Metal işçisi: Günü geldiğinde Türk-İş de işçinin öfkesini görecek
"Açlık sınırının altında kalan asgari ücreti memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren sendika yöneticileri de gün gelecek işçilerin hışmıyla karşılaşacaktır."
Fotoğraf: DHA
Metal işçisi
Esenyurt-İstanbul
Aylardır asgari ücretin iyileştirilmesini bekleyen, lüks yaşamayı değil, az da olsa borcumuzu biraz daha rahat şekilde ödeyebileceğimiz bir ücretimiz olsun diye ümit eden metal sektöründe çalışan işçileriz. Tekrar anladık ki mevcut hükümetten biz işçilere insanca yaşanacak bir ücret değil; kafamızı borçtan kaldıramayacağımız, hakkımızı aramayı aklımıza dahi getiremeyecek şekilde ücret verip sadece uzun saatler çalışmaya mecbur kalacağımız bir sistem reva görülüyor.
Biz işçilere TÜİK’in açıkladığı ilk 6 aylık enflasyonu bile karşılamayan yüzde 30’luk zammı, yani 5 bin 500 lirayı layık görmeyi bile haftalarca düşünen iktidar, bir gecede milletvekillerine yüzde 40 zam yaptı. İşçileri enflasyona yedirmeyeceğiz diyenler; işçileri değil, milletvekillerini enflasyona ezdirmediler. Yüzde 40 zam ile 56 bin lira maaş alan vekiller dahi geçinemediklerini söylerken, asgari ücret ile geçinen biz işçiler ne yapalım? AKP’li bir milletvekili aldığı vekil maaşından şikayetçi olmuş; “İBB’de çalışırken iki maaş alıyordum, o dönem İstanbul’dan iki ev aldım. Şimdi danışmanımdan borç alıyorum” demiş. Evet sadece o dönem iki adet ev almış. Şimdi de borcu varmış. Bunu biz milletin vekili olduğunu söyleyen bir şahıs söylüyor. Peki bunu söylerken biz işçilerin 5 bin 500 lira maaşla geçinebileceğini düşünebiliyor mu? Biz bu zamanda ev almayı hayal bile edemiyoruz; geceleri aç yatmamaya, çocuklarımızı biraz daha güzel bir okulda okutmaya, okula gidip gelirken güvenli olsun diye servisle göndermeye, sürekli zamlanan ev kiramızı denkleştirmeye, yılda üç dört defa zamlanan elektrik ve doğal gaz faturalarına yetişmeye çalışıyoruz. 20 yıllık AKP iktidarı bizi bu duruma getirdi. Bizi sadece çalışabilecek kadar karnımızı tok tutacak bir maaşla geçinmeye zorladı. Sadece karnımızı doyuralım ki; ortakları olduğu şirketlerde ve sözcüsü oldukları patronların işletmelerinde hakkımızı aramaya yeltenmeyelim. Bakan Nebati’nin dediği gibi; bu sistemden dar gelirli olan bizler değil, üretim araçlarını ellerinde tutanlar kâr ediyor.
İşçilerin sendikalara güvenlerinin sarsılmasının en büyük sorumlularından biri olan Türk-İş’e de tepkiler bir hayli fazla işyerlerinde. Açlık sınırının altında kalan asgari ücreti memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren sendika yöneticileri de gün gelecek işçilerin hışmıyla karşılaşacaktır.
Açlık sınırının 6 bin 319 lira olduğu bir ülkede, 5 bin 500 lira olan asgari ücrete itirazımız elbette olacak. Üreten biziz, bize bu sefalet ücretini reva görenler bizim üzerimizden zenginleşiyor. Ancak örgütlenir de bir araya gelirsek bu gidişata dur deriz.
ARTIK BEKLEYECEK NE KALDI?
Metal işçisi
Esenyurt-İstanbul
Merhaba Evrensel okurları, ben Esenyurt’ta yaşayan bir metal işçisiyim. Kaç gündür merakla beklediğimiz asgari ücret sonunda açıklandı. Ancak biz işçiler buna hiç sevinemedik çünkü arka arkaya gelen zamlara artık yetişemez olduk. Birkaç arkadaşımla konuştum, fabrikada kimse halinden memnun olmadığını söylüyor. “Asgari ücrete zam yapmasınlar, yeter ki gıdaya, giyime, kiraya ve faturalara da zam yapmasınlar” diyorlar. İşçilerden biri “Asgari ücrete yüzde 30 zam yapıldı ama şekere yüzde 67, nasıl olacak bu” diyor. Başka bir işçi “1000 lira olan kira 3-4 bin oldu, bütün her şeye de iki üç kat zam geldi ama asgari ücret yüzde 30’da kaldı. Her ay muhasebe yapmaktan ay sonunu nasıl getireceğiz” diye düşünüyor.
Her ay 80-90 saat mesai yapıyoruz, yine de yetmiyor. Yazın ortasındayız ama sebze meyve fiyatları bir türlü düşmedi. Hafta sonu ek iş yapanlar var ama yine yetmiyor. Arabası olan arkadaşlarımız var ama binemediklerini söylüyorlar. Önümüz bayram, 9 gün tatil ama biz işçiler sevinemiyoruz, tatile gitmek hayal oldu artık. Eskiden tatile gidemezsek köyümüze gidiyorduk, o da artık imkansız oldu. Geçen yaz 150 lira olan otobüs bileti bu yaz 550-600 arası. 4 kişilik bir ailenin bu şartlarda gitmesi imkansız. Geçen yaz 2 lira olan ekmek 4 lira, işçiler fabrikada ekmek yesek yeter, evde yemesek de olur diyorlar. Biz işçilerin birlik olmaktan başka şansı kalmadı. Artık birlikte bu düzeni değiştirmeliyiz. Benim, bizim gibi yaşayan çalışan tüm emekçilere selamlarla…