Hendek işçi katliamının ikinci yılında aileler "Adalet mücadelemiz devam edecek" dedi
Hendek Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda gerçekleşen işçi katliamının ikinci yılında aileler ve avukatları fabrika önünde eylem düzenledi.
Fotoğraf: İzel Gözde Meydan/Evrensel
Hendek Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda yaşanan patlamanın ikinci yılında aileler ve avukatları fabrika önündeydi. Düzenlenen açıklamaya CHP Milletvekili Engin Özkoç ile siyasi parti, sendika ve dernek temsilcileri de katıldı. Davanın avukatlarından Can Atalay’ın Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mesaj da burada okundu.
July 3, 2022
"DENETLEMECİLER MANGAL YAPIP GİTMİŞLER"
Patlamada yaşamını yitiren işçi Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz, "Bu fabrikaya 2004-2005’te usulsüz şekilde ruhsat verilmiş. Biz bilirkişi raporlarından okuduk, bu fabrika senede 4 defa denetlenmiş. 15 yılda 60 denetleme yapar. 60 denetlemenin birinde bile bu usulsüzlüğü görmeyen denetlemeciler gösteriyor ki usule uygun denetleme yapılmamış. Patronların ifadesinde var, denetlemeciler bir hafta önceden haber gönderiyor ve patronlar araç gönderiyor, yediriyor, içiriyor. Denetlemeciler mangal yapıp gitmişler. Burada devlet kurumları sorumludur. Benim çocuğum, kaçak bir yapı yapılıyor ve orada çalıştırılıyor. Mahkemenin kararında hafifletici neden saydığı şey, 'fabrika sahibi kendi malına kast eder mi', işçilerin zararı falan diyorlar, patlamada suç ortağı devlettir. Bu kararı veren yargıdır" dedi.
"ADALET KATLEDİLİP 7 İŞÇİNİN YANINA GÖMÜLDÜ"
Halis Yılmaz’ın kızkardeşi Mervenur Yılmaz da "İki yıldır acımızı, yasımızı gömdük, adalet mücadelesi verdik. 28 Şubat’ta adalet katledilerek 7 işçinin yanına gömüldü. Katiller katliamlarına Recep Tayyip Erdoğan’ı, Vedat Bilgin’i, Süleyman Soylu’yu referans gösterdi. Mahkeme heyetinin katillere iyi hal indirimi vermesi yetmezmiş gibi üst düzey yöneticiler hakkında suç duyurusunda dahi bulunmadılar. Biz Vedat Bilgin’e sorduk, düzenli olarak denetlenen bir fabrikada nasıl kaçak üretim olur, nasıl kaçak binalar dikilir, nasıl denetimler önceden haber verilir… Soylu’ya, Erdoğan’a sorduk, biz onların adını anmaya dahi çekinirken katillerin dilinden onların ismi düşmedi. Madem katillere, patronlara kıyamıyorsunuz, madem gerçek sorumluları yargılamıyosunuz, benim abimi bana geri getirin. Anneme evladını geri getirin o zaman. Sebahattin Tepeçınar’ın çocuklarına babasını geri getirin o zaman. Katillere hesap sormayan sizler, benim babama jet hızıyla iddianame hazırladınız. Hapisle de canımızla da tehdit etseniz sizin yüzünüze işçi katili olduğunuzu haykırmaya devam edeceğiz” dedi.
"SESİMİZİ DUYUN"
Patlamada yaşamını yitiren Sebahattin Tepeçınar’ın kardeşi Hatun Göktepe de "Savcılara, hakimlere sesleniyorum; bu davanın gidişatını izleyin, bu dava olası kasıt davası, bile bile öldürme davasıdır. Benim kardeşim bir ay önce dedi ‘Abla biz patlayacağız’ diye. Sesimizi duyun, bu adam 5 yılla 6 yılla yargılanmasın, müebbet alsınlar. Bu ülkede katil olmak çok ucuz” diye konuştu.
"KATİL SADECE FABRİKANIN SAHİBİ DEĞİL"
CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, "Katil sadece fabfikanın sahibi değil, denetçiler de bu suça ortak. Bu işçiler çalışmak zorundaydılar, başka çareleri yoktu. Burada işçi aileleri sadece kendi acıları için değil, başka acılar yaşanmasın diye mücadele veriyorlar” diye konuştu.
CAN ATALAY'A DAYANIŞMA MESAJI
Davanın avukatlarından Gülşen Uzuner, "Avukat Can Atalay bu süreci başından beri takip etti. Bizim acımızı paylaşan, bize yol gösteren avukat arkadaşımıza buradan selam gönderiyoruz. Bir duruşmada sanık Yaşar Coşkun kendisini 'Ben Soma’da senin gördüğün avukatlara benzemem, Bunun bedeli olur' diyerek tehdit etmişti. Bu adalet sistemi bizim avukatlarımızı patronlarla karşılaştırırken, patronlara ödül gibi cezalar verildi. Bu adalet sistemi yoksulları kıyıda köşede öldürürken patronları gözaltına bile almayıp yemeklerde ağırladı. Can Atalay bunların karşısında duran bir avukattı. Biz buradan kendisine bir kere daha selam gönderiyor ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz“ dedi. (Sakarya/EVRENSEL)