01 Temmuz 2022 15:10

Dedeoğulları’na saldırı davası: Sanık avukatları, iki kişinin suçu üstlenmesini istediklerini kabul etti

Dedeoğulları ailesine ilişkin 12 Mayıs 2021’de gerçekleştirilen saldırı davasında sanık avukatları, faillerden iki kişinin suçu üstlenmesini istediklerini kabul etti.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Konya’nın Meram ilçesinde Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin 30 Temmuz 2021’de katledilmeden önce 12 Mayıs’ta Keleş ve Çalık ailesi üyeleri tarafından ırkçı saldırıya maruz kalmasına dair açılan davanın 4’üncü duruşması Konya 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.  

Aileden sağ kalan Çetin Dedeoğulları ile aile yakınlarının katıldığı duruşmayı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Konya il ve ilçe yöneticileri, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Konya il yöneticileri ile çok sayıda kişi izledi. Dosya kapsamında tutuklu yargılanan Ali Keleş (Veli oğlu) ile Lütfi Keleş, tutuklu bulundukları cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Bir kısım sanıkların hazır bulunduğu duruşmaya, bazı sanıklar da katılmadı. 

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı, dosyaya eklenen evrakları okudu. Mahkeme olay yerine giden polis memuru Ali Tunahan Kılıç'ı dinledi. Olay yerine ihbar üzerine gittiklerini belirten Kılıç, “22.00 civarı ihbar geldi, tahmini 10-15 dakika sonra olay yerine gittik ancak biz gittiğimizde taraflar ayrılmıştı. Her iki tarafta ‘Karşı taraf saldırdı’ diye konuştu. Ambulans çağırarak yaralıların hastaneye sevk edilmesini istedik. Her iki tarafta da sopalar vardı. Sopaları aldık ama silah veya delici alet yoktu” diye ifade verdi.

"ÜSTLENİN DEDİK"

Sanık avukatlarından Cengiz Erkoyuncu, sanıklara "olayı üstlenin" dediklerini kabul etti. Erkoyuncu, “Dedeoğulları ailesinden çok sayıda yaralı vardı ama kimin yaptığı belli değildi. Bu yüzden müvekkillerimize ‘Suçu kim işlediyse üstlensin’ dedik” diye konuştu.

POLİSİN DİNLENİLMESİ TALEP EDİLDİ

Kılıç’a soru yönelten savcı, "Olay anında İhlas Boztaş diye biriyle konuşmuşsunuz, kim bu” dedi. Kılıç, Boztaş’ın polis memuru olduğunu belirtmesinin ardından savcı Boztaş’ın tanık olarak dinlenilmesini talep etti. Savcı, tanık dinlenme gerekçesini “Mustafa Aras’ın 12.05.2021 itibariyle Günay Yüksel tarafından arandığı akıbetinde bu celsede dinlenen tanık ile İhlas Boztaş’ın sık sık görüşme yaptığı göz önüne alınarak Boztaş’ın tanık olarak dinlenilmesini talep ediyoruz” olarak sundu. 

"IRKÇI SALDIRI OLDUĞU KONUŞMALARDAN BELLİ"

Dedeoğulları ailesinin avukatı Abdurrahman Karabulut ise, sanıkların telefon konuşmaları ve yazışmalarıyla saldırının ırkçı saiklerle işlendiğinin kanıtlandığını belirtti. Karabulut, “Savcı açıkça sanıklara olayı üstlenin demiş, bu yüzden Savcı Mustafa Ali Öğütçü’nün tanık olarak dinlenilmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Karabulut, ailenin saldırının ardından olayın ırkçı olduğuna ilişkin ifadeler ve basına demeç verdiğini hatırlattı. Karabulut, “Müvekkillerim olayın ırkçı saldırı olduğunu söyledi ama adli makamlar ve yöneticiler bunu araştırmak yerine ‘Olay ırkçı saldırı değildir’ diye açıklama yaptılar. Sizin göreviniz bu mu, yoksa olayı araştırmak mı” diye konuştu. 

"AİLE DİNLENMEDİĞİ İÇİN KATLİAM YAŞANDI"

Saldırıdan sonra ailenin yetkililer tarafından dikkate alınmadığı ve koruma verilmediği için katliamın gerçekleştiğini söyleyen Karabulut, “Saldırıdan sonra çok uyardık ama kimse dinlemedi. Önlemler alınsaydı aile yaşıyor olacaktı ve bu saldırının ırkçı bir saldırı olduğunu ifade edeceklerdi” dedi. 

Tutuksuz sanıkların mahkemeye gelmediğini belirten Karabulut, “Sanki birileri tutuksuz sanıklara ‘Duruşmanın önemi yok gelmeyin, ceza almayacaksınız’ demiş gibi sanıkları sandalyelere oturtamıyoruz” diye konuştu. 

Tutuklu sanıkların ardından konuşan sanık avukatı Kazım Turan, ırkçı bir saldırı olmadığını belirterek “İki aile arasında 11 yıldır olay yoktur, bu yüzden ırkçı bir saldırı değildir. Öldürme kastıyla dava açılmış ama öldürme kastı yoktur” savunmasında bulundu.

KONUŞMALARIN ÇIKARILMASINI İSTEDİ

Sanık avukatı Mustafa Erman, dosyada bulunan ve Ali Keleş’in suçu üstlendiğini söyleyen konuşmaların dosyadan çıkarılmasını istedi. Erman, “Zehra Keleş, Ali Keleş üzerine ifadeden çekilme hakkı vardır. Bu yüzden aralarındaki konuşmalar kayıt edilemez veya saklanamaz. Söz konusu konuşmaların dosyadan çekilmesini istiyoruz” dedi. 

Erman, Lütfü Keleş’in silahı olduğu halde sopa kullandığına dikkat çekerek, "Müvekkilimin evinde silah var ama sopalar kullanılmış. Kullanılan aletler öldürmeye elverişli değildir bu yüzden öldürme kastı yoktur. Tahliyesini talep ediyoruz” dedi. 

EYLÜL'E ERTELENDİ

Avukat beyanlarının ardından 10 dakika ara veren mahkeme heyeti kararı açıkladı. Mahkeme, polis İhlas Boztaş’ın tanık olarak dinlenilmesine, iki dosyanın birleştirilmesi ve faillerin tutuklanmaları yönündeki talepleri reddetti. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 16 Eylül’e erteledi. 

DURUŞMAYA KATILIM ÇAĞRISI 

Mahkeme kararının ardından adliye önünde açıklama yapan aile avukatı Abdurrahman Karabulut, kamuoyuna duruşmaya sahiplenme çağrısında bulundu. Karabulut, "Hem katliam dosyası hem saldırı dosyasında sanıkları bir türlü sanık kürsüsüne oturmuyor. Birileri dosyanın ciddi olmadığını ceza almayacaklarını söylemekte, sanıklar duruşmayı ciddiye almıyor. Adli kontrolle sanıklar ellerini kolunu sallayarak geziyor. Lütfü Keleş ‘üstlendik’ diyor ama diğer sanıklar tutuklanmıyor. Tutuklanma talebimiz reddedildi" ifadelerini kullandı.

SAHİPLENME ÇAĞRISI

Adalet için kamuoyu baskısının önemine vurgu yapan Karabulut, "Burada 7 kişi öldürüldü. Herkese sesleniyorum, neredesiniz? Olay sıcakken geliyorlar, sonra yoklar. HDP dışında siyasetçi yok, sizin vicdanınız ne zaman köreldi? Adalet duruşma salonlarında işlemiyor. Etkin olmayan soruşturma ve kovuşturma sürecini yaşadık. Herkes bu davaya etkili bir şekilde sahiplenmeli" çağrısında bulundu. 

NE OLMUŞTU?

Konya’nın Meram ilçesindeki Hasanköy mahallesinde 24 yıldır yaşayan Dedeoğulları ailesi, son 15 yıldır komşuları ve komşularının akrabalarının ırkçı saldırısına uğruyordu. Hasanköy mahallesinde hayvancılıkla uğraşan aile bölgedeki tek Kürt ailesiydi. Kürt oldukları gerekçesiyle defalarca taciz edilen Dedeoğulları ailesi 12 Mayıs akşamı taşlı, sopalı ve bıçaklı saldırıya uğradı, 60 kişilik saldırgan grup tarafından gerçekleştirilen saldırıda evde bulunan 4’ü kadın 7 kişi vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. Olayın ardından 6 kişi tutuklandı. Haziran ve temmuz aylarında yapılan tutukluluk incelemesinde şüphelilerin 4’ü art arda serbest bırakıldı.  

Ramazan Bayramı'nın arife gecesinde yine evlerine torpil atıldı. Polise haber verdi aile. Saldırıyı organize edenler ya hemen ya bir süre sonra peyder pey serbest bırakıldı. Avukat Abdurrahman Karabulut defalarca tutuklanmalarını talep etti, ancak yapılmadı.

Bütün uyarılara rağmen gerçekleşen katliam, 30 Temmuz günü saat 19.00 sıralarında, Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi Özşahin Sokak'ta meydana geldi. Yaşar Dedeoğulları'nın (65) evine, 2010 yılından beri husumetli olduğu yan komşusu Lütfi Keleş'in kayınbiraderi Mehmet Altun geldi. Bahçede aile ile konuşan Altun, daha sonra poşetten çıkardığı tabancayla peş peşe ateş etti. Saldırıda Yaşar Dedeoğulları ile eşi İpek (57), çocukları Serap (33), Serpil (29), Sibel (35), Metin (42) ve Barış Dedeoğulları (31) yaşamını yitirdi. Olayın ardından kiraladığı araçla kaçan Altun, 5 Ağustos'ta özel harekat ekiplerince yakalanmış, sevk edildiği mahkemece tutuklanmıştı. Daha önce yaşanan saldırıda cezaevine gönderilen 2 zanlı hakkında da 7 Ekim'de tutuklama kararı verilmiş, katliamla ilgili tutuklu sayısı 13'e yükselmişti.

Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, Konya'da aynı aileden 7 kişinin öldürüldüğü ırkçı saldırıyla ilgili soruşturmayı tamamlamış; hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık Mehmet Altun'un suçu "tasarlayarak" işlediği, Altun hakkında, öldürme olayına ilişkin, "canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme" suçlamasıyla 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca Altun'un "nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar, "6136 sayılı kanuna muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar ve "yakarak mala zarar verme" suçundan da 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

Soruşturma kapsamında tutuklanan diğer sanıklar Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Lütfi Keleş, Ali Keleş (Lütfi Keleş'in oğlu), Veli Keleş, Ali Keleş (Veli Keleş'in oğlu), Ayşe Keleş ve Ali Keleş (Harun Keleş'in oğlu) hakkında ise "canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme" suçundan 7'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, "yakarak mala zarar vermeye azmettirme" suçundan da 8'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.

12 Mayıs saldırısı davası ile 7 kişinin katledildiği 30 Temmuz günü gerçekleştirilen saldırının dosyalarının birleştirilme talepleri ise mahkeme tarafından reddedilmişti.

12 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

Mehmet Altun'un eşi Zehra Altun, babası İbrahim, annesi İsmahan Altun hakkında ise "kuvvetli suç şüphesinin ortadan kalkması" gerekçesiyle tahliyelerine karar verilmişti.

Daha sonra hazılanan iddianame Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek fail Mehmet Altun ile akrabalıkları bulunan ve olayın azmettiricileri olarak tutuklu yargılanan Keleş ve Çalık ailesinden Veli Keleş, Ramazan Çalık, Yahya Çalık, Ali Çalık ve Ali Keleş'in adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

İddianameye yapılan itiraz kapsamında 17 Kasım’da azmettirici olarak tutuklu yargılanan fail Altun’un kardeşi Ayşe Keleş, eşi Lütfi ve oğlu Ali Keleş’in de tahliyesine karar verildi. Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi yapılan itiraz sonucunda ise Altun’un yeğeni ve tahliye edilen Ayşe Keleş’in oğlu İbrahim Keleş hakkında da tahliye kararı verildi. Böylece 7 kişinin öldürüldüğü katliam ile ilgili 12 kişi tahliye edilerek sadece fail Mehmet Altun tutuklu kaldı.

Keleş ve Çalık ailelerinden failler cezaevinden tahliye edilirken; Ali Keleşve Lütfi Keleş Dedeoğulları ailesine yönelik 12 Mayıs’ta gerçekleşen saldırı yönünden hazırlanan ve iddianamesi Konya 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan dosya kapsamında tutuklu bulunduğu için cezaevinde tahliye edilmedi.

12 Mayıs'ta gerçekleşen saldırının ardından tutuklanan yedi kişiden beşi tahliye edilmişti. Ali Keleş ve Lütfi Keleş'in tutuklu yargılandığı dosya kapsamında toplam 9 sanık yargılanıyor.

SAVCININ SUÇLULARA YOL VE YÖNTEM GÖSTERDİĞİ İDDİA EDİLDİ

Öte yandan 12 Mart saldırısı sonrası açılan dava için faillerin aralarında kurduğu “mahkeme” isimli WhatsApp grubundaki yazışmalarda savcının suçlulara yol ve yöntem gösterdiği iddia edilmişti. 7 kişinin katledildiği soruşturma dosyasında yer alan yazışmalarda 12 Mayıs’ta Dedeoğulları’na yönelik yapılan saldırıda tutuklanan akrabalarının durumu, soruşturma aşaması, avukat ve savcıyla yapılan görüşmelerin detayları üzerine konuşmalar yer alıyor.

Yazışmalar boyunca Ali Keleş, avukatları ile savcı arasında geçen diyalogları bilgi notları olarak aktarıyor. Yazışmalarda, Ali Keleş ve aile bireylerinin bazıları hem avukatla birlikte hem de tek başlarına defalarca soruşturma savcısı M.A. ile görüştükleri kaydedildi.

Yazışmaların sonuna doğru savcıya yapılan görüşmelerin işe yaradığı ve suçu 2 kişinin üstlenmeleri üzerine 9 Temmuz’da Yahya Çalık ve Veli Keleş tahliye oluyor. Tahliye haberi yazışmalara da yansıyor.

KATİLİN POLİSİ ARADIĞI ORTAYA ÇIKTI

Fail Mehmet Altun katliamın gerçekleştiği 30 Temmuz 2021’de 5 saniye, 2 Ağustos 2021’de 43 saniye ve yine 2 Ağustos 2021’de 35 dakika olmak üzere 3 defa 155 ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği evrak kovuşturma dosyasında çıktı.

Avukatların görüşme kayıtlarını Konya Valiliğinden istemesi üzerine gelen cevap yazısında aynı yere bağlı olan 154 ve 112 kayıtlarında 155’e dair böyle bir görüşmenin gerçekleşmediği belirtilerek, yapılan aramalar inkar edildi. Valiliğin aramayı inkar etmesinin ardından görüşmenin bir kısmının dosyada unutulduğu ancak tamamının dosyada yer almayıp kesintili bir şekilde dava dosyasında unutulduğu anlaşıldı. Avukatların talep etmesine rağmen ise savcılık tarafından yapılan telefon görüşmelerine dair hiçbir inceleme ve araştırmanın yapılmadığı ortaya çıktı. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinden kadınlar: Hiçbir duvar örgütlü mücadelemize engel olamaz

SONRAKİ HABER

Ankara'da TÜİK önünde açıklama yapmak isteyen KESK üyelerine polis müdahale etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa