"Bir arkadaşımız makineleri kapatalım diyor"
Temmuz itibari ile asgari ücretin 5 bin 500 TL olarak açıklamasının ardından “İnsanca yaşayabilecek ücretler istiyoruz” başlıklı bildirimizle yola düştük.
Fotoğraf: Evrensel
Melike YILDIRIM
Adana Emek Gençliği Üyesi
Sıcak bir temmuz gününde Adana’da Obalar Caddesi’ndeyiz. Kavurucu sıcağa rağmen herkes koşturarak mesaiye yetişmeye çalışıyor. Konu ücretler olduğu için olsa gerek bildiriye ilgi yoğun ve birçok işçi onları dinlememize olanak da sağlıyor.
170 kişilik bir fabrikada çalışan 50’li yaşlardaki bir erkek işçi, “Yeni zamla bizim atölyede ücretler 5 bin 800 olur ama yine de neye yeter? Her gün her şey zamlanıyor” diyerek sitemlerini dile getiriyor. Atölyedeki diğer işçilerin de durumdan memnun olmadığını söylüyor.
GENÇ KADINLARIN SOSYAL HAYATI YOK
“Yoksulluk kaderimiz değil” diyerek verdiğimiz bildiriyi okuyan genç bir kadınla sohbete başlıyoruz. 18 yaşında olduğunu, bir tekstil atölyesinde ortacı olarak çalıştığını anlatıyor: “Ne iş olursa yaparız. Haftalık 850 lira kazanıyorum, sigortasız çalışıyorum.” Sabah 08.00’de başlayan mesaisi akşam 18.30’da bitiyor. “Daha doğrusu iş ne zaman biterse çıkıyorum. Hiçbir sosyal hayatım yok. Evden işe, işten eve gidiyorum. Zaten işten sonra yorgunluktan bir şey yapmaya halim de kalmıyor” diyor.
Yine tekstil atölyesinde ortacı olarak çalışan bir kadın grubuyla beraberiz. “Ben aylık 3 bin lira alıyorum” diyor içlerinden biri. Henüz 18 yaşında, 5 yıldır çalışıyor. Sigortasını sorunca “Ne gezer abla?” diyor. Ya okul? “Okulu kendim bırakmak istedim, çalışmak istiyorum” diyor. O da sabah 08.00’de başlayıp akşam 18.00 civarı çıktığını söylüyor.
GÜLÜŞMELER YERİNİ GEÇİM SIKINTISINA BIRAKTI
Elinde poşetiyle hızlıca yürüyen 30-35 yaşlarında biri ayakkabı işçisi olduğunu söylüyor. “Asgari ücret çok az. Nasıl geçinir insan onunla? Biz parça başı çalışıyoruz” deyince parça başı ücretlere zam gelip gelmeyeceğini soruyoruz. “Bayram sonrası belli olacak” diyor. Peki ya verilmezse, “Verecek. Vermek zorunda” diyerek uzaklaşıyor.
Hızlı adımlarla ilerleyen bir kadın... Evlere temizliğe gidiyor. Yevmiye usulü çalıştığını, yarım gün için 150 lira aldığını söylüyor: “Eşim de bir kebapçıda yevmiye ile çalışıyor, günlük 200 TL alıyor ama yetmiyor.” Çocukları olduğu için tam gün çalışmasının mümkün olmadığını anlatıyor.
Gülüşerek yürüyen iki kadına yaklaşıp bildiri uzatıp “Asgari ücret 5 bin 500 TL oldu sizce yeterli mi?” diye sorduğumuzda gülüşme bir anda yerini geçim sıkıntısını anlatmaya bırakıyor: “Ev kirasıydı, faturalardı, marketti derken elimizde hiçbir şey kalmıyor. 5 bin 500 TL neye yetecek? Hiçbir şey yapamıyoruz...”
Bir tekstil atölyesinde makineci olarak çalışan kadınlar, “Zam yapılacak ama yine de az. Atölyedeki arkadaşlar da memnun değil zamdan. Ne yapacağımızı konuşuyoruz sürekli. 200’e yakın kişi çalışıyor bizim atölyede. Mesela bir arkadaşımız makineleri kapatalım istediğimizi alalım diyor, haklı da.”