8 Temmuz 2022 05:14

Orhan Kemal yazdı oğlu oyunlaştırdı

Işık Öğütçü, babası Orhan Kemal’in, “Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl”, “Arkadaş Islıkları” ve “Tersine Dünya” yapıtlarını tiyatroya uyarladı. Işık Öğütçü ile “Üç Oyun” üzerine konuştuk.

Orhan Kemal yazdı oğlu oyunlaştırdı

Fotoğraf: Kadir İncesu

Kadir İNCESU

Son 22 yıldır yaptığı araştırmalar ve çalışmalar ile edebiyatımıza en çok katkı veren isimlerden birisidir Işık Öğütçü…  2000 yılında açtığı “Orhan Kemal Müzesi”yle Türk edebiyatının toplumcu-gerçekçi ustasını gelecek kuşaklara taşımak, tanıtmak için uğraş veren bir edebiyat emekçisi…Orhan Kemal’in edebiyat yolculuğunu araştıran çalışmaları içinde, “Yazmak Doludizgin”, “Abdülkadir Kemali Bey’in Anıları”, “Önemli Not!”, “Zamana Karşı Orhan Kemal”, Kültür ve Turizm Bakanlığı için “Orhan Kemal”, “Toksöz 1924”, “Orhan Kemal Sessizlerin Sesi”, “Orhan Kemal Bilinmeyen Senaryolar”, “Orhan Kemal Unutulmuş Öyküler”, “Orhan Kemal Kaybolan Romanlar”  ve “Orhan Kemal Eşe Dosta Selam-Mektuplar”, “İstanbul İstanbul” olmak üzere on iki adet kitap ve babasıyla ilgili CD/VCD hazırladı. Unutulan romanları olan “Yüz Karası”, “Uçurum” ve “Kenarın Dilberi”ni bularak yayımlattı.Öğütçü son olarak da babası Orhan Kemal’in, “Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl”, “Arkadaş Islıkları” ve “Tersine Dünya” yapıtlarını tiyatroya uyarladı. Işık Öğütçü ile Everest Yayınları tarafından yayımlanan “Üç Oyun” üzerine konuştuk.

“Üç Oyun” öncesinde tiyatro ile bir ilginiz, yakınlığınız oldu mu?

Evet oldu. 1970’li yıllarda Orhan Kemal’in telif haklarını koruyan ajans önce ağabeyime sonra da bana tiyatro metinlerini daktiloyla çoğaltma işini vererek özellikle de bana çok büyük bir iyilik yapmış oldu. Sahnelenecek oyunların metnini görme, okuma ve yazma şansını yakaladım. Sayfa başına bir ücret alırdık. Öğrenci için akmasa da damlayan bir işti. Ama sürekli değildi. Her yıl 10’a yakın oyun yazardık. Sonra sadece ben yazmaya başladım. Bunlar çeşitli oyunların metinleriydi.  Harold ve Maude, Galile, Vanya Dayı gibi. Şehir Tiyatroları ve Kenter Tiyatrosunun oyunlarını çoğalttığımı hatırlıyorum. 1977-1982 yılları arasında üniversitede okurken Kenter Tiyatrosunda tiyatro sezonunda fuayede bir köşede kitap satmaya başladım. Ve orada daktiloyla yazdığım oyunların sahneye konulmasını ve oynanmasını seyrettim. Hem de kaç kez. Şanslıydım tiyatroya turneye gelen çeşitli tiyatroların oyunlarını da seyrediyordum. Bunlar AST, Müjdat Gezen-Perran Kutman, Levent Kırca, Gülriz Sururi-Engin Cezzar, Ali Poyrazoğlu-Korhan Abay, Nisa Serezli-Tolga Aşkıner ve buna Adile-Özcan Naşit kardeşlerin çocuk oyunları da dahildir. Lise ve üniversite yıllarımda çok tiyatro seyretmişliğim de vardır. Hatta Gülriz Sururi’nin oyununda bir ay süreyle takip ışığını yönettim. Anlayacağın alaylı tiyatro sevdalısıyım.

"ORHAN KEMAL HER ALANDA ESER VERMİŞ BİR YAZARDIR"

Döneminde öykü ve romanlarının yanı sıra oyunları da büyük ilgi gören Orhan Kemal’in oyun yazarlığı için neler söylenebilir?

Orhan Kemal yazıyla ilgili olan her alanda eser vermiş bir yazardır. Kendisi bir söyleşisinde 15-16 yaşlarında skeçler yazdığını söyler. Demek ki 1930’lu yıllarda yazmaya başlamış. Daha sonra ilk oyunu İspinozlar 1964 yılında Şehir Tiyatrolarında sahnelenmiştir. Arkasından 1967’de 72. Koğuş ve 1968’de Eskici Dükkanı AST’da, 1969’da Murtaza Ulvi Uraz Tiyatrosunda oynanarak seyircinin beğenisini kazanmıştır. Tiyatro oyunlarının sahnede ilgili görmesinin bir nedeni de onun senaryo yazarlığında da başarılı olmasından kaynaklanmaktadır. Söz söyleme sanatı olan tiyatroda akıcı diyaloglarla mesajını seyirciye iletmiştir. AST’ın erken yaşta kaybettiği yönetmeni Asaf Çiyiltepe Orhan Kemal’in tiyatro yazarlığı için şunları söyler: “Yaşamının şunca yılını hapiste geçirmiş bu sessiz, patırtısız yazara toplumun bugüne kadar dayanak olmayışı ancak toplumun kusuru olarak ortaya çıkar. Oysa yazar yalnız inancının adamı olmaktan öteye gitmeyi, çağımızın insanı olmayı çoktan, hatta bizler uykudayken başarmıştır. Yurdumuzun insanlarını tanımaktaki üstün gücü karşısında deneylerimizin ne denli kısır, renksiz olduğunu bilmek zorundayız. Bir ülkede insanları birbirine Orhan Kemal gibi yazarların varlığı yaklaştırır.” Ülkenin insanını çok iyi tanıyan bir yazarın tiyatro alanında da başarılı olduğunu görüyoruz.

Oyunlaştırmak için neden “Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl”, “Arkadaş Islıkları”, “Tersine Dünya”yı seçtiniz?

Bu eserleri zaman içinde çok okudum ve düşündüm. İlk iki kitapta Orhan Kemal’in yaşamının çeşitli dönemleri var. Tersine Dünya ise günümüzde kadına uygulanan şiddeti tersten anlatan, aslında kadın haklarına dikkat çeken bir eser olduğu için tercih ettim. Daha önce iki uyarlaması mevcut olan bu eseri bir kez de ben yazdım.

Bu oyunlarla günümüz dünyası-yaşamı arasında nasıl bir bağ kurdunuz?

“Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl” oyununda o dönemin ceza yasası olan 94. maddeye göre hapiste olan iki kişiden biri tüm dönemlerin önemli şairi Nâzım Hikmet ve diğeri şiir karalayan Mehmet Raşit isimli mahkum ki bu mahkumun içeri giriş nedenlerinden biri de Nâzım Hikmet’in şiirlerini okuması, onu takdir etmesi ve neden Niğde Kütüphanesinde şiir kitapları yok demesidir. Bugün de sudan sebeplerle muhalif olanlar hapishanelerdedir. Seksen iki yıl önce yaşananlar tekrarlanıyor. “Tarih tekerrürden ibarettir, ibret alınsaydı tekerrür eder miydi?​” demiş şair. Oyun ders alınması için fırsat tanıyor. “Tersine Dünya”nın son bölümünde siyasi mahkum olan yazar karakterinin konuşmalarını ters düşündüğünüz zaman günümüzde kadınlara yapılan şiddeti kınayan, onlara değer verilmesi gerektiğini vurgulayan diyaloglar olduğunu görürsünüz. “Arkadaş Islıkları”nda ise kadın erkek ilişkilerinde erkeğin duyarsızlığını vurgulayan günümüze atıfta bulunan söylemler seyircileri düşünmeye sevk edecektir diye düşünüyorum.

Üç Oyun kitabının kapağ

Görsel: Üç Oyun kitabının kapağı

"TÜM ESERLERİ GÖRSELLİK TAŞIR"

Orhan Kemal’in bütün öykü ve romanlarının oyunlaştırmaya uygun olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet mümkün. Tüm eserleri görsellik taşır. Bir de roman ve öykülerindeki insan diyaloglarını düşündüğünüz zaman siz bir şey yapmasanız bile kitabı okurken mekan ve olay örgüsü gözünüzün önünde canlanır, kahramanlar sizin orada olmadığınızı farz ederek konuşmalarını sürdürürler. Nedim Gürsel bunu şöyle anlatır, “Murtaza’yı okurken Adana’nın kenar mahallerinde, işçi semtlerinde dolaşmayız. Orhan Kemal’in romanlarının içinde dolaşırız. Yazar bu dolaşmayı kolaylaştırdığı, okuru kendi dünyasına sokabildiği ölçüde başarılıdır.” Bu nedenle hem tiyatro alanında hem sinema/dizi sektöründe üstadın eserleri daima mercek altındadır. Zaman zaman bize eserlerle ilgili isteklerde bulunuyorlar. Ama bir de kendilerini uyanık sanan senarist ve yönetmenler var ki Orhan Kemal’in eserlerini, eserinin ismini izin almadan kullanmaktan utanmıyorlar.

"DİYALOGLAR, TİYATRO İÇİN BULUNMAZ BİR FIRSAT"

Oyunlaştırma sürecinde Orhan Kemal’in yazarlığının belirgin özellikleri -örneğin diyalogların çokluğu- nedeniyle yaşadığınız zorluklar, kolaylıklar oldu mu?

Zorluk olmadı. Aksine kolaylık sağladı bu diyaloglar. Bu işin içinde olanlar karakterleri konuşturmanın ne kadar zor olduğunu bilirler. Ama Orhan Kemal zaten o kadar iyi konuşturmuş ki, sıkıntıya düştüğünüz bir anda onun konuşturma tekniğini uygulayarak siz de konuşmayı devam ettirebiliyorsunuz. Bu da söz söyleme sanatı olan tiyatro için bulunmaz bir fırsat.

Oyunlaştırma süreci nasıl işledi? Kurgusal anlamda değişiklikler yapma gereği duydunuz mu?

Şunu söyleyebilirim “Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl” için çok emek sarf ettim. Konuyla ilgili tam on dört kitabı inceledim. Kitapta olmayan anlatılmayan bölümleri buralardan esinlenerek tamamladım. Finalinde babamın hapisten çıkarken Nâzım Hikmet’e yazdığı şiirle bir bitiş kuguladım. Bu şiir kitapta da yoktu. Yıllar sonra bunu bularak hem kitaba ekledim hem de oyunun finalini bu şiirle yaptım. Tiyatroya emek vermiş oyuncu dostlarımdan görüşler aldım. Bu eser Işık Öğütçü’nün ‘Yaptım oldu’ demesinin üzerinde bir değer taşıyor. Bundan sonra da çeşitli görüşler, öneriler olacaktır. Zaman içinde bunları da dikkate alacağımı biliyorum. “Arkadaş Islıkları”nda oyun finalindeki sözler tamamen tarafımdan yazıldı. Kitap sadece finalinde benim oyunda anlattıklarımı duygusal bağlamda kısaca veriyordu. Bu son kısmı daha da vurgulamak için eklemeler yaptım. “Tersine Dünya”ya ise cep telefonu, şarkı ekledim. Son bölümde kitapta olmayan siyasi yazar mahkumun bugüne ait mesajları var.

"UYARLARKEN OYUNLARI YAŞADIM, OYNADIM VE İZLEDİM"

Şimdi iş bu oyunları sahnelemek isteyen yönetmenlerde… Yönetmenlere, ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Oynamaya karar verildiğinde mutlaka benimle de görüşmek isteyeceklerdir. Uyarlarken aklımdan zaten oyunları yaşadım, oynadım ve seyirci olarak izledim. Oyunlarım sıkıntı yaratacak uyarlamalar olmadığı için onlara da rahat hareket etme imkanı tanıyacaktır. O aşamada bana soracakları soruları cevaplamak benim için mutluluk olacaktır. Ben de oyunlarla ilgili sahne düşüncemi söylemek isterim. Umarım o aşamaya geliriz ve sahne ışıkları altında hep beraber seyrederiz. 2023 yılı Nâzım Hikmet’in vefatının 60. yılı “Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl” sahnelenirse onu bu oyunla da anmış oluruz. Diğer oyunlarım da tercih edildiğinde sahnelerimizde değişik Orhan Kemal uyarlamaları görme imkanımız olacaktır. Kitabımın ön sözünde yazdığım gibi, “Üstadın anısını yaşatmak istediğim bu uyarlamalarımın beğenisini veya eleştirisini bundan sonra okuyucularımıza, tiyatroya gönül verenlere ve tüm seyircilerimize bırakıyorum.” İyi okumalar ve iyi seyirler dilerim.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, bir süredir beklenen mesajı, DEM Parti İmralı heyeti aracılığıyla duyuruldu. Öcalan, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısı yaptı. Açıklamada Suriye’deki Kürtlerin siyasi ve askeri durumuyla ilgili bir ifade yer almadı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et