29. İstanbul Caz Festivali, Melody Gardot ile sona erdi
29. İstanbul Caz Festivali’nin kapanış konserine Melody Gardot’nun sahiciliği ve insanı içinde bulunduğu andan alıp bambaşka diyarlara götürmeye muktedir alto sesi damga vurdu.
Fotoğraf: Özlem Ertan
Özlem ERTAN
Melody Gardot’nun ne kadar doğal ve sakin bir şarkı söyleme tarzı var. En yakın arkadaşıyla konuşur, dertleşir, sevincini ya da hüznünü paylaşır gibi… Onu özel ve etkileyici kılan en mühim niteliği de bu sanırım. Sadece şarkı söylerken değil, sahnede yürürken, dinleyicisiyle konuşurken de samimiyetini, sahiciliğini hissettiriyor ünlü şarkıcı.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 29. İstanbul Caz Festivali’nin 7 Temmuz Perşembe akşamı düzenlenen kapanış konserine de Gardot’nun sahiciliği ve insanı içinde bulunduğu andan alıp bambaşka diyarlara götürmeye muktedir alto sesi damga vurdu. Gardot ile birlikte çalan müzisyenler de en az onun kadar aktifti sahnede. En önemlisi de uyum içindelerdi. Çalarken, söylerken, ortak üretimleri olan müziği İstanbullu dinleyicilerle paylaşırken, aynı duyguyu yayan renkli bir kaynak gibilerdi.
Vurmalı çalgılarda Jorge Bezerra, klavyede Philippe Powell, basta Chris Thomas ve saksofonda Irwin Hall, caz müziğin farklı coğrafyalardan beslenen ve beslendikçe coşan bir şelale gibi üstümüze dökülmesinin de sebebiydiler. Sahne ışıkları yanıp da konser başladığında müzisyenler Afrika ritimleriyle çıktı sahneye. Dinleyicilerle iletişimleri o kadar güçlüydü ki Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nu dolduran herkes eşlik etti o ritimlere…
Akabinde de Melody Gardot geldi, zaten... İnsanın içine işleyen o puslu, sakin ve huzur dolu sesiyle yeni şarkılarını söyledi. Şarkı aralarında da sohbet etti bizimle. Uzun lafın kısası, 29. İstanbul Caz Festivali’nin kapanışına yakışan güzel, unutulmaz bir konserdi.