10 Temmuz 2022 04:10

Sağlıkta şiddet artıyor, neden hâlâ yaptırımdan söz edilmiyor?

Evrensel'e mektup gönderen ataması yapılmamış hemşire "Şiddetin bu kadar yaygın bir sorun olduğunu çok uzağa gitmeden görebiliyoruz o halde neden hâlâ ağır yaptırımlardan söz etmiyoruz?" diye sordu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sincan’dan bir hemşire
Ankara

Konya’da Dr. Ekrem Karakaya’nın öldürülmesi hepimizi derinden etkiledi. Ben henüz ataması gerçekleştirilmemiş bir hemşireyim. Haberi duyduğumuzdan beri sağlık emekçilerinin olduğu grupta bu konuyu konuşuyoruz. Ben de daha önce fiziksel saldırıya maruz kalmasam da ilk çalıştığım dönem sağlık ocağında sözlü hakarete de maruz kaldım. Başka sağlık ocaklarında çalışan arkadaşlarımın da başından benzer durumlar geçiyor. Bu kadar yaygın bir sorun olduğunu çok uzağa bile gitmeden görebiliyoruz o halde neden hâlâ ağır yaptırımlardan söz etmiyoruz?

Sağlık emekçisi olunca işimiz direkt insanla bağlantılı o nedenle dışarıdan insanların yargıladığı, ön yargılı olduğu çok örnek yaşıyoruz. Hata götürmeyen bir meslek neticede. Bu kadar ön yargı, sözlü/fiziksel şiddet eylemi varken neden hâlâ konu ile ilgili bir madde çıkmıyor? Baştakiler bir an önce yaptırım yapmalı. Ben bu olay karşısında her ilde hastanelerde sağlık çalışanlarının önlük çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal medyadan çok paylaştık onu da yapalım ama fiili bir yaptırım önlük bırakmakla mümkün olur. Yapılan grev bir hafta değil bir ay bile sürse çalışma arkadaşlarımın yanındayım ve bu kararın arkasındayım. Grev biz sağlık çalışanlarının en temel hakkı fakat şimdi devlet bu duruma da elindeki yaptırım gücü ile yaklaşıyor. İki gün kasıtlı biçimde görev başında olmamak bir yaptırım sebebi ve grev karşısında bir sopa olarak gösterilebiliyor. Ben çalıştığım dönemde de hasta yakınları çalıştığım yeri basarak tehditler savurdu belki biz şanslıydık sakinleştirdikten sonra dışarı çıkarabildik. Şimdi hep düşünüyorum acaba Ekrem Karakaya’da önce sakinleştirmeye mi çalıştı diye. Daha sonra ailesi, varsa eşi ve çocukları geliyor aklıma. Eşimle de konuşuyoruz bu durumu “Eğer sen çalışıyor olsaydın araya girmeye çalışırdın belki sen de hedef olabilirdin” diyor. Şimdi bir çocuğumuz var insanlar çocuğunu serbest bırakmalı mesleğini tercih ederken ama çocuğum sağlık çalışanı olsun ister miyim bilmiyorum. Hastanelerde çalışma koşulları da oldukça yoğun doktorlar kimi zaman hastalarına yetişmek için mesai saatlerinin dışında çalışmak zorunda kalıyorlar. Örneğin bir hastanede 15 doktora ihtiyaç var fakat 10 doktor görev yapıyor hali ile iş yükü de artıyor. Sorunların çözümünden biri de sağlıkta atamaların gerçekleştirilmesi. Sağlıkçıların kendi yaşamlarından ödün vererek bu mesleğe devam ettiğini biliyoruz çünkü. Buna rağmen bir yaptırım yapılmamasına isyan ediyorum.

Öte taraftan o silahla o kişinin hastaneye nasıl girebildiği de ayrı bir sorun. Neredeyse her gün ayrı bir haber aldığımız bu konuda hastane girişlerinde de güvenlik önlemleri arttırılmalı. Ben Sincan’da yaşıyorum buraya yakın iki alışveriş merkezi var hamile olduğum dönemde bile beni X-ray cihazından geçirmeye çalıştılar oradaki güvenlik önlemleri neden sağlıkta şiddet vakalarının arttığı hastanelerde alınmıyor? Doktorun öldürülmesi büyük bir haksızlık, vebali ise yaptırım yapmayanların boynunda. Sevdiği mesleği yapma hayalleri olan, dirseklerini çürüterek bu günlere gelen ve görev başında öldürülen sağlıkçıların olmasını kabullenmeyelim.

ÖNCEKİ HABER

Slavoj’dan NATO salavatı

SONRAKİ HABER

İstanbul'da yarın sağanak bekleniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa