Sen kim bilir hangi kalplere dokundun...
Sağlık sistemini ticarethaneye çeviren bir sistemin bu acıyı hissettiğini de düşünmüyorum. Çünkü bırakın aynı şeyi görmeyi, aynı şeye bile bakmıyoruz biz.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir’den bir hekim
İşimi yaparken o kadar çok kendi varlığımı, çocuğumu, annemi unuttuğum oluyor ki resmen hayatımın büyük bir kısmında işim odağımda oluyor. Ömrümün yarısından çoğu o an için biriktirilmiş. Bunun benim için değeri bir ömür ve paha biçilemez. O yüzden bana ulaşmış, ulaştırılmış her hasta o an kadar değerlidir. O anı bölen telefon, kapı tıklaması, bir dakikada bir hasta bakma politikası gibi her türlü dış müdahale o ana saygısızlıktır. Önceki gün öldürülen arkadaşımız, canımız, yoldaşımız için yas tutuyorum. Sağlık sistemini ticarethaneye çeviren bir sistemin bu acıyı hissettiğini de düşünmüyorum. Çünkü bırakın aynı şeyi görmeyi, aynı şeye bile bakmıyoruz biz.
Halen bu ülkede çocuk, kadın, hayvan istismarı, şiddeti oluyorsa bir tane insan bile açsa, susuzsa bunun tek sorumlusu üç beş ballı kaymaklı müteahhit ve bağlı oldukları tek adam yönetimi değil, aynı zamanda değiştirilmiş, empatisini yitirmiş bir toplumdur. İşi ehline bırakmak öze saygıdır. Doktorlarımız eksik olmasın ki hastalarımız var olabilsinler. İçim titriyor. Allah hepimize vazgeçmeyip, mücadele edebilme gücü versin ki layık olabilelim. Kardiyoloji Doktoru Ekrem Karakaya sen kim bilir hangi kalplere dokundun...