15 Temmuz 2022 04:07

Maden işçileri: Özelleştirmenin sonucu ağır olur

Özel madenlerde sıkça güvencesizliğe, hak gasplarına ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığına dikkat çeken maden işçileri, "Özelleştirmenin sonucu ağır olur" diyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Dilek OMAKLILAR
Manisa

Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı Soma Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) bünyesinde linyit kömürü üretimi yapılan Eynez açık ocak bölgesinin bir bölümünün özelleştirilerek Yeni Anadolu firmasına devredilmesi üzerine işçiler iş durdurdu. Devir kararının geri çekilmesi için eylemlerini nöbete çeviren işçiler, şirkete ait kamyonların sahaya girmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyor.

Geçen yıl temmuz ayında ELİ’deki bazı panoların özelleştirilmesi gündeme gelmişti. Eylül ayında da açık ocaklardan Sarıkaya panosunun özelleştirilip davet usulüyle Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) firmasına verilmesi kararı üzerine eyleme başlayan işçiler kararı geri çektirmişti. Şimdi de Eynez panosundaki özelleştirmelere karşı eylemde olan işçiler, “Özelleştirmeyle ilgili her türlü girişim iptal edilsin. Soma’da özelleştirme demek sadece işçiler için değil tüm halk için geleceğin yok olması demektir” diyor.

‘ÖZELDE İSİG ÖNLEMLERİ ALINMIYOR’

Bir araya geldiğimiz işçilerden biri, “Sahaya makine sokmayacağız, kararlıyız. Üstelik devir de usulsüz yapılıyor. İhalesiz bir şekilde veriyorlar. Aslında ELİ’yi tamamen bitirmek istiyorlar” dedi. Kazanımlardan, işçi sağlığı ve iş güvenliğine kadar özel sektörün kamuyla aynı şartlarda olmadığını dile getiren işçi, “İşçiye değer yok. Sürdürülen politikalar çerçevesinde kısım kısım her yer verildi. Birileri zengin ediliyor” dedi.

301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı’nın meydana geldiği madende de çalıştığını belirten bir işçi de “O maden kamudayken çalışma düzeni daha farklıydı. İş sağlığı iş güvenliği 1998 yılında yer altında çok iyiydi ama özele geçtiğinde aşırı üretim baskısı vardı. Bu baskılar sonucunda da kazalar artı, maliyetler artmasın diye tedbirler de alınmadı. Aslında bu yüzden de özelleştirme istemiyoruz” dedi.

‘KÖMÜR FİYATLARINA DA YANSIYOR’

2020 yılı itibariyle açık ocaklardaki özelleştirmelerin arttığını belirten bir başka işçi özellikle Yeni Anadolu ve KİAŞ firmalarının bir aktarma istasyonu gibi kullanıldığını söyledi. Maden işçisi, “Soma’da hâlâ ciddi kömür potansiyeli var. Eynez bölgesi özellikle bundan sonra kömürün kalitesinin, kalori düzeyinin arttığı ve eski kısrakdere denilen kömürün başlayacağı döneme gidiyor. Bunu da biliyorlar zaten. TKİ bugün piyasaya kömür veremeyecek duruma geldi. Piyasayı tamamen şirketlere bıraktı. Kömürün merkezlerinden olan Soma’da insanlar kömürü 4 bin 200 TL’den alıyor. TKİ bunu 2 bin TL’ye mal etmesine rağmen... Piyasayı şirketlere bırakınca şirketler de 3 bin 500’leri bulan rakamlarla çıkış yapıyor. Bunu alan bayi de 5 binden aşağı satmayacak. Büyük paraların döndüğü bir piyasa. Bugün imzalanan anlaşma 3.5 milyon ton kömür karşılığında. Bunun yüzde 30’u şirkete ait. Yani 1 milyon tonun biraz üzerinde. Şu söylediğimiz rakamlarla kazanacağı rakamı siz hesaplayın” diye ifade etti.

‘5-6 BİN KAMU İŞÇİSİNDEN BİNE DÜŞTÜ’

“Makine var, çalışacak iş var, saha da hazır ama bize siz çalışmayın şirkete verelim, diyorlar. Eynez’de 45 kamyon 45 iş makinesi var. Büyük bir park sahası ama saha başka şirkete aktarılıyor. Bizim makinelerimiz de gün gün hurdaya çıkarılıyor” diyen işçi şöyle devam etti: “Kararlı durursak kararı geri çektiririz. Bir de bu olay ayarlanmış gibi. Herkes bayramdayken bu devri yaptılar. Kaçak göçek iş yapıyorlar. Soma’da 98 yılında 5-6 bin kamu işçisi vardı, bugün bin işçi kaldı. Böyle giderse bir iki yıla kadar ELİ bünyesinde kamu işçisi kalmayabilir” diye ekledi.

‘TÜM SOMA SOKAĞA ÇIKMALI’

Özelleştirmenin sonuçlarını tüm Soma halkının da yaşayacağını belirten bir diğer işçi, “Hayat pahalılığını düşünürsek, halkın ucuza ısınabilmesi rant uğruna elinden alınıyor. Burada ELİ işçisinin iş güvencesi, can güvenliği de tehlikede ama aynı zamanda ülkenin yer altı kaynakları da peşkeş çekiliyor. Soma’da kamunun bittiği zaman taşeron çalışanlar da işsiz kalacak, aileler mağdur olacak. Biz istiyoruz ki, kamu kalsın çoluk çocuğumuz çalışsın. Bir şey yapılacaksa da tüm Soma sokağa çıkmalı” dedi.

“Burada kamunun gitmesi Soma’nın geleceği gidiyor demek” diyen bir işçi de şöyle devam etti: “Ne sendika ne hükümet ben artık hiçbir şeye güvenmiyorum. Sadece kendi birliğimiz var. Mevcut iktidar ‘Burası benim, istediğim gibi işletirim, karışamazsın’ diyor ama buralar senin değil bizim. Bu kadar basit” dedi.

‘ŞİMDİ 30 YILLIK BİR MADENCİ BİR EVİN ÇEYREĞİNİ ALAMAZ’

Bir işçi hem çalışma koşullarını hem de halkta yaratılan algıyı şöyle anlatıyor: “Madencinin gördüğü 10 yıl burada. 10 yıl 16-17 saat çalışmış. Öyle para kazanıp, evini almış ama canından, ailesinden feragat etmiş, köle gibi çalışmış. Ağır ve tehlikeli işte çalışıyoruz ancak o kapsama girmiyoruz. Aldığımız maaşlar vergiler çıktıktan sonra 7-8 bin TL. Ben yer altında da çalıştım. Eziyetini, patronların işkencesini bilirim. Ücretlerden konuşalım; hepimiz madenci çocuğuyuz, biliyoruz. Eskiden 30 yıllık kamuda çalışan madenci emekli olduğunda ikramiyesi, tazminatıyla sıfır bir daire, üstüne de ikinci el araba alıyordu. Şu an 30 yıllık bir madencinin 300 bin TL tazminatı evin çeyreğini alamaz. Erken emekliliğimiz de yok. Açık ocakta çalıştığımız için madencilere tanınan haklardan yararlanamıyoruz. Adımız madenci, o kadar. Haklarımız gün geçtikçe gidiyor. Kimse bilmiyor ki dekapaj kamyonunun tepesinde Allah’a emanet gittiğimizi, üretim yapmaya çalıştığımızı... Kaç kaza oldu, kaç kişi öldü? Bizim ölümler gözükmez zaten. Örneğin yağmur yağdığı zaman komatsu kamyonlar çalışmaz, iş olmaz. Komatsu yağmurlu havada kayak gibi kayar. Ama halk bunu pek bilmez, yangını, heyelanı, gazı, tozu bilmez. Çalışma koşullarımızı iyi anlatmamız lazım.”

‘ELİ’NİN OLMADIĞI YERDE SOMA OLMAZ’

Eynez açık ocak sahasına gittiğimizde de burada T. Maden-İş Soma Şube Başkanı Şevket Şahin ile Başkan Yardımcısı Selçuk Metin işçilere gün içinde siyasi partilere ve çeşitli sivil toplum örgütlerine yaptıkları ziyaretlerin bilgisini aktardı. Birçok kuruma destek çağrısı yaptıklarını belirten Şube Başkan Yardımcısı Selçuk Metin gazetemize yaptığı açıklamada, “2022 yılında TKİ’nin vermesi gereken kömür miktarı 2.5 milyon ton. Biz 6 ayda 2 milyon ton üzerinde kömür verdik. Biz elimizdeki mevcut makinelerle üretimin en fazlası için çaba sarf eden emekçileriz. Direnişimiz devam edecek. İmza her şey bitti demek değil. Müteahhit firmanın, makinelerini buraya sokmasına izin vermeyeceğiz. Tüm kesimlere de ELİ’nin olmadığı bir yerde Soma’nın olmayacağını, ileride Balya’ya döneceğini anlatacağız”

Şube Başkanı Şevket Şahin de “Burayı parsel parsel peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Karşımızda güçlü iktidar var ama hakkımızı teslim edecek değiliz. ’90 ila 2000’li yıllar arasında her sene şehit verdik. Çok tehlikeli işler sınıfında yer alıyoruz ama hiçbir şeyden faydalanamıyoruz” dedi. 17 yıldır degabaj yaptıklarını söyleyen Şahin, “Burada kaç tane kamyon 17 yıl içinde devletin kasasına hurda olarak çöplüğe gitti. Maliyeti bırakın. Bizim kamyonlar 40 yaşında” diye konuşurken bir işçi araya girip “Verdiğimiz can kayıplarını saymayalım bile” dedi. Bir başka işçi de “Biz gerekirse önlemleri yok sayıp canımızı dişimize takıyoruz. Ama devletimiz bizi yok sayıyor” diye konuştu.

Başkan Şahin son olarak şunları söyledi: “Sendika ve işçiler kenetlenmişse mücadele için her türlü şartlar oluşmuş demektir. A panosundan çok büyük ders aldık. Şimdiki direnişi yumuşatarak gidiyoruz ama çalışmanın başladığı asıl günde asıl eyleme başlayacağız. Haklı davamızda herkesin yanımızda olmasını isteriz.”

EVRENSEL’E TEŞEKKÜR

Eski TEKEL işçisi olan işçilerden biri de “Sakarya’daki yürüyüşümüzü resimleyen tek gazete Evrensel’di. TEKEL işçileri yürürken kadın işçilere yapılan polis şiddetini belgeleyen de Evrensel’di. İşçi nerede eylemdeyse, emek nerede sömürülüyorsa Evrensel hep yanımızda. İşçi sınıfının, halkın yanında oldu. Bugün de ulaşımdan haberleşmeye enerjiden sağlığa özelleştirmelere karşı sürdürülen mücadelede yine emekçilerin yanında. Özelleştirmenin önüne geçilecek ama işçi sınıfının bilinçlenmesiyle olacak. Biz dayanacağız, sonuna kadar bu azmi göstereceğiz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Müzisyen Ruken Yılmaz: Dinleyicinin beğenisinden etkileniyoruz

SONRAKİ HABER

Mikropor işçileri: Korku duvarını aşıp, birlikte hareket etmeliyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa