Dikili'de yapılaşma ve madencilik faaliyetlerinin önü açıldı: Bölgenin sonu demektir
İzmir Dikili’nin Bademli ve Karagöl bölgelerini de kapsayan büyük bir alanın koruma statüleri değiştirilerek, yapılaşmanın önü açıldı.
Arşiv | Fotoğraf: Evrensel
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir'in Dikili ilçesinde 1'inci Derece Doğal Sit Alanı olan bölgelerin statülerinin "Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak değiştirildiğini açıkladı. Statüleri değiştirilen bölgeler arasında doğal güzellikleri ile bilinen Bademli ve Karagöller de yer alıyor. Bakanlığın bu kararıyla birlikte bölgede yapılaşmanın önü açılırken, aynı zamanda Rüzgâr Enerji Santrali (RES), Güneş Enerji Santrali (GES) ve madencilik faaliyetleri de yapılabilecek.
BÖLGE HALKI İTİRAZ ETTİ: KIYI KANUNU'NA AYKIRI
GazeteDuvar'ın haberine göre bölge halkı söz konusu karara karşı harekete geçti. Dikili Kaymakamlığı aracılığıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na itiraz dilekçelerini sunuldu. Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından; ‘İzmir İli, Dikili İlçesi, 1. Grup (Dikili-Bademli-Karagöl Etabı) Doğal Sit Alanı, ‘Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ve ‘Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak tescil edilmiştir. İtiraza konu tescil kararı ile sit statüsü değiştirilen alanlarda; HES, RES, GES gibi elektrik santralleri, balık çiftlikleri, turizm tesisleri, geniş yerleşim alanları, madencilik faaliyetleri projelendirilebilecektir. Tescil kararında bulunan haritada da görüleceği üzere; deniz kıyısında bulunan bölgeler de tescil kararından etkilenmiştir. Dolayısıyla yukarıda sayılan faaliyetler kıyı şeridinde kalan alanlarda da projelendirilebilecektir. Anayasa’nın 43. maddesinin 2. fıkrasına göre; Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Bu durum, ayrıca Kıyı Kanunu’na açıkça aykırılık oluşturmaktadır.”
"SERMAYENİN İŞTAHINI KABARTIYOR"
Bakanlığın kararını değerlendiren Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, statüleri değiştirilen alanların “bakir” bölgeler olduğunu belirterek, “Bu bölgeler birilerinin iştahını kabartıyor. Özellikle güneye indiğiniz zaman Bodrum, Marmaris, Çeşme gibi turistik bölgelerde ciddi bir tıkanıklık var. İstanbul'un bu işle ilgili kafa yoran sermayesi, buraların sit derecelerini bir şekilde düşürerek imara açıp bölgeden yararlanmak istiyor. Buralar çocukluğumuzdan beri denize girdiğimiz ve bildiğimiz yerler. Örneğin Pissa Koyu, tüm Ege Bölgesi'nden yaz aylarında insanların geldiği ve işletmelerin baskısı olmadan tatil yapabildiği bir yerdir. Denizköy de aynı şekilde. Bu kararla görünen o ki buralardan da rant devşirme, kâr elde etme derdine düşülmüş” dedi.
"HUKUKİ GİRİŞİMDE BULUNACAĞIZ"
Yalnızca yapılaşmanın değil madencilik faaliyetlerinin de önünün açıldığını belirten Engel, bölgede bir süredir RES artışı olduğunu da ifade etti. Söz konusu karara karşı bölge halkı ve çevrecilerle ile birlikte gerekli hukuki girişimlerde bulunacaklarını vurgulayan Engel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir süredir buralarda RES'ler boy göstermeye başlamıştı. Korkumuz o ki bu kararla birlikte burada RES'ler, taş ocakları ve diğer madencilik faaliyetleri artacak. Bu durumun yaşanmaması adına gerekli itirazlarımızı yapacağız. Bölgenin korunması ve gelecek kuşaklara yaşanabilir şekilde teslim edilmesi hepimizin sorumluluğudur. Bu sorumluluğa sahip çıkacağız. Bunca yıldır bölgede dar gelirli insanların gelip denizden ücretsiz olarak yararlandığı noktalar var. Büyük oteller yapılarak halkın plajlarının elinden alınmasına da izin vermeyeceğiz. Gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız.”
"MADENCİLİK FAALİYETLERİ YAPILABİLECEK"
Ege Kültür ve Çevre Platformu (EGEÇEP) Eş Sözcüsü Doğu Işık, söz konusu değişiklikle birlikte Bademli’den Denizköy’e kadar büyük bir alanın yapılaşmaya açıldığını söyledi. Yapılaşmanın yanı sıra madencilik faaliyetleri ve turizm tesisleri yapılmasının önünün açıldığına da dikkat çeken Işık, statüde yapılan değişikliği şu sözlerle anlattı:
“Bademli Mahallesi’nde Killik, Deçemko, Pissa Koyu, Kalem Adası’nın işletme kısmı, Bademli Liman alanı ve Hayıtlı Koyu’ndan Denizköy Mahallesi’ne kadar büyük bir alan 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak tescil edilmiş durumda. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları ile ilgili olarak şu anda mevzuatımızda halen yürürlükte olan '109 sayılı Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı' mevcut. Bu ilke kararına göre; söz ettiğimiz bölgelerde; madencilik faaliyetleri yapılabilecek, turizm tesisleri kurulabilecek.”
"STATÜ DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMALI YA DA MADENCİLİK FAALİYETLERİ ENGELLENMELİ"
Söz konusu faaliyetlerin bölgenin doğal yaşamına ve dokusuna ciddi zararlar vereceğini belirten Işık, ülkenin birçok yerinde yaşanan talanın Bademli'de yaşanacağını ifade etti. Işık, “Bademli’den Denizköy’e kadar tescil edilen bölgede madencilik faaliyetinin yapılması o bölgenin sonu demektir. Buna karşı önlem olarak ya tekrar statü değişikliği yapılmalı ya da ilke kararında madencilik faaliyetlerini engelleyen değişiklikler getirilmelidir. Turizm tesisleri konusuna gelince; okullar kapanmamış ve üniversite sınavları yapılmamışken dahi Dikili ilçesinde büyük bir yoğunluk mevcuttu. Altyapı böyle köklü bir değişikliğe hazır değil. Altyapı haricinde konuşacak olursak ülkemizin güzide sahil bölgelerinde yaşanan talanın Bademli ve çevresinde yaşanması ihtimali bile dehşet verici” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)