10 Ekim davası 6 Ekim'e ertelendi | Mahkemeye sunulan 330 talebin 178’i reddedildi
10 Ekim Ankara Katliamı davasının firari sanıklar yönünden devam eden davasının 16’ıncı duruşmasında IŞİD'in Türkiye Emiri Kasım Güler, tanık olarak dinlendi. Dava 6 Ekim'e ertelendi.
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
10 Ekim Ankara Katliamı davasının firari sanıklar yönünden devam eden davasının 16’ncı duruşması Ankara Adliyesi’nde görüldü. Duruşmada IŞİD'in Türkiye Emiri Kasım Güler, tanık olarak dinlendi.
Avukatların taleplerinin büyük bir kısmı reddedildi. Heyet, Kasım Güler’in bir sonraki celsede duruşma salonuna getirilmesi için Sincan Cezaevi Müdürlüğüne yazı yazılmasına, Yunus Durmaz’ın tape kayıtları için müzekkere yazılması ve talep edilen bazı dosyaların getirtilmesine, Ahmet Davutoğlu, Ümit Özdağ ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun dinlenmesi talebinin reddine karar verdi.
Dava 6 Ekim 2022’ye ertelendi.
AVUKATLARIN AÇIKLAMA YAPMASI ENGELLENDİ
Duruşmanın ardından avukatlar tarafından yapılmak istenen açıklama polis tarafından engellendi.
Açıklama öncesi slogan atan ailelere, "Burada slogan atamazsınız. Bilgilendirme konuşması yapacaksanız yapın" denildi. Korkmaz Tedik’in babası Erdoğan Tedik , “7 yıldır aynı şeyi yapıyoruz. 7 yıldır slogan attık. Atmaya da devam edeceğiz. İlk kez siz yasaklıyorsunuz. Bizim canımız yanıyor. Oğlumu kaybettim ben. O zaman orada siz önlem almadığınız için” dedi. Bir polis ‘Şov yapıyorsunuz’ demesi üzerine aileler tepki gösterdi.
10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Coşkun, "Yıllardır süren hukuk mücadelemizde bir duruşma daha bitti ama değişen bir şey yok. Bu zamana kadar hiç kimse payına düşmediği kadar çok acının paydasında buluştuk. Bu dava ilerlesin diye bu devletin Cumhuriyet başsavcılarının yapması gereken noktalarda biz delillerimizi getirdik. Bu mücadelenin büyütülmesi gerekiyor. Herkesin sahip çıkması gerekiyor bu davaya. O yüzden daha fazla dayanışma, inat, mücadeleyle yürütmemiz gerekiyor” dedi.
Avukat İlke Işık, “Bir kez daha taleplerimizi sunduk. Firarilerin yakalanmasını istiyoruz. Katliamın bütün sorumlularının ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Hiçbir nokta karanlıkta kalmasın istiyoruz. Bugün bir tablo çıkardık. 300’e yakın talep sunduk. Yarısından fazlası reddedildi. Kabul ettikleri de zaten yapılması gereklerdi. Böyle bir yargılama olabilir mi? Adaleti yerine getirmesi gerekenler hayir diyor. Biz de ‘Evet adalet yerine gelsin’ diyoruz. Biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Tek istediğimiz tüm sorumlular yargılansın. En temel, en basit insani şey bizim için. Bizim bunun için inat ediyor olmamız önemli” dedi.
DAVADA NELER OLDU?
Dava avukatlarından İlke Işık, katliamın 7’nci yılına yaklaşırken 15 celsedir mahkemeye sunulan 330 talebin 178’inin reddedildiğini belirtti. Ülkede seçim ihtimali ortaya çıktığında insanların 2015 Haziran ve Kasım seçimlerindeki süreci sormaya başladığını ifade eden Işık, “7’nci yıla giriyoruz, adalet bulma gibi bir sorumluluğumuz var. Ahmet Davutoğlu ve Ümit Özdağ mahkemede dinlenilmesini talep ediyoruz. Yargılama hala devam eden yargılama. Bu ülkenin yargı sistemine ve insanlara sorumluluklarını olduğunu düşünüyoruz. O döneme dair ne biliniyorsa gelip burada konuşulsun” dedi.
Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 16’ıncı duruşmaya katliamda vefat edenlerin yakınları ve yaralananların yanı sıra kitle ve meslek örgütü temsilcileri de katılım sağladı. 16 firari sanık ile insanlığa karşı suçtan yargılanan, davadaki tek tutuklu sanık olan Erman Ekici duruşmaya SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) sistemiyle bağlandı.
Mahkeme başkanı Kasım Güler’e kod adları sordu. Güler, İlhami Balı’yı Adana Cezaevi’nde birlikte tutuklu kaldığı dönemden tanıdığını ve Ahmet Güneş’i de tanıdığını söyledi.
"MİT’TE 80 GÜN KALDIM, HER ŞEYİ KABUL ETTİM"
2014 yılının Kasım ayında Suriye’ye gittiğini ifade eden Güler, “2015 yılının Haziran ayında yaralandım, hastanede üç ay yattım. Kırmızı bültenle arandığım dönemde MİT beni operasyonla aldı. MİT’te 80 gün kaldım. Her şeyi kabul ettim” dedi.
SEGBİS bağlantısı sırasında ses sorunu yaşanması nedeniyle bir sonraki celse için duruşma salonuna getirilmesine karar verildi.
IŞİD’ten dosyası olan Gökhan Karademir Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinden SEGBİS ile bağlandı. Mahkeme başkanı Karademir’e kod adları sordu. Karademir, Ahmet Güneş ve Cebrail Kaya’yı tanıdığını Erman Ekici’yi tanımadığını söyledi. Katliam gününde cezaevinde olduğunu söyleyen Karademir, “2011’de girdim 2018 de çıktım. Haberlerden duydum. Gaziantep patlamasını da benim yaptığım soylendi. Üzerime bir şeyler atılmaya çalışıyor. Yardım amaçlı gittim geldim. İlhami Balı’yı tanımam. Ahmet Güneş bize ders veriyordu dernekte. Tecrit dersi verdi. Suriye'de Kur'an dersi veriyordu, fıkıh dersi veriyordu. Güneş’in silahlı bir egitim verdiğini duydum ama görmedim. Cebrail Kaya da ders verirdi. Mustafa Delibaş’ın Mihrab Derneği'nin başkanı olduğunu biliyorum. Erman Ekici'yle sadece cezaevinde karşılaştık. Gaziantep’te de dövüştük zaten. Cezaevinden çıktıktan sonra Ahmet Güneş’in vefat ettiğini duydum. Cezaevinden çıktıktan sonra bunlarla bağımı da kestim” dedi.
AİLELERİ VE EVRENSEL GAZETESİNİ HEDEF GÖSTERDİ
Karademir, Mahkeme heyetine, ailelerin kendisini hedef gösterdiğini iddia ederek, “Adresimi, numaramı verdiniz. Evrensel Gazetesi’nde ismim çıkıyor. IŞİD sempatizanı olarak gösteriliyorum. Bundan kaynaklı suç duyurusunda bulunacağım” dedi.
“SURİYE’YE GEÇERKEN SORUN YAŞAMADIK’
Avukat Eylem Sarıoğlu söz aldı. Tanık Karademir'e “Antep’te Yunus Durmaz ve Ahmet Güneş, hangisini üst düzeyde değerlendirirsin?” sorusuna tanık, “Yunus Durmaz” olarak cevap verdi.
Karademir, Suriye'den geçerken bir sorun yaşamadığını, sınırdan rahat geçtiklerini söyledi. "İlhami Balı ile geçişiniz var mı?” sorusuna Karademir, “Ebu Bab diye biri vardı onunla iletişim halindeydim” diye cevap verdi.
Sarıoğlu'nun Karademir’e yönelttiği “Suriye’ye döndükten sonra IŞİD ilişkiniz devam etti mi? sorusuna tanık, “Cezaevine girdim, sonra adli dosyadan cezaevinde kaldım. Suriye’den kimliğim çıktığı için Antep’te siyasi koğuşa verdiler beni orada da bir iki ay kaldım” diye yanıtladı. Sarıoğlu’nun soru sorduğu sırada ise mahkeme heyeti, “Bunları söyledi yeniden sormayın” diyerek, sorulara müdahale etti.
"TANIK BEYANI YALAN"
Tanık Gökhan Karademir’in dinlenmesinin ardından avukatlar beyanda bulundu. Avukat Murat Kemal Gündüz “Beyanların çoğu yalan. 2011 girdiğini söyledi tanık. İç savaş 2011 Mart’ta başladı. Rakka 2014’de düştü. Yunus Durmaz ile orda bulunmaları mümkün değil. Sayın başkan asıl sonuca ulaştıracak delilleri reddediyorsunuz. Dinlensin ama maddi gerçekliği olan bunlar değil. Burada aileler yıllarca gelip gidiyor umutla. Devlet bu süreçte onları farklı statülere koymuş ve yeni istihbarat bilgileri olduğu gerçek. Bu yüzden gerçeğe ulaşacak belgeleri talep edin” dedi.
Eylem Sarıoğlu, “İlk günden itibaren ifadelerde isimleri geçen, katliamdan sonra faillere yardımcı olduğu bilinen ancak dosyaya hiçbir şekilde dahil edilmeyen Cuma Dabanıyassı, Deniz Duman ve Mehmet Korkmaz hakkında mahkeme tarafından deliller araştırılmalı ve suç duyurusunda bulunulmalıdır” dedi.
EKSİK DOSYALAR İSTENDİ
Davada hiçbir zaman gizlik tanık dinlenilmesini talep etmediklerini söyleyen Avukat Senem Doğanoğlu, gizli tanık beyanları önemli bir delil ise bunun araştırılması gerektiğini belirtti.
Senem dosyaya ilişkin taleplerini şöyle sıraladı: “Eksik dosyalar elimizde değil bunların bize verilmesini istiyoruz. Firari sanıkların eşleri yönünde bir ara karar kurulmadı. Gülay Tülay soruşturma yönünde önemli. Hasan Hüseyin Uğur hakkında taleplerimiz olmuştu gelmedi, bununda dosyamıza gelmesini istiyoruz. Konya 2’nci ağır ceza mahkemesinde Ankara emniyetin dinlemediği yeni tanıklar var bunların dinlenilmesini talep ediyoruz. Kasım Güler’in TEM ifadesinde geçen risaleler ifadesi var. 2013-2014 süreçlerinde geçişlerin sağlandığı risaleler var. Bu risalelerin nasıl geçiş yapıldığı ve planladığı için önemli bu risaleler. Kasım Güler’in ilgili risale tutanaklarının getirilmesi ve araştırılmasını istiyoruz. Bununla birlikte MASAK raporlarında excel tabloları bağlantıların kavranması açısından talep ediyoruz.”
Avukat Gülşah Kaya, 10 Ekim katliamında yaralanan İbrahim Kanbal hakkında AYM’nin verdiği karara değindi. Kaya, AYM’nin İbrahim Kanbal‘ın başvurusunun yaşam hakkı kapsamında değerlendirildiğini, dosyada devletin negatif ve pozitif yükümlülüklerine atıf yaptığını kaydetti. Kaya, dosyadaki eksik evraklara değinerek, kapsam dışında bırakılan raporların kendilerine verilmesini talep etti.
330 TALEP 178 RED
Avukat İlke Işık, Katliamın 7’nci yılına yaklaşıldığını hatırlatarak şöyle konuştu: “Yüzlerce insan hayatını kaybetti, bunların yargılamaları da bir şekilde devam ediyor. 10 Ekim Gar katliamı yargılanması 2016 yılında başladı. Yargılanma hali hazırda firari sanıklar hakkında sürüyor. Duruşmaların bir çoğu eksik evraklara, yada gelen belgelere ilişkin beyanlar ve taleplerle devam etti. 7’nci yıla giriyoruz, adalet bulma gibi bir sorumluluğumuz var. Bu celsedeki taleplerimiz hariç, 330 tane talep sunmuşuz. Bunların 178 tane reddedildi, 150 tane kabul edildi. Kabullerin bir miktar yüksek görünmesinin sebebi de savcılığın en basit şekilde yapmadığı ve bizim ısrarla söylediğimiz talepler. HTS taleplerimiz kabul edilmiş, UYAP kayıtlarını almak zorunda kaldık, savcı bize ‘bu sanıkların başka UYAP’ları var mı?’ diye bize geldi. UYAP kayıtları 5’nci celseye kadar eksik geldi. Araç kayıtları için talep etmek zorunda kaldık, bunu da savcılık yapmamıştı. UYAP kayıtları üzerinden gelen dosyaları istemek zorunda kaldık halen dosyaları talep ediyoruz ve bunlar kabul edildi. Yunus Durmaz’ın birebir ölümüne dair araştırılma yapılmamıştı, kabul edilen 45 tane görece büyük görünüyor. Dijital verilerle ilgili halen bir araştırma yapılmadı, tutuklu dosyada mahkeme hiç tanık dinlemedi. Tanık dinlememe noktasında büyük bir ısrar vardı.”
"KAMU GÖREVLİSİNİN HİÇ SORUMLULUĞU YOK MU?"
Firari sanıkların yakalanmasına dair araştırılma taleplerinin reddedildiğini hatırlatan Işık, “Nusret Yılmaz’ın Gürcistan’a girdiğini söyledik bunu araştırın dedik bu da araştırılmadı. Firari sanıklarla ilgili ısrarla bilgiler verilmiyor. Bu katliam nasıl gerçekleşti? Bu kadar büyük örgütlenmiş, hiçbir sorunla karşılaşmadan tek bir kamu görevlisinin sorumluluğu olmaması mümkün mü? Ülkede seçim ihtimali ortaya çıktığında 2015 Haziran ve Kasım seçimlerinde insanlar o süreci sormaya başlıyor. Ümit Özdağ'ın Ahmet Davutoğlu’nun söylemlerinden söz edeceğiz. Ümit Özdağ, ‘Ahmet Davutoğlu bir şeyler biliyor’ demesi çok anormal değil” dedi.
"DAVUTOĞLU VE ÖZDAĞ DİNLENSİN"
İŞİD saldırılarından 139 kişi yaşamını yitirdiğini ifade eden Işık, katliam sonrası yapılan haberlerin linklerini ve siyasetçilerin söylemlerini aktardı. Ahmet Davutoğlu ve Ümit Özdağ’ın mahkemede dinlenilmesini talep eden Işık, “Bu yargılama hala devam eden yargılama. Bu ülkenin yargı sistemine ve insanlara sorumluluklarını olduğunu düşünüyoruz. O döneme dair ne biliniyorsa gelip burada konuşulsun” dedi.
"KILIÇDAROĞLU DA DİNLENMELİ"
Müvekkil Mustafa Çeker söz aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından katliama ilişkin bilgi aktardığını hatırlatan Çeker, Kılıçdaroğlu’nun da dinlenmesini talep etti.
"KATLİAMLA BİR İLGİM YOK"
Savunmaların ardından söz verilen sanık Erman Ekici, kendisine gönderilen evrakların içerisinde bir çok yerde “Ebu Talha” isminden söz edildiğini, kendisine bu ismi yapıştırıldığını ifade etti. “Ebu Talha” olmadığını iddia eden Erman Ekici, “Ankara olayıyla bir ilgim yok” dedi. (HABER MERKEZİ)