İzmir'deki çevre ve emek örgütleri: Ölüm gemisine geçit yok!
São Paulo isimli nükleer uçak gemisinin söküm işlemi için İzmir Aliağa’ya getirilmesine tepkiler büyüyor. İzmir milletvekilleri, çevre ve emek örgütleri "Ölüm gemisine geçit yok" diyor.
Fotoğraf: Netmarine.com/Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)
Ramis SAĞLAM
İzmir
Brezilya donanmasına ait São Paulo isimli nükleer uçak gemisinin söküm işlemi için İzmir Aliağa’ya getirilmesine tepkiler büyüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un, São Paulo gemisi için “Gelen gemide söylendiği gibi 900 ton değil, 9 ton asbest var” şeklinde açıklama yapmasına İzmir milletvekilleri, çevre ve emek örgütleri tepki gösterdi.
"SÃO PAULO GEMİSİNE KARŞI DURMALIYIZ"
Tehlikeli atık ve asbest barındıran São Paulo gemisinin Aliağa’ya gelmemesi için uzun süredir mücadele yürüttüklerini hatırlatan Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP) Sözcüsü Zeki Küçükakyüz, “Kamuoyu baskısıyla uzun süredir engellemeye çalıştığımız bu geminin gelmediği sürede, Aliağa’da tehlikeli atık ve asbest içeren gemilerin sökümü devam ediyor. Sadece 2020 yılında 118 konteyner gemisi, petrol platformu, askeri gemi, kruvaziyer gemisi söküldü. Çevre Bakanlığının sadece Aliağa’da son beş yılda 714 geminin söküldüğü ve bunun sonucunda yaklaşık 250 tonu asbest olmak üzere, 74 bin 325 ton tehlikeli atık bertaraf edildiğini açıklaması kaygılarımızı artırıyor. ALÇEP olarak herkesi hem São Paulo gemisine hem de Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde yaşananlara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
"GEMİ SÖKÜMLERİ HER AŞAMADA DENETLENMELİDİR"
Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Başkanı Fatma Mehlika Koç, “Genellikle 20 yaş ve üzeri gemilerin yapımında izolasyon maddesi olarak kullanılan asbestin sökülmesi, geçici ve nihai depolanması, hurda gemilerde faaliyet türlerine göre farklı türde atıkların, ağır metallerin, madensel yağların, poliaromatik hidrokarbonların (PAH), poliklorlu bifenillerin (PCB), tehlikeli atıkların önemli ölçüde çevre kirliliği oluşturma riski bulunmaktadır. Gemi geri dönüşüm planı özel olarak her gemi için detaylı olarak hazırlanmalıdır. Gemi söküm ilgili resmi otoriterler tarafından denetlenmelidir” diye konuştu.
"GEMİNİN GELİŞİNİ ENGELLEMELİYİZ"
São Paulo gemisinin sadece Aliağa’nın ya da İzmir’in değil tüm Türkiye’nin sorunu olduğunu söyleyen KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, “Hepimiz gecikmeden Türkiye’nin doğasına ve canlılarına zarar verecek olan bu zehir yüklü geminin gelmemesi için tepkimizi göstermeliyiz. Emek ve demokrasi güçlerinin katılımıyla etkili bir biçimde göstereceğiz” dedi.
"İZMİR RADYASYON ÇÖPLÜĞÜ DEĞİL’"
Tehlikeli Gemi Sökümü Önleme Girişimi Sözcüsü Kimya Mühendisi Ertuğrul Barka ise, geminin sadece asbest değil ağır yağlar, ağır metaller ve radyoaktif madde barındırdığını söyledi. Barka, “Kapitalist gelişmiş ülkelerin sınırlarına sokmadığı zehir yüklü ölüm gemilerinin Türkiye’ye getirilmesine onay verilmesi tam bir felakettir. 2006’da 60 ton asbest barındıran Hollanda gemisi Otopan, 2015’te radyoaktif madde yüklü FPS Kuito adlı Bahama bayraklı petrol tankeri, 2016’da Fransa bandıralı Ethan (Methania) adlı gaz tankeri sökülmek üzere Aliağa’ya getirilmişti. Ayrıca, okyanuslardan getirilen 15 petrol platformunun söküm işlemi de yine bu merkezde yapıldı. Diğer yandan, İzmir Gaziemir’deki radyoaktif madde atıkları, İzmir’i radyoaktif madde çöplüğü haline getirdi” diye konuştu.
"EMPERYALİSTELRİN TALANLARI YETMEDİ, ÇÖPLERİ DE BAŞIMIZIN BELASI"
Emek Partisi Aliağa İlçe Başkanı Cevat Aktaş, “Böyle devasa platformları üreten ülkelerin hiçbirinde, başta üretip satan Fransa’da bu çöpü, kötü etkilerinden arındırmak diye bir şey yok. Dünyanın böyle devasa çöpleri başta Türkiye, Hindistan, Kore’ye ihale ediliyor. Emperyalistlerin talanları yetmediği gibi çöpleri de başımızın belası” dedi. Geminin geçen yıl gelmesini engellemek için yapılan eylemleri ve oluşturulan kamuoyunu hatırlatan Aktaş, “Ülkemiz, iktidar tarafından dünyanın en kolay çöplüğü yapıldığı için, bakanlığın onayıyla gemi yönünü Türkiye’ye dönmüş, geliyor. Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu olarak bu geminin burada yetersiz denetim ve güvenlikten eksik bir şekilde söküleceğini biliyoruz. Aliağa’daki demokrasi güçleri olarak yalnız başımıza bu işin üstesinden gelemeyeceğimizin bilincindeyiz. Ama şunu da biliyoruz ki, her türlü hukuksuzluğa rağmen başta ülkemizdeki demokrasi güçleri ve dünyadaki dostlarımızla yardımlaşarak bu sorunu çözebiliriz” diye konuştu.
"TÜM GÜCÜMÜZLE MÜCADELE EDECEĞİZ"
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Ülkede yaşayan insanların ve canlıların güvenliği ve sağlığı açısından oldukça riskli bir duruma yol açabileceği açık olan bu gemi söküm işlemi ülke itibarını da tehdit ediyor. Şeffaf bir süreç işletilerek ele alınması sorumluluğu ilgili kamu kurumlarının üzerindedir. Bu ölüm gemisinin İzmir’e gelmesini istemiyoruz, bunun için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.
Konuyu defalarca kez gündeme getirdiklerini söyleyen TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan da, ”Çevre Bakanı Kurum’un en son önergeye verdiği yanıttaki verilere göre; Türkiye’nin 5 yılda bertaraf ettiği asbestin 2 katının sadece bu gemide olduğu söyleniyor. Çevre Bakanlığına verdiği bu ‘temkinli’ izni geri çekmesi için çağrı yapıyoruz. Her şey kitabına uyduruluyor, olan alın teri ile evine ekmek götürmeye çalışan emekçinin sağlığına oluyor. Biz, ülkemizin doğasını katletmek ve halk sağlığını hiçe saymak pahasına birilerine kaynak yaratan bu sistemi de bu denetimsizliği de ifşa etmeye devam edeceğiz. O gemiyi İzmir’de de ülkemizde de istemiyoruz. Bunun için var gücümüzle mücadele edeceğiz” diye konuştu.