Sağlıkta şiddeti kabul etmeyeceğiz!

Elif

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi

Günümüzde dünyanın birçok yerinde emekçiler yaptıkları iş fark etmeksizin ezilmektedir. Sağlık emekçileri de şiddet, baskılanma, yetersiz çalışma koşulları ve düşük ücret gibi birçok temel sorunla yüzleşmektedir. Bunların “nedeni” veyahut daha doğru bir tabirle suçlusu, sömürü düzenini görmezden gelip destekleyen politikalardır. Bir öğrenci olarak, geleceğim hakkında endişeliyim ve bunun normalleştirildiğini görmek beni üzüyor. Tıp okumaya başladığımda sağlıkta şiddet ve diğer sorunların farkındaydım. Ancak bu aşamaya geleceğini tahmin edememiştim. Daha umutluydum diyebilirim. Türkiye’de kalmak istediğim için bu mesleği tercih ettim. Ama Türkiye’de doktor olmak şu an yaşanabilir bir hayat sunmuyor. Bu yüzden yurt dışına çıkmayı düşünüyorum ama bu içinde bulunduğum mücadeleden kopmak anlamına gelmiyor. Eğer gidersem görevimi yaparken bireysel duruşumla buradaki kitlesel mücadeleye destek vermeye devam edeceğim. Bu mesleği tercih ederken önceliğim doktorluğun toplumdaki saygınlığı hiç değildi ama sağlık politikaları ve medya eliyle mesleğimin bu kadar itibarsızlaştırılması ve bunun şiddetle sonuçlanması, konunun önemini fark etmemi sağladı.

ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ!

Konya Şehir Hastanesi’nde Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya, 6 Temmuz 2022 tarihinde hastanedeki bir özel güvenlik görevlisi tarafından katledildi. Beyaz Kod bildirimlerine göre sağlıkta şiddet vakaları 2021 yılından 2022 yılına iki katına çıkmıştır. Hacettepe Üniversitesinde görev yapmakta olan Türk Psikiyatri Derneği eski başkanlarından Doç. Dr. Koray Başar, LGBTİ bireylere yönelik çalışmalar ve hak savunuculuğu yaptığı gerekçesiyle 4 Temmuz’da, yani Karakaya’nın katledilmesinden sadece iki gün önce, darp edildi. Şiddetin her türlü şeklinin normalleştirildiği ve halkın bunu olduğu gibi kabul etmesi beklendiği sürece sorunların çözümsüz kalmaya devam edeceği bir gerçek. Sorunların çözülmesi için atılması gereken adımların hepsinin zaten ezilmekte olan emekçilerden beklenmesi ise son derece haksız. Umutsuzluğa itilmeyi kabul etmiyorum. Sağlık emekçilerinin grev ve barışçıl protesto gibi yasal eylemlerle haklarını ararken uğradıkları polis şiddetini kınıyorum. Tıp öğrencileri olarak şiddete, baskılara ve haksızlığa karşı olan mücadelemizi sürdüreceğiz.