bölümün temelinin atılmasıyla birlikte bu santralin inşallah süratlenip 2023-2024 gibi devreye alınması söz konusu olacak. Bunun dışında savunma sanayiine yönelik de ilişkilerimiz, irtibatlarımız var. Dolayısıyla da hem Rusya ile hem Ukrayna ile bu ilişkileri devam ettireceğiz ve denge politikasıyla da bu işi sürdüreceğiz. İstiyoruz ki diplomasi trafiğimiz buradan kesinlikle zarar görmesin." 

SURİYE'YE OLASI ASKERİ OPERASYON

Erdoğan, Suriye'ye olası bir askeri operasyon için de "Bu konuyla ilgili olarak benim her zaman bir ifadem var; bir gece ansızın gelebiliriz. Aceleye gerek yok. Biz zaten şu anda o bölgede çalışıyoruz. Bir taraftan Irak’ın kuzeyindeki çalışmalarımız, bir taraftan yine aynı şekilde Suriye’nin kuzeyinde, Afrin’de vesaire çalışmalarımız var. Anlaşılanın ötesinde beklentiler var. Onun da farkındayım. Biraz sabırlı olursak, yürüttüğümüz operasyonların fevkinde olanı da inşallah en güçlü şekilde vakti saati geldiğinde gerçekleştiririz" dedi.

"BIDEN'A TRUMP DÖNEMİNİ HATIRLATTIM"

Erdoğan, Biden ile görüşmesine dair de "Trump döneminden aldım; dedim ki binlerce tır silah, araç, gereç, mühimmat buraya getirildi. Biz şimdi burada terörü müzakere edeceğiz. Ama Türkiye’yi hedef alan teröristlere silah, mühimmat, araç, gereç bu şekilde verilirken biz NATO’da ortaklar olarak nasıl dayanışma içinde olacağız? Onların izahından çok biz ne anlıyoruz o önemli. Onlar hiçbir zaman kalkıp da 'Evet, bunlar terör örgütüdür' derler mi? Demeyecekler" dedi.

YUNANİSTAN GERİLİMİ: TOPLANTIYI YAPTIRMAYACAĞIZ

Erdoğan, Ankara-Atina arasındaki gerilime dair de şunları söyledi:

"Yunanistan’ın başındaki zatın tavrı zaten belli oldu. Bu tavır karşısında da bazı aracıları devreye sokuyorlar. Biz de 'Kusura bakmayın, bizim şimdilik bu görüşmeye ayıracak vaktimiz yok' dedik. Adaları şu anda nasıl silahlandırdıkları ortada. Hava sahamızı sürekli ihlal ediyorlar. Bir de adalara gidiyor; oralarda beton barınaklar yapmak, çukurlar kazmak suretiyle oralardan da sinyal vermeye kalkıyor. İyi niyeti yok. Kusura bakmasın, biz bu yıl bir defa Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısını yapamayız, yapmayacağız. Ve o artık Türkiye’deki gelişmeleri beklesin. Kendisine de çeki düzen versin. Kendisine çeki düzen vermedikten sonra bizim bir araya gelmemiz mümkün değil."

"DOĞAL GAZI PETROLÜ GÖRDÜĞÜMÜZ AN…"

Erdoğan, doğal gaz ve petrol araştırmalarına dair ise "2 tane sismik araştırma, 4 tane sondaj gemimizle Karadeniz’i ve Akdeniz’i sürekli arayacağız, bir netice çıkarmaya çalışacağız. İnşallah bu yıl sonu itibarıyla, önümüzdeki yılın başı itibarıyla neticeler artık gelmeye başlayacak. Doğal gazı, petrolü gördüğümüz andan itibaren vatandaşımızı da rahatlatma sürecimiz ayrıca başlayacak. Sondaj çalışması yapan gemimize nasıl Abdülhamid Han ismini verdiysek, inşallah oradan gelecek neticeler de en güzel cevap olacaktır. Ecdadına saygısı olmayanın millete de saygısı olmaz, geleceğine de saygısı olmaz" dedi. 

"İDAM DÜZENLEMESİ PARLAMENTODAN GEÇERSE ONAYLARIM"

Erdoğan, Pınar Gültekin cinayetinde verilen haksız tahrik indirimi ve bu tür suçlarda idam konusunun gündeme gelmesi hakkında da şunları söyledi:

"Konuyla ilgili Devlet Bey’in de zaten bir açıklaması olmuştu. İdam konusu ülkemizin yeniden gündemine gelebilir ve bu tartışmaya açılabilir. Tabii Pınar Hanım’ın ölümü rastgele bir ölüm de değil. Tamamen burada bir vahşet söz konusu. Bu vahşet bu millete yakışmaz. Böyle bir şeye katlanmamız da mümkün değil. Bunun için de gerekli müzakereleri, tartışmaları Adalet Bakanım ile de yaptık, bunları konuştuk. Gerekirse bu tekrar gündeme getirilerek tartışma konusu haline gelmeli. Bu tartışmadan ne çıkar bunu görmeliyiz. Ardından da çıkan neticeye göre bir adım atılabilir. Pınar Hanım’ın durumunun benzeri birçok vahşetler var. Bunlar hakikaten böyle yenilir yutulur şeyler değil. Tabii bu anayasa değişikliği gerektiren de bir konu. Burada Adalet Bakanlığımızın yaptığı çalışmada parlamentonun böyle bir karar alması halinde ben kararı onaylarım."

"BU ÜLKEDE LAİKLİK TARTIŞMASI DİYE BİR ŞEY KALMAMIŞTIR"

Erdoğan, İsmailağa tarikatı şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesinde laikliğe uyulmadığı için Atatürkçü Düşünce Derneğinin yargıya başvuracağını açıklaması ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun törene katılmamasına yönelik soruyu da yanıtladı:

"Bunların taziyesi bu kadar önemli mi? Hiç gerek yok. Oraya gelenler, özellikle Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin bütün hayatı boyunca vermiş olduğu mücadeleyi yaşayanlar, buna saygı duyanlar. Ben de bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak arkadaşlarımla beraber orada bulundum. CHP’den de bir arkadaş geldi. O da orada bulundu. Demek ki nasibi olanlar da varmış. Bunlar maalesef nasibi olmayanlar. O söylediğiniz derneklerin zaten tarzlarını biliyorsunuz. Bunlar asla bizi üzmez. Bu ülkede artık laiklik tartışması diye bir şey kalmamıştır. Laiklikle alakalı bütün tanımlar vesaire hepsi partimin tüzüğünde de en güzel şekliyle vardır. Biz o çerçeve içerisinde laikliği yaşadık, yaşıyoruz. Birilerinden de icazet almamıza gerek yok."

KILIÇDAROĞLU'NUN TÜRK OCAKLARI'NIN İSLAM SEMPOZYUMUNDA KONUŞMASI

Erdoğan, Türk Ocakları'nın düzenlediği İslam sempozyumuna Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu'nun katılmasına dair de şunları söyledi:

"Devlet Bey de bu konuda zaten konuşmasında gayet güzel, sertse sert, taşı gediğine koymaksa en güzel şekliyle ifade etti. Türkiye’de İslam’a sorun olan, dini değerlere karşı duran bizzat kendileri…"  

ASGARİ ÜCRET: VATANDAŞI ENFLASYONA EZDİRMEME SÖZÜMÜZ VAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücret zammına dair de "Biliyorum ki Asgari Ücret Tespit Komisyonu en ideal seviyeyi belirleyecek. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme sözümüz, kararlığımız var. Şartlara göre ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz" dedi.

SANSÜR YASASI NEDEN ERTELENDİ?

Erdoğan, "dezenformasyonla mücadele" adı altında Meclise sunulan sansür yasasının  görüşmelerinin yeni yasama yılına kalmasına ilişkin de şunları söyledi:

"Özellikle bu hafta başka önemli olan bazı yasaların çıkması süreci de vardı. Bunun içinde öğrenci affı, 3600 ek gösterge ve başka yasalar var. Burada mutabakat sağlandı, bir konsensüs oldu. Cumhur İttifakı ile muhalefet şöyle bir anlayışa geldiler; 'Biz önce bu 5-6 tane yasayı hemen çıkaralım, Meclis açıldığında da bunu hallederiz' dediler. Grup Başkan Vekili arkadaşımız beni aradı, 'Böyle bir durum var. Mutabakatımız tamam, fakat dezenformasyonla mücadeleyi Meclisin açılışına bırakmaya ne dersiniz' dediler. Biz de 'Mademki aranızda böyle bir mutabakat var, hiç olmazsa diğerlerini çıkaralım. Onları hemen yürürlüğe sokmuş oluruz. Böylece bu süreci dayanışma içerisinde bitirmiş oluruz' dedik ve onu Meclisin açılışına bırakmış olduk." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İngiltere’de telekom işçileri greve gidiyor

SONRAKİ HABER

Başsavcılık, Pınar Gültekin davası kararına itiraz etti: Katilin iddiaları kurgusal ve soyut

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa