Esnaf anlatıyor: Zamlar nedeniyle insanlar artık ekmeğin fiyatını bilmiyor
İstanbul Bahçelievler’de görüştüğümüz esnaf halkın yoksulluğunu anlattı: “Zeytin taneyle, meyve sebze gramla. Ekmeğe sürekli zam geldiği için insanlar artık ekmek fiyatını bilmiyor.”
Fotoğraf: Evrensel
Murat UYSAL
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
Tarihin en yüksek seviyelerini gören enflasyon, düşen alım gücü ve iğneden ipliğe gelen zamlar yurttaşı derinden etkiliyor. Hemen her gün etiket değiştiren mahalle esnafı da şikayetçi. Yurttaşın tepkisiyle sitemiyle en erken karşılaşan esnaf eskisi gibi iş yapamadıklarını, masrafları çıkınca kendilerine bir şey kalmadığını söylüyor.
İstanbul Bahçelievler’de kahvaltılık ürünler satan Mutlu Boz, dükkandaki hemen her şeyin yurttaş için lüks olduğunu, kilolarla kahvaltılık ürün almanın tarihe karıştığını söylüyor. Boz iki senedir işlettiği şarküteriye aldığı ürünlerin zaman içerisinde nasıl zamlandığını şöyle anlatıyor: “İki sene önce bu işe başladığımda peynir tenekeleri 400-450 lira civarındaydı. Bugün peynircimiz geldi, aynı tenekeyi 1800 liraya aldık. Bu demek oluyor ki iki sene içerisinde ürünler 4 kat artmış. Kavurmayı 89 liraya satıyorduk şu an kavurma 400 lira, pastırma, kuru et 400 lira. Et grubu komple lüks oldu. Bir litrelik içecek bile 15 lira oldu. 400 gram vişne reçeli 60 lira, bu olacak bir şey mi? Lüks olmayan bir şey yok.”
İNSANLAR AZAR AZAR ALIYOR
İnsanların azar azar almaya çalıştığını dile getiren Boz, “Tamamen zaruri ihtiyaçlarını alıyorlar. Zeytin, peynir mecbur kahvaltıda alınması gerekenler, mesela bir sosis alamazlar, çünkü kilosu 280 lira. Bu insanlar kavurma yemeyecek, pastırma et yemeyecek, diğerlerinden yemeyecek, zeytinin en uygunundan alacak, biraz peynir alacak, kahvaltısını domatesle geçirmeye çalışacak” dedi.
İlk başlarda zeytini kiloyla sattığını belirten Boz, “Şimdi 100-200 gram zeytin alıyorlar. Bir ambalaj 2 lira, 100 gram zeytin 6-7 lira tutuyor, 2 lirası zaten ambalaj parası, benim cebimden gidiyor” diye konuştu.
‘İNSANLAR ÇILDIRMA NOKTASINA GELDİ’
Ücretlerdeki artışın hemen her gün gelen zamları karşılamayacağını söyleyen Boz, “Biz esnaf olarak zor döndürüyoruz, asgari ücretli vatandaş nasıl geçiniyor anlamıyorum. Bahçelievler’de kiralar 5 bin 500 ila 6 bin lira arasında değişiyor. Yani sadece kira bedeline çalışmış oluyor bir işçi. İkinci kişi çalışmazsa bir evde kesinlikle geçim mümkün değil. İki sene önceye göre düşünürsek elektrik, doğal gaz epey zamlandı” dedi.
Uzun bir dönem hükümeti desteklediğini ifade eden Boz, “Bundan birkaç sene öncesine kadar iktidardan bir umudumuz vardı, tek parti yönetiyordu, başbakanla cumhurbaşkanının uyumu vardı ancak şimdi Kemal Sunal’ın filmlerine döndük. Yağ kuyruğu, tüp kuyruğu belki yok ama fiyatlar da ateş pahası. Koalisyon hükümetlerine nazaran kuyrukların olduğu dönem geride kaldı diyorduk ama şimdi yeniden aynı dönemlere doğru gidiyoruz. Hükümeti destekledim ama son bir iki yıl içerisindeki fahiş fiyatlar yüzünden artık destekleyemem, çünkü gerçekten hakka girmiş oluruz” diye konuştu.
Avrupa’da 18 yaşında bir gencin bir fabrikaya girerek bir araba alabileceğini ancak Türkiye’de bunun mümkün olmadığını belirten Boz, “35’e yakın ülke gezdim, Türkiye’deki gibi bir şey yok, artık insanlar gerçekten çıldırma noktasına geldi. İnsanlar sigara parası dileniyorlar, kapının önüne koyduğumuz ezik domatesleri topluyorlar, insanlar bu hale niye gelsin!” dedi.
YURTTAŞ ÇÜRÜK MEYVELERE YÖNELİYOR
Sadece kahvaltılık ürünler değil manavda da benzer durum söz konusu. Manav Suat Özdemir, kiloların taneye, bütünlerin yarıma düştüğünü söylüyor. Esnafın maliyetlerinin de arttığını söyleyen Özdemir, “Nakliyeci geçen sene buraya 80-100 liraya geliyordu, bu sene bir nakliyeci 360 liraya geliyor. Poşet 20 liraydı 50 lira oldu. Alış da yarı yarıya düştü satış da. Yarım saat 1 saat burada dur, 4 tane müşteri gelmez. Geçen sene bu dükkanı 3 bin liraya bilemedin 5 bin liraya dolduruyordun, şimdi 20 bin lira veriyorsun dükkan dolmuyor. Eskiden bir sezonda 40 ton karpuz satıyorduk şimdi 8-10 anca. Bizim maliyetler de yükseldi” diyor.
Yurttaşın kapının önündeki çürük meyvelere yöneldiğini anlatan Özdemir, “Fiyatlar düşmezse sıkıntı büyük. Tamam bu iktidara oy vermeyeceğiz ama gelenin de önerdiği bir şey yok. Bir proje yok, çalışma yok. Ne zamana kadar böyle gidecek? Sokakta çocuklar var, ellerinde dondurma bile yok. Şimdi şuraya bir tatlı yemeye gidelim, yanında da su içelim 150 lira. Asgari ücret 5 bin lira, kira 7 bin lira” dedi.
ASKIDA EKMEK ALAN AİLE SAYISI 8’DEN 20’YE ÇIKTI
Yurttaşın ekmekten bile kısacak duruma geldiğini anlatan Fırıncı Mustafa Apak, 6 senedir Bahçelievler’de ailesiyle beraber fırın işletiyor. Maliyetlerin arttığını ancak ekmeğe zam yapamadıklarını anlatan Apak, “Özellikle unun fiyatına hiç yetişemiyoruz. Son bir buçuk senedir depoya aynı fiyattan iki kere un koyduğumuzu hatırlamıyorum. Her un aldığımız seferde bir öncekinden zamlı oluyor ama biz ekmeğe zam yapamıyoruz. Gelen insanlar için aradaki tampon görevini biz görüyoruz, çünkü hep bizi suçluyorlar zam yapıyorsunuz diye. Halbuki bize gelen zamların yüzde 20-30’unu fiyatlarımıza yansıtmıyoruz, yansıtamıyoruz. Bir buçuk senedir neredeyse yüzde 60 kârdan gitti. Zaten bir buçuk senedir milletin alım gücü de düştü. Maaşlar eridi, kiralar aldı başını gitti. Herkes bize gelip dert yanıyor. Askıda ekmek uygulamamız ilk günden beri vardı. Önceden saptadığınız 8 ailemiz vardı, şimdi 20’ye yaklaştı bu sayı” dedi.
‘6 EKMEKÇİ VARDI, 4’E DÜŞTÜ’
Aynı işi daha az işçiyle yapmak zorunda kaldıklarını anlatan Apak, “Bundan önce bir fırıncı rahat geçiniyordu, işçilerinin maaşlarını rahat ödüyordu ama şimdi işçide bile kısıtlamaya gitti fırıncı. Daha önce burada 6 ekmekçi çalışıyordu, şu anda 4’e düştü. Mecbursun. Devletin küçük esnafa el atması lazım. Biraz durumları iyileştirsin. Esnafı koruyup kollaması gerek yoksa küçük esnaf diye bir şey kalmayacak. Biz gıda işi yapıyoruz ve bu yüzden sürekli sıcak bir akış oluyor ama bazı esnaf arkadaşlarımızın siftah etmeden dükkan kapattığı oluyor. Bu ekonomik sıkıntı tüm kesimlere yansıyor. Ben politikadan anlamam. İcraata, yapılan somut şeylere bakarım. Yapılan somut işler de ortada zaten” diye konuştu.
‘KASAPTA SATIŞLAR DÜŞTÜ’
25 senelik Esnaf Murat Abbasoğlu, mahalle arasında bir market işletiyor, “Son bir senedir gelen müşteriyle tek konuştuğumuz enflasyon, zam. Gelen müşteriler arasında bu zamları şakaya vuran var, ciddi ciddi söyleyen var, alıp geri bırakan var. Sabah kalkarsın, zam gelir, fiyatlar iki katı olur ama o durur iki üç sene. Biz her sabah devalüasyona uyanıyoruz. Ekmek almaya gelirken bile kişi üzerine daha fazla para alıyor, çünkü emin değil fiyattan” dedi.
Marketteki bir müşteri de “Pazardan geliyorum, mısırla dolmalık biber aldım 40 lira tuttu. Artık neresi ucuzsa oraya gidiyoruz alışveriş yapmaya. Pazara gitmek için akşam saatini bekliyoruz, fiyatlar daha ucuz oluyor. Karnımızı doyurmaya çalışıyoruz ama onu da beceremiyoruz. Bu durum, bu hükümet oldukça devam eder” dedi.
Mahalle kasabı ise sitemle en çok karşılaşanlardan biri. “Satışlar yüzde 50 düştü. Normalde yarım kilo et alan müşteri şimdi 100 gram 200 gram alıyor. Kimi müşteri de almadan çekip gidiyor. Her gün fiyatlar değişiyor. Gerçekten çok zor” dedi.
Kasapta bir müşteri de satıcıyı destekleyerek şunları söyledi: “Birçok şeyi alırken sıkıntı yaşıyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı kullanamayacak kadar gelirimiz azaldı, daha doğrusu alım gücümüz düşmeye başladı. Eşime ‘Eskiden interneti komşularımızla ortak kullanıyorduk. Tekrar buna mı gidelim’ diye konuştuk. Çünkü gerçekten aşırı pahalı. Hafta içi evde olmuyorsunuz, akşamları çok az kullanıyoruz. Neyi nereye verebileceğimizi, nasıl geçinebileceğimizi düşünüyoruz. Üstelik ben de eşim de yüksek lisans mezunuyuz. Maaşlarımız da fena değil ama yetiştiremiyoruz. Hele ki kiradaysanız! Altı ay, bir yıl öncesine kadar aldığım maaşla geçinmem fena değildi ama özellikle son altı aydır, bizler eskilerin asgari ücretlileri gibi olduk. Dolayısıyla istediğimiz kadar et tavuk alamıyoruz. Bir tavuk fiyatı zaten kırmızı et kadar neredeyse. Eskiden dondurucuları doldururduk, şimdi ancak günlük alabiliyoruz” diyor.