Dargeçit JİTEM davasında tüm sanıklar beraat etti
Dargeçit JİTEM davasında, gözaltına alınan 3'ü çocuk 7 sivilin katledilmesine dair 18 sanık hakkında “delil bulunamadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildi.
Fotoğraf: MA
Mardin'in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında 3’ü çocuk 7 sivil ile birlikte Uzman Çavuş Bilal Batır'ın kaybedilmesine dair 18 sanık hakkında açılan davada “delil bulunamadığı” gerekçesiyle tüm sanıklar için beraat kararı verildi. Kaybedilenlerin yakınları karara tepki göstererek “Savcı sanıkların avukatlığını yaptı” dedi.
Dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in de aralarında bulunduğu 18 sanık hakkında “taammüden öldürmek” suçundan açılan davanın 26’ncı duruşması, bugün Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmada 18 sanık hakkında “kesin delile ulaşılmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildi.
"BELKİ VİCDANLI DAVRANIRLAR, CEZA VERİRLER DEDİK…"
Kaybedilen 14 yaşındaki Seyhan Doğan'ın kardeşi Hizni Doğan, mahkemelerin devletin eylemlerine ceza vermediğini belirterek “Küçük de olsa bir umudumuz vardı. 13 yaşındaki insanları yaktılar, belki vicdanlı davranırlar dedik. Küçük bir ihtimal de olsa cezalandırılmalarını bekledik” dedi.
Kardeşi Seyhan Doğan’ı gözaltına alınıp karakolda gördüğünü anlatan Hizni Doğan, “Gözaltına alındığımızda suçsuz olduğumuzu kanıtlamak zorunda bırakılıyoruz. Katledildiğimizde yine suçsuz olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz. Kemiklerini 120 metre derinlikli bir kuyudan çıkardık. O kuyunun bulunduğu yer devletin kontrolünde. Bugün Dargeçit’te kime sorarsanız sorun, gözaltına alınanların kimler tarafından alındığını size söyleyebilir. Ben o yıl 11 yaşındaydım, onları karakolda gördüm. Davut’un annesi çocuğunu Filistin askısında gördü. Ancak mahkeme bizi insan yerine koymadı, tanıklığımızı kabul etmedi” diye konuştu.
"BİZ DAVA AÇTIKTAN SONRA AKP'YE GEÇTİ"
Faili meçhulleri anımsatan Doğan, "Güvenlik amacı ile mahkemeye getirilmeyen katiller, bu hukuktan güç aldılar. Mehmet Tire, başka bir partide siyaset yapıyordu, biz dava açtıktan sonra AKP’ye geçti. Ona ‘Sana ceza verilmeyecek’ güvencesi verildi. Sanıklar bu davada kendini savunmadı, savcı onların avukatı gibi onları savundu. Savcı mütalaa hazırladı, onlar da ‘savcının yazdıklarına katılıyoruz’ dediler” ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DE ADALET YOK"
Kaybedilen 12 yaşındaki Davut Altınkaynak’ın babası Abdülaziz Altınkaynak ise 7 yılda görülen 26 duruşmaya da katıldığını belirterek "7 yıldır Adıyaman’a gelip gittik. Biz geldik ancak tek bir gün bir katil mahkemeye getirilmedi. Bu karar adaletli değil. Türkiye’de adalet yok. Hakim ve savcılar taraflı davrandı. Tarafsız davransalardı bugün o katiller hapiste olacaktı. Davut 12 yaşındaydı, devlete ne yaptı da kemikleri 120 metre derinliğindeki kuyuya atıldı” diye sordu.
Altınkaynak, şöyle devam etti:
“Bu karakol kimin emrinde? Oraya götürülen bir insanın güvenliği kimden sorulur? Devlet sorumlu. Davut’un evi karakola 50 metre mesafedeydi. Gözaltına alındı ve kilometre uzaktaki kuyuda bulundu. Davut bir Türk çocuğu olsaydı, İç Anadolu, Trakya ya da Karadeniz’de yaşasaydı ve bir Kürt onu öldürseydi o kişiye idam verirlerdi. Ama ne yazık ki Davut, Kürt bir çocuk… Katilleri ödüllendirildi. Belediye Başkanı yaptılar.”
Mahkeme heyetinin karar verirken “kesin delile ulaşılamadığı” iddiasında bulunduğunu belirten Altınkaynak, “Davut amcasının evinden alındı. Annesi onu karakolda işkence görürken gördü. Davut’un kemiklerini kuyudan kendim çıkardım. ATK ‘Kemikler Davut’a ait’ dedi. Tanıkların ifadeleri var. Sanıkların itirafları var. Ancak mahkeme ‘Delil bulamadık’ diyor” sözleriyle tepki gösterdi.
"BİR KEZ DAHA KATLEDİLDİK"
Kaybedilen 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan’ın oğlu Kasım Aslan da babasını görmeden büyüdüğünü belirterek, "Babaannem oğlunun kemiklerini bulmadan yaşamını yitirdi. Dedemin ömrü ise kemikleri bulmaya yetti ama adaleti bulmaya yetmedi. Ezilen biziz, baskı gören biziz ancak her şeye rağmen adalet isteyen de biziz. Adaletin sağlanmasına dair ufak da olsa bir umudumuz vardı ancak bugün bu karar ile bir kez daha katledildik” şeklinde konuştu.
"KARARI AİHM'YE TAŞIYACAĞIZ"
16 yaşında kaybedilen Nedim Akyön’ün ağabeyi Ahmet Akyön ise “Bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Bu kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) kadar götüreceğiz. Bu karar mahkeme heyetinin kararı değil, devletin kararı. Devlet bu suçu işlerken nasıl bu katilleri koruduysa bugün aldığı karar ile korumaya devam etti. Kararın çıktığı yer adliye sarayı değil, tek taraflı karar veren saraylardır” dedi. (Adıyaman/MA)